Doğduğum günden bu güne kadar şanslı biri olarak yaşadım. Parlak beyaz cildim ve kızları bile kıskandıracak kadar güzel bir yüzüm vardı. Yavru köpek bakışlarına sahip kocaman siyah gözlerim, her zaman allığını koruyan tüysüz tombul yanaklarım, dalgalı sarı saçlarıma karşın şimdiye dek bana karşı koyan kimse olmamıştı.
Kıskanılsam dahi insanlar benimle yakın olmak için birbiriyle yarışırdı. Ailem içinde arkadaşlarım içinde durum buydu. Hep üstüne düşülen biriydim. Etrafı daima insanlarla çevrili o popüler insandım. Okulda bir sorun yaşamamam benim iyi bir öğrenci olmamdan dolayı değil, öğretmenlerimin benim masum suratıma kanmasından dolayıydı her zaman.
Çünkü ben, içi lokum dışı bokum olan o insanlardandım. Masum ve karşı konulmaz bir bedenle doğmak benim suçum değildi sonuçta. Bende yaramaz bir oğlan çocuğu ruhundan fazlası değildim. Insanların benim mükemmel biri olduğumu düşünmesi onların suçuydu. Zira bende dersleri dinlemiyordum. Arkadaşlarımla kız muhabbeti yapıyordum ve içki içip sabahlara kadar boş boş sokaklarda takılıyordum. Kısacası, serserinin tekiydim.
Fakat tüm bu mükemmel hayatımın içindeki tek eksik, kadındı. Kadınlar beni severlerdi evet ama iş ilişkiye ve daha fazlasına geldi mi bir tıkanıklık yaşanıyordu. Karşı taraf beni o kadar 'tatlı çocuk' ve 'masum çocuk' imajına yapıştırmıştı ki ilk öpücüğümü almam üniversitenin ilk yıllarına kalmıştı.
Üniversite derken, hayatımın en eşsiz yıllarıydı üniversite hayatım. Öyle ki birkaç haftadır çıktığım kızla tam şuan onların yazlığında, onun odasında, öpüşerek yatağında uzanıyorduk. Ellerim çıplak belinden sabırsızca crop'unun içine kayarken bir elimde yumuşak, pürüzsüz bacaklarında hevesli bir gezintideydi.
Oda ikimizden çıkan öpüşme sesleriyle doluydu. Bedenlerimiz her an birbirine daha da yaklaşıyorken evet! Dedim kendi kendime.
Bu sefer oluyor oğlum! Ciddi ciddi bir kızla beraber oluyorsun LAN!
O beni itmedikçe ben daha da cesurlaşıyordum. Yavaş yavaş kıyafetlerini çıkarmaya başladığımda elini gömleğime attığında titreyen bedenime lanet ettim. Çok heyecanlıydım. Ölüyordum ulan heyecandan!
''Aşkım çok güzelsin.'' Utangaç bir kıkırtıyla elini askıları düşmüş seksi sütyeninin üstüne örttüğünde yutkundum. Dilim damağım kurumuştu.
''Yaa aşkım! Bakma öyle utanıyorum ama.''
''Utanınca ayrı güzelsin.'' Baktığım yer yüzü değil sütyeninden taşan göğüsleriydi. O da bunun gayet farkında göreceğim şekilde saklıyormuş gibi yapıyor, nazlı nazlı salınıyordu. Az önce dilim kurudu mu demiştim ben? Unutun onu. Zira ağzının suyu çoktan altımda sere serpe yatan kızın o bayıldığım göğüslerine damlıyordu.
İnanıyorum! Bugün milli olacağım ulan!
''Derya.." inliyordu. Her şey güzeldi. Yarınlar yokmuş gibi öpüşüyorduk. Dudaklarım bedeninde gezinmek için can atarken aniden telefonun o gıcık melodisi kulağıma doldu. Umursamadık. Zaten şu durumda umursayacak halimiz de yoktu ama telefondaki yavşak her kimse ısrarcı bokun tekiydi ki kapansa da ısrarla çalmaya devam ediyordu. Sinirlerim bozulmaya başlamıştı artık.
''Yeter lan! Açmıyoruz işte oğlum.''
''Aşkım önemli bir şey herhalde. Bakayım kimmiş.'' Nefes nefese konuştuğunda oflayarak doğrulup komodine uzandım ve bakmadan yatakta yarı çıplak uzanan kıza uzattım.
''Hassiktir!" Aniden doğrulup şokla baktı ekrana. Dudakları titriyordu kızın. Çatık kaşlarla ''kimmiş?" Dedim. Az önceki nazlı halini unutmuştu. Onu ilk defa böyle gördüğüm için şaşırmıştım.
''Niye bu kadar telaş ettin ki?''
Cemre rahat bir kızdı. Benden önce de bir dolu ilişkisi olduğunu biliyordum. Her zaman ânı yaşadığını söyler istediğini yapardı. Okulun gözde kızlarındandı. Cesur kıyafetleriyle daha ilk yılında adını duyurmuştu. Şimdi onu böyle görmek garip gelmişti o yüzden.
''Sus. Sakın konuşma tamam mı?" Yerinde dikleşip boğazını temizleyerek telefonu açtığında sütyenli hâlini unutmuştu. Sırıtarak izlemeye başladım. Bir yandan da üstümdeki gömleği çıkarmaya başladım. Önümde uzun bir gece vardı en nihayetinde.
''Abicim! hayırdır ya, sen pek aramazsın beni.'' Yeniden dakikalar önceki tatlı sesine döndü. Umursamadan elimi pantolonuna attım ve çıkarıp gömleği attığım yere fırlattım. Hareketlerim rahattı. Benim aksime Cemre ise şoka uğramış gibi ''Ne?" Diye bağırıp yerinden fırlayıp ayağa dikildi.
''Ne demek buraya geliyorum abi! Delirdin mi?"
'Buraya mı geliyor?' Tıpkı onun gibi yataktan atlayıp fısıltıyla konuştuğumda telaşla başını hızlı hızlı salladı. Saçlarımı karıştırdım kafa karışıklığıyla. Ne yapacaktık şimdi?
Telaşla eşyalarıma uzanıyordum ki Cemre'nin dehşete bürünmüş suratını gördüm. Telefonu kulağından indirmişti. Dokunsam ağlayacakmış gibi bir ifadeyle yerde bir noktaya baktığını görünce koluna dokundum nazikçe. ''Cemre?"
Cemre inanamıyormuş gibi söyledi.
''Ka-kapının önündeymiş. Ne yapacağım... Ne yapacağım...'' telaşla volta atmaya başladı. Eli ayağı titriyordu kızın korkudan. Aynı anda kapı uğursuz uğursuz çaldı. O an hayatımın romantik komediden korku, şiddet ve gerilime doğru evrildiği andı. Yani... tabi bu, bu halimle kapıdaki adamın karşısına çıksaydım gelişebilecek bir senaryoydu...
''Benimle gel.'' Cemre hızla koluma asıldı. Aceleyle geniş gardrobunu açıp tiyatrodan kalan peruğunu elime tutuşturdu. Ben anlamsızca ona bakakalırken yatağın üstüne koyafeyler fırlatmaya başladı. Aynı anda da kendisi giyindi. Bu sırada kapıyla eş zamanlı telefonda çalmaya devam ediyordu.
''Derya, bunları giymen lazım.'' Niye bana yalvararak bakıyordu?
''İyi de bunlar senin kıyafetlerin?" Dedim anlamayarak.
''Derya...'' Bir başını yana eğmiş yavru köpek bakışları atan kıza bir de elimdeki peruğa bakarken kaşlarım yavaş yavaş çatılmaya başlamıştı.
''Cemre inşallah düşündüğüm şeyi istemiyorsundur.''
''Lütfen Derya.''
Başımı iki yana salladım hızla. ''Hayatta böyle saçma bir şey yapmam.''
Tam o sırada bütün mahalleyi ayaklandıracak o haykırışı duyduk.
''CEMRE! AÇ ULAN ŞU KAPIYI!"
Korkuyla birbirimize bakakaldık. O sırada kapının tekmelendiğini duyabiliyordum. Cemre canhıraş ellerime yapıştı. ''Derya sana yalvarıyorum. Abim deli! Zırdeli hem de. Eğer seni burada bu kılıkla görürse öldürür!''
Ardından hızla kapıya koştu. Çıkmadan önce son kez baktı bana. ''Başka şansımız yok. Sadece bir gün. Bir güncük.''
Elimdeki saçımla aynı tonlardaki peruğa bakarken yutkundum. Yediğim naneler götümden çıkmaya başlamıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Ben Değilim! (Gay)
RomanceSevgilisinin abisine yakalanmamak için kız kılığına giren Derya ile, onu her haliyle seven, kız arkadaşının kıskanç abisi Mehmet Ali'nin, namı değer Ali'nin trajikomik hikayesi...