❝ all my troubles on a burning pile
all lit up and I started to smil
if I catch fire then ill take my turn
to burn and burn, and burn... ❞Mother Mother - Burning Pile
↳ ↱ ⇢ ➯ ↝ ➸ ➹ ↬ ↫ → ➥
❂ ❖ ✿ ❀ ღ ಌ ๑ ʚĭɞ ઇઉ ♡
✦✧ ❥ ҉。 ஐ ⋆˚₊· ͟͟͞͞➳❥ ♡ ⋆*(Buraya kadar 3. Kişi gözündendi bu bölüm Toby'nin gözünden olucak)
Orman da gezinirken bir kız gördüm. Yerde ki dal parçalarını topluyordu. Yüzünü tam olarak göremiyordum ama saçları güzeldi. Bir an neden dal parçalarını topladığını düşünmeye başladım. Ormanı ateşe vermeyecekdi değil mi? Bundan emin olmalıydım. Gerçi ateş güzel ama- bu orman olmaz.
Ona boş boş bakmak yerine yardım etmeye karar verdim ve bir kaç bulduğum dalı o görmeden önüne koydum. Karartımı görmüş gibi bir anda kafasını yukarı kaldırıp ağaca baktı ama ben zamanın da saklanmıştım.
Yüzünü görebilmiştim ve bana gerçekten güzel geldi. Bana birisini hatırlatıyordu... Ab-lam?
Çok fazla önemsemedi ve bir kaç dal daha topladı. Sonra arkasına dönüp yürümeye başladı. Bu kadarının yeterli olduğunu düşünmüştü.
Onu gizlice takip etmeye devam ettim. Sonuçta ormanı ateşe vermediğinden emin olmalıydım yoksa efendim hiç ama hiç mutlu olmazdı. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordum.
İleri de ağaçların çok olmadığı açık bir alana gittiğini gördüm. Orada 2 tane yetişkin vardı. Onlara mı gidiyordu? Birden kadın olan konuşmaya başladı.
"Sonunda döndün Y/N" demek adı Y/N.. Ne güzel bir ad diye içimden geçirdim.
Kız hafifçe gülümserken "Çok mu uzun sürdü toplamam?" dedi. Onu izlerken bende zamanın nasıl geçtiğini fark etmemişdim ama çok geçmemişdi bence.
Kadın kafasını iki yana sallayarak "hayır sadece şaka yapıyorum" dedi. Pek komik olmasa da kızın gülümsemesi istemsizce benim de gülümsememe neden olmuştu.
Kadının gösterdiği yere dalları koyduktan sonra cebinden çakmağı çıkardı- ateş! Kahretsin! Hemen kafamı diğer yana çevirecekken Y/N'nin elinden çakmağı düşürdüğünü ve gözlerinin büyüdüğünü gördüm. Bunun nedenini sorgularken dalların üstünden kıvılcımların çıktığını gördüğümde hemen kafamı çevirdim ve dürtümü bastırmaya çalıştım.
Ben dürtümü zorla bastırırken yavaşça kafamı çevirdim ama tam olarak dallara ve ateşe bakamıyordum. Y/N yerden çakmağı aldı ve yetişkinlere baktı. Yüzü rahatlamış görünüyordu. Galiba onun o anki yüz ifadesini görmedikleri için kendini şanslı sanıyordu ama ben görmüştüm.
Sonra çakmakla dalları iyice ateşe verdikten sonra yetişkinlere dönüp bir şeyler dedi ama duymak için fazla uzaktaydım. Ağacın arkasından biraz dışarı çıkmış ona bakmaya devam ediyordum. Bir anda önünde ki yemekden kafasını kaldırıp tam olarak bana baktı. Gözlerim biraz büyümüştü. Ona baktığımı hissedebildi mi?!
Her ne kadar ona ve onun güzelliğine bakmaktan kendimi alamasam da bir kaç saniye sonra hemen hızlıca ağacın arkasına tekrardan saklandım. Bir kaç dakika boyunca onları gizlice izlemeye devam ettim.
O adam ve kadınla bu kadar yakın olması benim sinirlerimi bozuyordu. Her hangi bir yakını olup olmaması umrumda değildi. Onları 0ldürmek istiyordum. Ama Y/N üzülebilirdi ve onu üzmek istemezdim. Bu yüzden akıllı olduklarını umarak önce onları uyarmaya karar verdim.
Y/N'nin tatlısını yemediğini gördüm. Sadece kafasını eğmiş çatalına ve tatlısına bakıyordu. İşte o an bu an diye içimden geçirdim.
Onlara orta hızda yürümeye başladım. Onların bulunduğu yere gelene kadar beni fark etmediler. Sohbete fazla dalmışlardı. Konuşmak üzereyken ayağımın altında ki dal parçasını fark etmemişdim ve o benim yerime geldiğimi haber etmişdi.
Birden hepsi bana doğru döndü. Sadece Y/N'ye bakıyordum ama hepsine bakıyormuş gibi görünüyordum. Zaten gözlüğüm vardı bu yüzden tam olarak nereye baktığımı anlayamazlardı.
Y/N'nin değişik bir güzelliği vardı. Bakdıkça bakasın geliyordu. Y/N'nin gözleri korku ve endişeyle biraz büyümüştü. Sonra adam ayağa kalkdı ve "siz kimsiniz?" diye bana sordu. Ardından kadın da kalkdı ve "bayım bir sorun mu var?" dedi.
Onlara bakma zahmetine girmiyordum bile. Zaten birazdan ne de olsa eğer uyarımı dinlemezlerse 0leceklerdi ve bu çokda umrumda değildi. Sonuç da bunca zamana kadar binlerce kişiyi 0ldürmüştüm. Her ne kadar çokda istemesem de huzura kavuşmamın tek yolu 0ldürme. Sadece 1 dakikalık huzur olsa da, benim için her şeydi o 1 dakikalık huzur. Kafamda ki sesler diniyordu. Ayrıca Y/N'ye bu kadar yakın olan kişileri de 0ldürünce içim daha rahat edicekdi.
Y/N'de ayağa kalkınca hafifden ona daha iyi bakmak için kafamı yukarıya kaldırdım azıcık. Şu anda göz göze geliyorduk ama onun haberi yokdu. Ne güzel gözleri vardı. Tıpkı onun gibi.
Y/N'de ayağa kalkınca konuşma vaktinin geldiğini anladım "O-orman dan çıkın" her zaman ki gibi kekelemişdim. Boynumun seğirmesi de oluyordu tabii ki ama bu ona bakmamdan beni almıyordu.
Y/N'nin gözleri biraz daha büyümüştü. Korkduğu ve endişelendiği belliydi ama güzel gözüküyordu. Acaba onun gülümsemesi ve kahkahası nasıl? Bunu zor da olsa yapacağım. Onun güzel gülümsemesini görüceğim. Ne pahasına olursa olsun.
Adam konuşmaya başladı. Ama söyledikleri tahminim aksine salakça şeylerdi. Demek akıllı değildin? Eh bunun bedelini ödeyeceksin(iz). Y/N adama döndü ve ona korkuyla baktı. İstemsizce ellerinin göğsünde birleştiğini gördüğümde bu hareketinin tatlı olduğunu düşündüm.
Fısıldar bir şekilde adama "baba bence gidelim" dedi. Sesi korkudan ve endişeden titriyordu. Yani o adam babasıydı? O zaman kadın da büyük ihtimal annesiydi. Onları 0ldürmem Y/N'yi üzebilir ama yanında benim dışında kimsenin olmasını istemiyordum. Ailesi bile. Sadece ben.
Onu kendime saklamayı düşünürken babası tekrar dan konuşmaya başladı "soruma cevap alana kadar bir yere gitmeyeceğiz. Biz buraya piknik yapmaya geldik, siz kim oluyorsunuz da bizi buradan kovuyorsunuz?" dediğinde adamın gerçekten salak olduğunu anladım.
Ben onlara bir şans vermiştim ama onlar kullanmamayı seçdiler. Yüzümü hafifçe babasına çevirdim ve "ben uyarı-mı yaptım. Siz k-kendiniz gitmek is-temediniz. O zaman sonuç-larına katlanın-n" dedim. Kekelemekden nefret ediyordum ama yapıcak bir şey yok.
Elimi hızlıca sırtımın arkasına attım ve birisi yeni diğeri eski olan baltalarımdan yeni olanın tahta kısmını(adının ne olduğunu unuttum) tuttum ve çektim hemen adamın kafasını baltamla kesdim. Kafasının ve bedeninin yere düşmesine izin verdim.
Annesi çığlık attı ve Y/N çığlık atmamak için eliyle ağzını kapattı. Annesi "Y/N KAÇ!" diye bağırdı. Y/N tam ağzını açıp bir şey söyliyecekken annesinin de kafasını koparmıştım. Y/N'nin gözlerinden yaş geliyordu. Ona sarılmak, gözünde ki yaşı silmek ve onu rahatlatmak isterdim ama hayır. Henüz uygun zaman değil. Y/N'ye döndüğümde bir kez daha gülerken nasıl güzel görüneceğini hayal ettim. Ama o ise arkasına dönüp koşmaya başladı.
İstersem onu daha koşmaya başlamadan 0ldürebilirdim. Ya da baltamı o koşarken tam arkasından fırlatıp kafasına saplayabilirdim. Ona acılı bir 0lüm yaşatabilirdim. Ama hayır bunu yapmadım. Yapmamayı kendim istedim. Onda özel bir şeyler vardı..
Ben bunları düşünürken Y/N'nin bedeni uzaklaştığı için iyice küçülmeye başlamıştı. Bundan sonra ne yapacağını merak ediyordum. Bu yüzden onu takip etmek ve etmemek arasında kalmıştım. İyice küçülmüştü ve artık görünmüyordu. Arkasından düşünmeye devam ederken bir anda bir arabanın fren sesini ve bir şeye çarpma sesini duydum.
Yoksa..?
Takipçim bana en son 4 ay önce bölüm yazdığımı söyledi-
Eğer oy verirseniz yeni bölümler gelebilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Leave The Forest | Ticci Toby X F!Reader
Fanfiction(aklıma bir kurgu takıldı bende onu yazmak istedim) Bu gördüğün garip görünüşlü, baltalı adam sizi (seni) uyarıyor: "O-orman dan çıkın" Neden ve ya niçin bunu dediğini bilmiyorsun, aslın da o da bunu neden dediğini bilmiyor. Ama bildiğin bir şey var...