Multimedyadaki Uras
Keyifli Okumalar
Edebiyat öğretmenimiz Sibel Hoca ile birlikte sınıfa giren kişi arabasıyla üzerimi mahveden gıcık,pislik umursamaz,ukala çocuktan başkası değildi.
Sibel Hoca "Evet çocuklar,bugün sınıfınıza yeni bir öğrenci nakil edildi."dedikten sonra çocuğa döndü.
"Urascığım kendini tanıtabilirsin.Çocuklar benim biraz işim var, geç gelebilirim sessizce durun ve arkadaşınızla tanışın."diyerek sınıftan çıktığında kolumla Tuğçe'yi dürterek fısıldadım.
"Tuğçe,bu sana bahsettiğim çocuk."dediğimde gözlerini kocaman açarak çocuğa baktı.
"Uras Kaya. 12/B sınıfından geldim."
Sınıftan Oğuz "Neden sınıf değiştirdin?"diye sordu.
"Kendi sınıfımdaki bir çocuğun burnunu kırdım" diyerek omuzlarını silkti.
Herkes şaşkın görünüyordu.Bu kadar rahat olması daha da iticiydi. İsminin Uras olduğunu öğrendiğim çocuk boş bir sıraya oturmak için yanımdan geçerken beni yeni fark etmiş olacak ki sinir bozucu bir şekilde sırıtarak göz kırptığında gözlerimi devirdim.
Barış'a kaş göz işareti yaparak çocuğun kim olduğunu anlatmaya çalıştım ,o da karşılık olarak anladım dercesine göz kırpıp kafasını salladı. Kanka olmak bunu gerektirirdi. Konuşmadan anlaşabilmeyi.
"Kanka "dediginde Tuğçe'ye döndüm.
"Bu çocuk çok yakışıklıymış."
Yüzümü buruşturarak "Yakışıklılığı batsın." dediğimde gülerek telefonunu eline aldı.
Bende test kitabımı açarak soru çözmeye başladım. Sınav iptal olmuş olsada boş dersi çalışarak geçirmek daha mantıklıydı. Birkaç soru çözmüştüm ki Barış yanıma geldi.
"Kanka napıyorsun?"
"Test çözüyorum."
"İyide sınav iptal oldu ne gerek var?"dediğinde tam cevap verecektim ki duyduğum sesle kaşlarım çatıldı.
"İnek işte."
Kafamı arkaya çevirerek Uras'a döndüm.
"En azından ineklerin beyni var. Senin aksine." dediğimde sırıtarak telefonuna geri döndü.
Bu çocukta davranış bozukluğu falan vardı sanırım.
Bu hayatta en sinir olduğum şeylerden biri çok ders çalıştığım için bana inek denmesiydi.
Göz ucuyla onu incelemeye başladım.Kumral saçlı ve uzun boyluydu. Altında siyah bir pantolon üzerinde lacivert bir tişört vardı. Beline kırmızı bir gömlek bağlamıştı ve bileğindeki saati oldukça pahalı gözüküyordu. Ayağında siyah spor ayakkabılar vardı. Giyim tarzı iyiydi,yakışıklıydı da ama bu onun gıcık olduğunu değiştirmiyordu.
Göz göze geldiğimizde gözlerimi kaçırdım ve önüme döndüm. Dediklerine aldırmadan test çözmeye devam ettim,zaten 10 dakika sonra zil çalıyordu.
Zil çaldığında Tuğçe ile birlikte kantine indik. İçecek bir şeyler aldıktan sonra boş masalardan birine oturduk.
Tuğçe'ye dönerek "Cenk ile konuşuyor musunuz?"diye sorduğumda heyecanla gülümsedi.
"Ay,bak ben sana söyleyemedim.Cenk beraber yemek yiyip yiyemeyeceğimizi sordu.Bende kabul ettim. Bu cumartesi akşamı birlikte yemeğe çıkıyoruz." dediğinde gülümsemeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY UKALA
Novela Juvenil"Acaba kavga ederek bizim sınıfa gelmeseydin yine de tanışabilir miydik?"diye sordum o güzel yüzünü izlerken. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı,nefesini yüzümde hissettim. Ve o beni büyüleyen sözlerini söyledi. "Biz dünyanın birer ucunda olsak bile ben yine...