🖤 Thursday's Child 🖤

56 8 157
                                    

Ve taşları kitabın üstündeki delikte denemeye başladık.

🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤🖤

(Başlık ile bölümün alakasız olduğunu biliyorum. Neden böyle bir başlık yaptığımı soracaksınız. Cevap vereyim; dün yeni albüm çıktı ve albümün ismi buydu. Dinlemenizi tavsiye ederim. Neyse hadi bölüme geçelim.)

Kai den:
Kitabı açmaya çalışıyorduk. Yani çalışıyorlardı. Ben geriye çekilmiş onları izliyordum. Tepkileri hoşuma gitmişti.

Yeonjun Hyung:Ben bunu parçalarım.!

Deyip taşı havaya kaldırmıştı. Diğer üyeler hemen tepki vermişti.

Üyeler:Hey hey hey.!

Beomgyu Hyung:Hyung. Onu bana ver.

Yeonjun Hyung:Açılmıyor ya.! Sinir oldum.!

Soobin Hyung:Tamam açarız ama sen sakin ol Hyung.

Yeonjun Hyung:Ben yokum siz açın.!

Deyip kendini yanıma attı. Bana baktı. Ben de ona baktım. Belli bir süre bakıştık.

Ben:Ne oldu Hyung.? Ne diye bakıyorsun.?

Yeonjun Hyung:Sen bana bakıyorsun diye bakıyorum. Sen neden bana bakıyorsun.?

Ben:Aynı sebepten.

Yeonjun Hyung:O zaman keselim bunu.

Ben:Katılıyorum.

Yeonjun Hyung:Aynen.

Ben:Tamam.

Yeonjun Hyung:Tamam kes şunu. Dön önüne.

Deyip çenemden tutup önüme çevirdi.

Yeonjun Hyung:Böyle daha iyi.

Beomgyu Hyung:Bunlardan birisi. Peki hangisi.? Hepsi oturuyor buraya.

Soobin Hyung:Kafam ağrıyor. Benden bu kadar.

Yeonjun Hyung:Gel buraya Soobin-shii.

Soobin Hyung:Peki Hyung.

Ve yanımıza oturdu. Geriye Beomgyu Hyung ve Taehyun Hyung kalmışlardı. Ve mola vereceklere benzemiyorlardı. Saat ise geç olmak üzereydi.

Yeonjun Hyung:Parçalayacağımın kitaba oturmuyor. Uğraşmayın.

Esnememi durduramadım. Evet. Uykum gelmişti.

Ben:Benden bu kadar Hyunglarım. Uyumaya gidiyorum.

Beomgyu Hyung:Ne yaptın da yoruldun sen.?

Ben:Bugün bilmem kaç yer gezdik. Ardından koştuk. Bilmem hatırlıyor musun Hyung.? Yoruldum ve uyumaya gidiyorum.

Beomgyu Hyung:Ben ne yaptım sanki.? Senle aynıyız.

Taehyun Hyung:Hyung. Tamam. Kavga etme. Bırak uyusun. Normal bir şey. İstersen sende git uyu.

Ben:Umrumda değilsiniz. Naparsanız yapın. Umrumda değil. Beni rahatsız etmeyin. Hıh.

Tripli bir şekilde yukarı çıktım. Tanrım niye.!? Niye bana da değer veren yooooookkkkk.!? Nedeeeenn.!? Tamam bugünlük bu kadar drama yeter. Uyumam gerek şimdi.

Hakîm Bakış Açısı:
Gecenin sesiz karanlığı ile kaplıydı her yer. Dünya geceleri bütün âsilliği ve zarafeti ile ortaydı. Geceleri partneri olan ay ise yerini almıştı uçsuz bucaksız gökyüzünde. Ay'ın yanında milyonlarca belki de milyarlarca yıl uzaklıkta duran ama insanlığın ismini daha tam duymadığı yıldız olarak adlandırılan ışık cisimleri gökyüzüne saçılmış inciler gibi etrafa ışıklarını saçıyorlardı. Evde. Karanlık odaların hakimiyeti sürüyordu. Sadece 1 oda dışında. Kaderin 4. Çocuğu'nun odasıydı burası. Uyumamıştı. Kafasına koyduğu şeyi yapıncaya kadar durmazdı o. Kitap karşısındaydı. Ve o gözünü kırpmaksızın ona bakıyordu.

Taehyun:Neden açılmıyorsun...?

Taehyun:Denemelerim karşılıksız kalmaması gerekirdi. Of.

Deyip kendini koltuğa attı. Gözleri acımaya başlamıştı. Uzun süre bakmak gözlerini acıtmıştı. Birtakım sesler duydu. Dikleşti. Önüne baktı. Kitap açılmıştı. Ve bir şeyler yazıyordu. Hemen kitabı eline aldı ve okudu.

"Hiçbir uğraş boşuna olmaz bu Dünya da.
Her şeyin bir karşılığı olur burada.
Kaderin hediyelerini anlamamış gibi duruyorsunuz.
Anlatalım o zaman.
Her şey açılır o olduğun da.
Kapı, duvar, sandık ve dahası.
Ama bunlar geliştirilir yeniliklerle.
Güçlü bir irade olması lazım.
İrade kontrolünden geçiyor her şey.
Sadece düşün gitmek istediğin yeri.
Ve bırak onu özgürlüğe.
Açacaktır sana istediğin yere bir kapı.
Bu da geliştirilir yeniliklerle.
Her bir renk bir yeniliğin simgesi.
Mor; her şeyi kapsayan bir enerjisi ve korumayı temsil eder.
Mavi; asaleti ile ön görmeyi artıran bir enerjisi ve liderliği temsil eder.
Pembe; pozitif enerjisi ve iyileştirmeyi temsil eder.
Sarı; aydınlık bir enerjisi ve bilginliği temsil eder.
Yeşil; önemli bir enerjisi ve yardımseverliği temsil eder.
Bu renkler şayet sahipleri bulununca yenilik verirler.
Onlarsız hepsi sıradan ve renklidirler.
Yenilik getirirler.
Okumak fazla olmaz.
Biraz fikir yürütmek gerekir.
Bilgi yazdığı doğrudur fakat gerisini senin düşünmen gerekir.
Bazı soruların ve sorunların cevapları burada fakat görüp, anlayıp, düşünmek gerek.
Işıkları yüzyıllar boyunca yayılır.
Rivayetlere göre ömürleri bitenler kayboluyordu.
Nereye gittiğini anlayanlar oldu, olmayan da.
İşte o kaybolanları bulanlar gökyüzüne değil buldukları yere atmayı tercih ettiler.
Biliyorlardı oradan yeniden doğabileceklerdi.
Kaderin Oyununu anlayanlar oldu.
Onlara Kaderin Çocukları dendi.
Saklanması gereken şeyi anlarlarsa oyun sona erecek.
Fakat o zamana kadar Kaderin Oyununu anlamayanlar yani Dünya Çocukları uyumaya devam edecek.
Ve bu uykudan onları sadece Kaderin Çocukları uyandıracak."

Bu kadardı. Sayfada yazan son kelime bu olmuştu. Şok olmuştu Kaderin Çocuğu. Evet kitap açılmış ve bazı gizemler çözülmüştü. Ve yatağına uzandı Kaderin Çocuğu. Hak etmişti uyumayı. Ve gözlerini kapadı. Yarın sabah bu olanları Kaderin diğer çocuklarına anlatacaktı. Gizemler çözülüyordu. Ve bunun için mutluydu. Fakat bilmiyordu Kaderin Çocuğu. O Gizem Yolunun daha başında olduklarını.

Bu kadardı. Umarım beğenmişsinizdir. Umarım beğenmişsindir. Ve hepiniz beğenmişsinizdir. Buraya alakası olmasa bile bu albüm şarkısından koyacağım. O sıralamaya yeniden devam ederim. Neyse. Sonra görüşürüz. İyi okumalar. By~.♡ 💙💙💙

🌟 The Star Seekers 🌟Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin