Bir

2.7K 145 27
                                    

Derya;

.

"Evet kızım korktu bence. Ağır konuştum ayağını denk al falan dedim." öğle arasında kızlarla sohbet ediyorduk. Gülin bir yandan elime oje sürüyordu diğer yandan da anlattığım şeylere kafasını sallıyordu. İşi bitince tırnaklarıma kısaca bakıp kuruması için elimi salladım.

"Aferin aferin. Böyle devam. Öğrensin sana bulaşmamayı." diye ekledi kızlardan biri. Kalabalık ve süslü bir gruptuk. Ben de çok güzel uyum sağlıyordum. Uçlarına doğru sarıya boyattığım saçlarımı küçük bir baş hareketiyle arkaya doğru attım.

"Tabi kızım, ne sandın." kapı birden açıldı. Ege içeriye büyük bir gürültüyle girdi. Meymenetsiz şey.

"Olum iğrenç ya, bütün sınıf yine oje kokuyor." söylene söylene içeri yürüyüp arkaya, cam kenarındaki sırasına gitti ve camı açtı. Hemen arkasından Melek ve Kumsal gelip kendi sıralarına yerleştiler. Melek Ege'nin yanına çökerken Kumsal en arka sıraya, ikisinin hemen ardına, geçip tek başına oturdu. Tipsiz.

"Yine boya badana yapılmış bakıyorum." Melek iğneleyici bir şekilde konuştu. Aklı sıra laf atıyor yelloz.

"Sizin aksinize bize yakışıyor, ondan sürüyoruz. Maymun kılıklı olduğunuzdan anlamazsınız." Gülin de kendince laf sokunca işlerin uzayacağı belli oldu. Ege kaşlarını çatıp ağzını açmıştı ki Kumsal uyardı.

"Boş verin, didişmeyin. Bu gün çok başım ağrıyor." ikisine hitaben konuşunca sinirle ona baktım. Resmen beni tanımıyordu bile. Kızlara o kısmı anlatmamıştım tabi. Ona haddini bildirdiğimi söylemiştim. Ama asıl ben bozulmuştum.

Kumsal ikna edince ikisi de sustu. Bizim de pek umurumuzda değildi. Hepimiz küçük bir 'hıh' çıkarıp işimize döndük. Gülin sürmeyi bitirince ojeyi alıp sahibine verdim. Eyeliner'ımı da arkamda oturan kız kullandıktan sonra gelip kalemliğime koydu. Orta sıranın bir arkasında Gülin'le birlikte oturuyordum. Gülin pek konuşmazdı ama iyi anlardı süsten püsten.

Biz kısaca toparlanırken zil de çalmıştı. Öğrenciler yavaş yavaş sınıfa doluşuyordu. İçeri Kayra girdi. Ah be yakışıklım, kaşına gözüne kurban.. Çok güzel çocuktu Kayra. Kalbi de temizdi.

İlk dönem yere düşüp dizlerimi kanatmıştım. Herkes mal mal seyrederken o hemen yardım etmişti. Üzümlü kekim. Çok iyilikseverdi, nazikti. O zamandan beri hoşlanıyorum ondan. Umarım bir gün o da beni severdi.

Gülümseyip elini kaldırınca bana sandım. Elim ayağıma dolaşıyordu ki arka sıraya selam verdiğini fark ettim. Moralim bozulsa da gülüşünü gördüğüm için mutluydum. Birden aklıma gelen şeyle hışımla arkama döndüm. Arka üçlü de ona el sallıyordu. Kaşlarımı çatıp sinirle Kumsal'a baktım ama umurunda değildim. Bana bakıp 'hayırdır' der gibi kafasını salladı.

Gözlerimi devirip önüme döndüm. Ben bilirdim ona yapacağımı. Burnundan getirecektim. Yalvaracaktı bana.

Kurtulamazdı artık benden.

SEVMİYORUM SENİ -LEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin