kendinden nefret ettiğin bir gün daha

29 5 2
                                    

bunların hepsini kendine söylüyorsun.

---

kimsenin sevgisi gerçek değil, kimse seni gerçekten umursamıyor. yapayalnız öleceksin, aynı her dibe vurduğunda gerçekten seni anlayıp seni iyileştirebilen kimse olmadığı gibi. 

aslında bunu kendin yapıyorsun ama yapmasan da sonuç ne kadar farklı olurdu ki? sahilde o yerden biraz yüksekçe yere çıkıp kendini denize bıraksan kimin hemen haberi olurdu? bu kimin suçu olurdu? evet, böyle bir potansiyele sahipsin ancak yaşama sevincin de henüz sıfırlanmış değil.

çevreden kopuksun, çevrenin farkında değilsin ama çevrenin dedikleri seni çok etkiliyor, gereğinden fazla umursuyorsun sana söylenenleri ya da hissettirilenleri. bu kadar çok etkilenmekten nefret ediyorsun. üst üste gelen şeyleri kaldırmakta çok zorlanıyorsun, her ayağa kalkmaya çalıştığında aldığın darbeler işini oldukça güçleştiriyor. 

kendini kurtarmak istiyorsun ama dört bir yanına sarılmış görünmez eller seni öyle bir dibe çekiyor ki ellerin tırnakları derine batıp kanatıyor, nefes almakta bile güçlük çekmeye başlıyorsun. 

insanlardan nefret ediyor ve kendini onlardan uzaklaştırıyorsun, içine kapanıyorsun. en çok nefret ettiğin insan da kendin. bu kadar berbat hâlde ve zayıf olmayı kendine yediremiyorsun. kendi kendine yetemeyip ilgiyi başkalarında aramanın ve sonrasında yine başkaları tarafından o ufak kalbinin ezilmesine izin vermenin seni eziğin teki hâline getirdiğini düşünüyorsun.

sevmediğin ve onlardan iyi olduğunu düşündüğün insanların hâlâ ayakta olması ama senin yıkılıyor olman sana çok koyuyor. aynanın karşısına geçiyorsun, kibrin ve gururun kırılıyor. soluk tenine, koyu göz altlarına, şişip kızarmış gözlerine bakıp kendi kendine neden bu kadar karanlık olduğunu soruyorsun. 

neden içindeki aydınlığı ortaya çıkaramıyorsun?

kalbimde ağrılar varHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin