Yükleniyor... %97

436 31 20
                                    

Yeonjun, kapı kulpunu kavrayarak aşağı indirdi.

Fakat açmadan önce duraksamış, kararsız kalmıştı.

Gözlerini, dolmasına engel olamayarak kapattı ve yutkundu. Ardından kapıyı açtı. 

İçeri girmemişti. Öylece karşıya bakıyordu.

Duvara sabitlenmiş büyük bir ayna vardı. Kendisini görebiliyordu. Tükenmek üzere olan bedenini ve ondan kurtulmak için çırpınan ruhunu...

Kendi yansımasıyla göz göze gelemedi. Biliyordu çünkü, yine her şeyden kendisini sorumlu tutacağını adı gibi biliyordu.

Çok da uzak olmayan bir geçmişte; sevdiği kadının hayat dolu, parıldayan gözlerle aynı aynaya baktığını hatırladı.

Güzel yüzü belirdi aynada. Bu sefer gözyaşlarının akmasına müsade etti.

Kitaplığına yöneldi önce.

Raflara yaslı olan kırık kaykayla göz göze geldiler.

Art arda gelen hıçkırıklarının esiri olarak dizlerinin üzerine çöktü.

Bir müddet sonra nihayet kafasını kaldırdı, kırılan tahtaya dokunmak istese de uzattığı parmakları havada asılı kaldı. Önce eli sonra bedeni titremeye başladı.

Iseul'ün son nefesini verirken yanında bu tahtanın olduğunu biliyordu.

Bu yüzden kırıktı ve bunu bilmesi Yeonjun'a hiçbir fayda sağlamadığı gibi her hıçkırıkta kendinde olmayan bedenini daha çok sarsıyordu.

Gözyaşlarını eliyle silerek zar zor ayağa kalktı. Odadaki yatağa yürürken yeni fark ettiği defteri eline alarak oturdu.

Hala hıçkırıyordu fakat artık ağlamıyordu.

Zaten kendisinin bile hatırlamadığı kadar çok haftalar boyu ağlamıştı.

Kahverengi, deri kapaklı kalın defteri açtı.

Yazan şeyleri gözlerindeki bulanıklığın el verdiği kadarıyla okumaya başladı.

"Bugün yabancı numaranın tekinden  şarkı sözleri gelmeye başladı. Başta ciddiye almadım ama sonra ben de yazdım. Sanırım başım belada :D"

Dişlerini sıktı. Tarih yoktu ama zamanı ve mesajları o anki gibi hatırlıyordu.

"Başta Taehyun sandım ve çok sinirlendim. Ne hakla hala yüzsüz gibi yazabiliyor diye düşünmüştüm. Ama bu sapık Taehyun olmadığı konusunda epey inatçı. Umarım bir an önce beni rahat bırakır."

Sıkmaktan acıyan çenesiyle zoraki bir gülümseme yayıldı dudaklarına.

Bilseydi zamanının bir kelebeğin ömrü kadar olduğunu, daha erken davranmaz mıydı?

"Onu 'sapık' diye kaydettim. Tanrım! Sapık diyorum ama hala cevap veriyorum. Ha bir de ona ezik dedim ama bunun için kötü hissetmeme gerek yok. Değil mi?"

"Hayır, yok sevgilim." diye fısıldadı zar zor.

Iseul onun sevgilisiydi. En azından Yeonjun'un hayallerinde...

"Bana yine şarkı sözü yazıyor. OmO. Hiç usanmıyor."

"Beni her gece rüyasında gördüğünü söyledi. O gerçek bir sapık!"

Slide | Choi YeonjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin