41. Bölüm

848 37 27
                                    

Multimedyadaki Burak

Keyifli Okumalar

"Doruk, saçmalama açar mısın şu kapıyı?"

"Doruk, gel lan buraya. Dayak mı istiyor canın?"

Ses gelmeyince gittiğini anlayarak ofladım.

Bakışlarımı Uras'a çevirdim. Doruğun yatağında oturuyordu.

"Sen mi ayarladın bunu?"dedim sinirle.

"Saçmalama Asya. Çocuk muyum ben?"

"Ne yapacaksak burada?"diyerek yanına oturduğumda şaşkın bakışlarını hissetsem de bir şey demedim. Mal gibi ayakta bekleyecek değildim.

Bir süre ikimiz de sessiz kaldık.

"Burada kilitli kalınca barışacağız sanki."diyerek homurdandığımda yerde olan bakışlarını bana çevirdi.

"Barışmaz mıyız?"

Bir an sorduğu soru o kadar masum geldi ki. Bakışlarımı ona çevirsem de cevap vermedim.

Bir süre daha süren sessizliği bozan bu sefer Uras olmuştu.

"Asya, özür dilerim. Yani sürekli özür dilemem bir işe yaramayacak biliyorum ki hayatımda dilemediğim özürü bu iki haftada diledim. Çünkü hatalıyım,her şey benim yüzümden oldu. Şuan bu durumda olmamızın nedeni benim ama özür dilemekten başka bir şey de gelmiyor elimden."

Bir süre yeri izledikten sonra derin bir nefes alarak konuşmaya devam etti.

"Ben hayatımda ilk defa annemden ve Beliz'den başka bir kıza,sana bu kadar çok değer verdim. Bu kadar çok sevdim. İlk defa senin yanındayken kalbimin bu kadar hızlı attığını hissettim. O gün o fotoğrafı gördüğümde inanamadım. Böyle bir şey yapmayacağını biliyordum ama işte o an ne yapacağımı bilemeyerek gelip seni bir kez olsun dinlemeden bağırdım çağırdım. Ama hepsi seni sevdiğimden. Yanından başka bir erkeğin geçmesine bile tahammül edemiyorum. Hep benimle ol istiyorum. Buna istersen bencillik de istersen başka bir şey ama ben buyum. Senin kalbini çok kırdım. Belki beni affetmeyeceksin de ama sana çok güvendiğimi ve seni çok sevdiğimi bil lütfen."

Bir şey diyemedim. Ne diyebilirdim ki?

Onu affetmek istiyordum ama şuan değildi. Şimdi olmazdı.

"Uras... Seni affetmek istiyorum."dediğimde gözlerinde bir umut kırıntısı gördüm. "Ama şuan değil. Biraz kafamı toplamaya ihtiyacım var."

Gözlerindeki umut kırıntılarından eser kalmamıştı.

Gözlerimi kaçırarak telefonumu elime alıp ayağa kalktım.

Doruğu aradım. "Doruk kapıyı açar mısın?"

"Beni dövmeyeceğine söz verirsen açarım." Gözlerimi devirdim.

"Tamam bir şey yapmayacağım."

"Söz ver." Ofladım.

"Doruk!"

Telefon suratıma kapandığında şaşkınlıkla ekrana bakarken çok geçmeden kapının açılma sesiyle kafamı kaldırdım.

BAY UKALA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin