1

248 26 26
                                    

Multiemedya- Aras

Bölüm şarkısı - Unbreakable

Sessiz bir sokakta karanlıkla arkadaş olup şarkı mırıldanıyordum. Gözlerim, yıldızlarla kaplı gökyüzünde dolaşıyor ve bundan rahatsızlık duymuyordu. Şimdi ıssız sokağı dolduran benim mayhoş sesim ve sokak lambasından çıkan cılız ışıktı. Kuşlar, tehlikenin farkına varmış gibi uçmuştu mavi yuvasına. Karanlık, bana eşlik edip rüzgarını uçuruyordu şehirlere. Ben, rüzgarın uçurduğu saçlarımla şarkı söylüyor ve yalnızlığı iliklerime kadar hissediyordum. Yalnızlığın çaresini bulamadığıma yanıyor şarkıyla huzur buluyordum. Küçükkende olduğu gibi huzur'un şarkıyla bulunduğuna inanıyor, karanlığa çekilip huzurla kafa buluyordum. Susuz bir çöldeymiş gibi çaresiz hissediyordum kendimi. Sanki hiç evim olmayan bir evsiz gibi kimsesiz. Bir rüzgar daha gelip dalları savurdu izinsizce. Yapraklar rüzgara ortak olup gökyüzüne doğru sallandı özgürce. Ben, bu manzaraya şahit olup, iç çektim sebepsizce. Gereksiz değildi herşey benim gibi. Oturmaktan sıkılıp ayağa kalktım. Ağzımda takılı kalan şarkıyı mırıldanmaktan vazgeçmeyi düşünmüyordum. Bir kere ağıza takılınca çıkmayanlardandı mırıldandığım melodide. Ne can sıkıcı şeyler vardı böyle? Deri ceketimin cebinden sigara paketini çıkartıp bir dal sigara aldım içinden. Cebimde duran çakmağı alıp yaktım. Çakmağı sigaraya yaklaştırıp sigarayı yaktım bir çırpıda. Ellerim rüzgardan korumak için sarmıştı sigara ve çakmağın etrafını. Sigaranın dumanı gözlerimin önünde gökyüzüne yükselince ellerimi indirip derince bir nefes çektim sigaradan içime. Çakmağı cebime koyup iki parmağımın arasına alıp uzaklaştırdım sigarayı dudaklarımdan. İçimde tuttuğum dumanı dışarıya üfledim usulca. İşte, rahatlamıştım. Issız sokağın çıkışına ilerleyip sigaramı içmeye devam ettim. Sokağın çıkışına gelince, yan sokağa saptım bu sefer. Bu sokakta birkaç kişinin var olduğunu görünce huzursuz oldum. İnsanlar beni huzursuz ediyorlardı.. Sokakta ilerlerken kulağıma müzik sesi gelmeye başladı. Sokak sallanırcasına duyuluyordu buradan müzik. Merak edip biraz daha yürüdüm sokakta. Sokağın başında eski bir binadan geliyordu. Burayı daha önce görmediğime yemin edebilirdim. Elimde tükenmiş olan sigara izmaritini yere atıp ateşinin sönmesinden emin olmak için ayağımla sigarayı ezdim. Kafa dağıtırım diye düşünüp eski binaya girdim. Koruma olmasını beklemiyordum fakat burası tehlikeli bir yere benziyordu ve küçüklerin buraya girmesinin yasak olması gerekmiyormu? Onlar için oldukça tehlikeli olan bu ortamda başlarına birşey gelebilirdi. Birden bu şefkatli halime alayla gülümsedim. Çocukları düşünmekle onlar kurtulmuyordu değil mi? Herneyse. Müziğin zangır zangır geldiği yöne, yani alt kata inen merdivenleri indim. Terkedilmiş binayı eğlence mekanına çevirmiş olmalılardı. Merdivenlerden indiğimde gördüğüm manzarayla hayret ettim. Burasının eğlence mekanıyla uzaktan yakından alakası yoktu. Burası resmen dövüş mekanıydı. Türkiye'de fazlasıyla bar, disko vs. vardı fakat dövüş mekanı hiç karşılaşmadığım bir şeydi. O kadar büyüktüki. Ortada bir ring vardı. Ringin her bir yanını çevreleyen seyirciler ve kulakları sahır edecek bir biçimde çalan müzik. Hopörlerin yanında duran kişiye acımaya başlamıştım bile. Herkesin büyük bir heyecanla bağırdığı tek bir isim vardı bu yerde.

"Aras."

Herkes "Aras" diyerek bağırıp yumruklarını havada sallıyordu. Müzik sesi onların sesini bastırsada aralarına girdiğinizde sayıkladıkları isim belli ediyordu kendini. Kimdi bu Aras? Etrafı kol gibi sarmış sigara dumanı ve içki kokusu insanın midesini bulandırıyordu. Buradaki insanlarının çoğunun sarhoş olduğuna kalıbımı basabilirdim. Ortada elinde biralar taşıyan ve etrafa dağıtan adamlar vardı. Boş ring'de birileri dövüşecekti ve "Aras" her kimse dövüşecek olan adamdı büyük ihtimalle. Her geçen dakika müzik sesi daha da kısılıyor. "Aras." ismi daha çok yankılanıyordu bu binada. Aras denen herifin birçok hayranı olsa gerekti. Bu kadar sevilmesi içten bile değildi. Müzik sesi kısıldıkça "Aras." ismi daha çok duyulur hale gelmiş, ve araya bir isim daha eklenmişti. Bir yandan Aras, diğer yandan Murat diye bağırıyorlardı. Aras ismi ne kadar çok çıkıyorsa Murat ismi de o kadar az çıkıyordu. Şu Aras denen herifi iyice merak etmeye başladığımın farkında bile değildim. Bir zamandan sonra müzik tamamen kapanmış "Aras." ve "Murat." ismi iyice duyulur hale gelmiş ve ışıklar ring'in üzerine doğrulmuştu. Ringin kapısı birden açılıp sunucu diye tahmin ettiğim takım elbiseli adam girmiş ve seyircilere merhabalarını sunmuştu. Sunucuya gelen alkışlar o kadar fazlaydıki bir veya iki dakika beklemeyi tercih etmişti.

"Evet, bugün bu ringde iki kişi daha yarışacak. Yarışacak kişileri iyi biliyorsunuz. Ben bu yarışı izlemek için sabırsızlanıyorum. Buradan göründüğü kadarıyla sizde öyle. O zaman fazla bekletmeden, şu ana kadarki yarışlarında sadece 2 kez yenilmiş olan Murat kazanmak için can atıyor. Oldukça büyük bir hayran kitlesi var. Murat! Artık gelebilirsin!"

Ringin iki yanında duran kapının birden açılıp içeriden iri yarı esmer bir adamın girmesi bir olmuştu. Adam ringe doğru ilerlerken şimdi "Murat." ismi tek anılan isim olmuştu. Yeşil gözleri ve kaslarıyla çok güçlü durduğu su götürmez bir gerçekti. Murat ellerini kaldırıp adını sayıklayanlara selam gönderdi. Hızlı hızlı nefes aldığı için güçlü göğsü inip kalkıyor ve bu insanı ürkütüyordu. Sunucu'nun ve Murat'ın kısa bir selamlaşmasından sonra sunucu söze girdi.

"Şimdi de hayran kitlesi kabarık olan dövüşçümüze geçelim." dediğinde herkes susmuştu. Bende.

"Aras." bu isim sunucunun ağzından çıktığında ıslık ve çığlık tufanı kopmuştu bu büyük dövüş yerinde.

"Bir süredir buralarda değildi. Yaklaşık bir kaç aydır. Aylar sonra geri döndüğünde ilk yapmak istediği şey dövüşmekti. Şu ana kadar yenilmediğide bir gerçek. Bu yüzden dövüşmek onun diğer adı diyebiliriz. Onu izlemeye gelenlerden kocaman bir Aras duyabilirmiyiz?" sunucu sözünü bitirir bitirmez herkes "Aras." diye bağırmıştı bile.

"İşte bu onu tatmin eder. Kimseyi daha fazla bekletmeden onu buraya çağırıyoruz. Aras. Artık gelebilirsin." dediğinde herkesin sorgulayıcı ve meraklı gözleri kapıya dönmüştü. Kapı kırılırcasına açıldığında içeri giren kişiyle herkesin gözlerindeki hayranlık ve korku arasında kalmış gibi büyümüştü. Aras denilen herif yakışıklı sıfatının ta kendisiydi. Giydiği şort üstünde olan tek şeydi. Ellerinde sarılı olan sargı ona tam bir dövüşçü havası katmıştı. Kol ve karın kasları onu yıkılmaz gösteriyordu. Yeni uyanmış gibi olan kabarık ve dağınık saçları çok dokunulası gözüküyordu. Sert yüz hatları muazzamdı. Birde mavi gözleri. Bana çağrıştırdığı şey tehlikeydi. Tehlike. Aras o kadar ulaşılamaz gözüküyorduki şuan burayı terketme isteğiyle dolup taşmıştım. Herkesin hayran bakışları onun üstündeyken onun yüzünde duygudan yoksun alaylı bir gülümseme belirmişti. Ringe çıktığında Murat'ın kötü bakışlarına maruz kaldığı halde, yüzündeki sırıtma daha da büyümüş Murat'ın sinirden köpürmesini sağlamıştı. Aras sunucunun elindeki mikrofonu ağzına götürüp herkesin duyacağı şekilde bağırdı.

"Buraya çıktığına pişman olacaksın Murat!"

Kaderim Seni SevmekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin