"Bonjour leydim, Gününüz güzel geçiyordur umarım ki bugün hava çok güzel, güneş ışıkları Fransa'da dolu dolu bugün. Sanırım bugünün özelliğinden kaynaklanıyor. Senin ve benim için olan özelliğinden, bugünü düşünmek içimde bi yerde saklı olan kelebekleri uçuştururken düşüncelerimi esir almış bulunmaktasınız, lütfen kendi kusursuzluğunuz kadar ihtişamlı bir gün geçirin bugün de.
Çünkü ben bu gece, bu sefer yıldızlara bakarak sizi düşlüyor olmayacağım. Bu gece sizin ışıltılı gözlerinize bakıyor olacağım, bu ihtişamlı gün içerisinde görüşme dileği ile. Ben çoktan uçağa binmiş bulunmakta olacağım siz bu mektubumu okurken leydim.
Lafı fazla uzatıp güzel günümüzden çaldığım için affınıza sığınıp konuşmamı burada bitirmekte bulunmaktayım.."Kim Taehyung
"Küçük Hanım?? Ne yazıyor mektupta, lütfen sesli okuyun. Meraktan çatlayacağım yoksa!"
Pride'ların evinin sessizliğinde küçük hanımın dostunun sesi fazla kaçmıştı ki odaya Bay Pride girmişti ki küçük hanım elindeki mektubu saklayamamıştı bile.
"Bu gürültüde ne? Yuna ben sana burda kızım ile gün boyu sohbet etmen için mi para ödüyorum?!"
Bay Pride, kalın sesi ile konuşmasını bitirdiğinde Pride'ların evinde çalışan yuna eğer kendini savunmaya çalışırsa azar yiyeceğinin farkına vararaktan "özür dilerim efendim, birdaha olmayacak" diyerekten odadan çıkmıştı.
Sıra küçük hanımın azarlanmasına gelmiştiki Pride evinin zili çalmıştı. İşte küçük hanım için bir fırsattı bu, babasının azarından kurtulmak için. Şaşırmışcasına acaba kim geldi? gibi kendi kendine kelimeler mırıldanırken babasının yanından geçip odadan çıktı ve merdivenlerden hızla aşağı inerken bu yardımı için Tanrıya dualar etmeyi unutmadı tabii ki.
Kıyafetini düzeltip kapıyı açtığında küçük hanım karşısında uzun boylu, yakışıklı bir beyfendinin durduğunu farketmişti. Küçük hanım şaşkınca karşısında ki beyefendiye bakıyordu? Kim acaba? İlk kez bu eve gelen birisi olduğundan emindi. Böyle bir beyefendi'yi daha önce görse kesinlikle hatırlardı diye düşünmeden kendini alıkoyamıyordu. Kızın şaşkınlığının aksine genç erkek kızın yüzüne gülümseyerek bakıyordu.
Küçük hanım tam kimsiniz sorusunu sormaya niyetlenecekken arkadan babasının sesini duyduğunda bir kaç adım geri çekilip başını aşağıya eğmişti.
"Hey! Oğlum hoşgeldin. Keşke haber verseydin buraya geleceğini hazırlık yaptıraydım."
Bu sefer Bay Pride'ın kalın sesi biraz da olsa sevecen çıkmıştı. Genç beyefendi kapının kenarında duran küçük hanımın yere eğik yüzüne, başını yana doğru eğerek "içeri girebilir miyim acaba hanımefendi?" demişti. Küçük Hanım'ın yüzü kızarsada içeri buyur etmişti genç beyefendiyi. Babası, ona neden oğlum diyordu? Tanıdık biri olmalıydı herhalde.
Bay Pride evdeki çalışanlardan hızlı bir şekilde yemek masasını hazır etmelerini istemişti. Herkes yavaştan yemek masasına otururken küçük hanım da odasına gitmişti ve kıyafetini değiştirip aşağıya yemek masasına inmişti. Evlerine gelen genç beyefendi'nin karşısındaki sandelye boş olduğundan hernekadar çekinsede oraya oturmak zorunda kalmıştı.
Yemek boyu Bay Pride ve evlerine gelen misafirleri iki dost gibi hem havadan sudan hemde işten konuşurken küçük hanım masanın altından sabah aldığı mektubu tekrar tekrar okuyordu.
"Küçük hanım?"
Aniden ona seslenildiğini anladığında mektubu yere düşürmüştü dikkati dağıldığından. Tedirgince, ona bakan babasına ve misafirine baktığında Bay Pride konuşmuştu. "Evet oğlum, bu sana bahsettiğim güzeller güzeli kızım Esta, Esta Pride."
Sadece tanışma amaçlı ona seslenildiğini anladığında derin bir nefes vermişti ama yinede şuan ilgi odağı olmayı pek sevdiği söylenemezdi doğrusu ve aklı hâlâ yere düşen mektub daydı.
Esta zoraki bir gülümseme sergilerken masada babası tam konuşmaya devam ederek misafiri tanıtacakken, genç beyefendi konuşmayı bölmüştü.
"Bu tatlılar harika! Kimin eseri bu acaba affınıza sığınarak sorabilir miyim efendim??" diyerek Bay Pride'a bakmıştı. Bay Pride verecek cevap bulamayınca, ortaya Esta'nın dostu yuna atlayarak cevap vermişti sanki bu soruyu beklercesine.
"Bunları küçük hanım hazırladı, yemek yapma konusunda pek bi hamarattır. Özellikle tatlılar konusunda." yuna tatlılar kısmını bastırarak söylemişti ki bunun Esta için özel bir anlamı vardı.
Esta şuan masada övülen kişi olsada biraz kırılmıştı bu duruma. Babasının kızının bu küçük yeteneğinden bile habersiz olması mıydı onu üzen? Yoksa bu tatlıları sevdiği kişi için hazırlamış olsa bile, şuan masada hiç tanımadığı bir misafirin tatlıları yiyor olması mıydı? Tartışılırdı. Fakat yinede yüzündeki sahte gülümsemeyi eksik etmiyordu.
Ortamın hoş ama gergin olan havasını çalan kapı sesi alıp götürmüştü. Esta sofrada misafir olduğu için kapıyı açmaya gidemezdi, sanırım sabahki duasını tanrı yeterli bulmamış olmalı? Küçük Hanım'ın dostu yuna kapıyı açmaya gittiğinde içeri genç bir beyefendi ile beraber dönmüştü. Esta şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşıyordu, bu akşam genç beyefendiler günü falandı da o mu haberdar değildi acaba?
Gelen beyefendi masadaki lere selam verdikten sonra Bay Pride heyecanla ayağa kalkıp eşine bakmıştı.
"Bugün şok üstüne şok yaşıyorum hanım. En sevdiğim oğullarım aynı gün habersizce beni ziyarete geldiler."
Bay Pride yeni gelen misafirini de masaya davet ettikten sonra sofraya bir tabak daha eklenmişti. Esta yere düşen mektubunu ayağı ile alma çabalarından artık vazgeçip yere eğilip mektubunu bu sefer almaya karar kılmışken, birden duyduğu şey ile gerilmişti.
"Taehyung oğlum.." evet söylenen şeyin sadece bu kısmını duymuştu. Nasıl yani Taehyung burda mıydı?! Nasıl ya? Nasıl olabilir bu? Şaşkınlıkla geri dik oturmayı planlarken kafasını masaya vurmuştu. Evet işte şimdi tamamen ilgi odağıydı. Evin dört duvarınında ona merakla baktığından emindi.
Yüzü kıpkırmızı olsada eski, normal bir insan gibi sandalyesinde oturma pozisyonuna geri dönmüştü. O sırada gözü gelen iki misafire odaklanmıştı. Taehyung onlardan birisi miydi??
Uzun yıllardır görüşemiyorlardı sonuçta. Şuan yüzü, tipi nasıldı bilemiyordu. Uzun zaman sonra ilk kez karşılaşcaklardı. Esta hâlâ herkesin ona bakıyor olduğunu fark ettiğinde hıçkırmaya başlamıştı istemsizce, heyecanlandığında, geriliğinde, sevindiğinde ve hatta üzüldüğünde bunun gibi değişik duygular yaşadığında hıçkırmaya başlardı.
"Ben üzgünüm, sanırım pek iyi hissetmiyorum size iyi eğlenceler dilerim" hıçkırmasına bir kaç saniye engel olarak titreyen sesi ile bir cevap verebilmişti. Ardından masadakilerin cevap vermesine gerek kalmadan saygıyla eğilip merdivenlerden yukarı kata çıkıp odasına gitmişti.
Hâlâ inanamıyordu? Taehyung orada mıydı? Bilseydi süslenirdi, en güzel hali ile onun karşısına çıkmak isterdi, gidip gelip odasındaki aynasına bakıyordu. Çok mu kötü gözüküyorum? Gibi sorular ile başını ağrıtıyordu.
Tam odadan çıkıp aşağıdaki beyefendileri inceleyip Taehyung'un hangisi olduğunu bulmaya karar kılmışken odanın kapısı 3 kere tıklanmıştı "tık, tık, tık.."
Esta, Tuna'nın geldiğini varsayarak kapıyı hızla açmıştı. Ama bir dakika! Yuna kapıyı çalmazdı ki..?
Tabii ki bunu anlaması karşısındaki beyefendiyi görmesiyle kafasına dank etmişti..
"Çocukluk aşkıydı bizim'kisi yetişkinlerin anlayamacağı türden,
insanların ilişkimizi sarsamayacagı türden,
her ne olursa olsun
hiç bitmeyecek bir
sevgi türündendi
Sevgilim..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEJAVU • JJK
Mystery / Thriller"Leydim neredesin? Yoksa dolabın içerisinde mi saklanıyorsunuz? Bu bir leydi'ye hiç yakışmayan davranışlar leydim." "Leydim neredesin? Yoksa beni bırakıp gitmeyi mi planlıyorsun? Bir leydi'ye yakışmayan hareketler bunlar!" Dejavu mu yaşıyorum? Bunla...