Kahvaltı

163 27 27
                                    

Ellerimiz önümüzde kavuşmuş suçlu bakışlarla Cemre'nin abisine bakarken başımı eğdim. Eğmemle de sahte saçlar yüzümü perde gibi örttü. Anlık mutlu oldum çünkü stresten bir şey çaktırırım diye korkuyordum.

''Öyle işte abi.'' Dedi Cemre. ''deslerden geçtiğimi sakladığım için özür dilerim ama sen de biliyorsun ki bizimkilere söylesem hayatta izin vermezlerdi. Kız başınıza tatil neyinize derlerdi biliyorsun. Hem-'' Cemre birden bana döndü. Yemin ederim bir saniyeliğine o mavi gözlerinde şeytani bir şeyler gördüm ama anlam veremedim. ''Derya çok temiz bir kız. Daha önce hiç tatile bile gitmemiş düşünebiliyor musun abi?''

Abisinin ilgili bakışlarıyla karşılaştığımda ne yapacağımı bilemeyerek yalancı bir gülümsemeyle Cemreye baktım. Onunla sonra ilgilenecektim.

''Benim ailem biraz muhafazakâr Mehmet Ali abi. Ben de sudan korktuğum için daha önce hiç gelmemiştim böyle bir yere.'' Masum masum kırpıştırdım kirpiklerimi. Bunu genelde insanları ikna etmek için yapardım.

Mehmet Ali bir süre yüzüme bakakaldı. Herhalde doğru söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışıyordu. Aniden başını çevirince dudaklarımı büzüştürdüm. Yandan görünen sureti pembeleşirken adem elmasının oynadığını farkettim. Ne oluyordu ulan?

''İyi tamam çıkın artık. Cemre arkadaşını misafir odasına yolcu et. Sonra gel. Seninle daha işim bitmedi.'' Rahat bir nefes aldım. Salladığım yalanları anlamamıştı.

''İyi geceler Mehmet Ali abi.'' Dedim kapıdan çıkmadan.

''İyi geceler bacım'' dedi.

Anında suratım ekşidi. Bacım ney ulan!

Kapı arkamızdan örtülür örtülmez Cemre kolumdan neredeyse sürükleyerek kendi odasına götürdü. ''Yavaş kızım.'' Diye söylensem de umrundaymış gibi durmuyordu.

Odaya girer girmez valizimi fırlatmak suretiyle attı. Havada yakaladım son anda yoksa alnımdaki şişliği süsleyecek yeni bir kaza geliyordu.

''Çabuk abim farketmeden misafir odasına git. Onun odasının çaprazında.''

Yine kolumdan tutup aynı hızda çıktık. Şansıma sıçayım ki odalar çapraz değil bildiğin karşılıklıydı. Kapılar açık olsa içeriyi görmek için başını eğmen yeterliydi.

Cemre odayı gösterir göstermez kaçarcasına gittiğinde eşyaları siktir edip oflayarak yatağa attım kendimi. Ne heveslerle başlayıp ne sikik bir bitirişle kapattığım günün sonunda çok düşünecek vaktim olmadı. Gözlerim kendiliğinden kapanırken yarın şu abicikten çabucak kurtulmayı umdum.

***********

Portakal ağaçlarıyla dolu bir yerdeydim. Altımdaki parmak arası terlikten yerdeki toprağı hissedebiliyordum. Güneş tüm yakıcılığıyla üstümdeki ince kıyafetlerden içime nüfus ederken elimi kavrayan büyük elin beni yönlendirmesine izin verdim. Parlak Güneşin kör ettiği gözlerim yönümü göremiyordu ama ona o kadar güveniyordum ki sorgulamıyordum bile.

Elimi gözlerime siper ettim. Tatlı portakal kokularından uzaklaşmıştık. Geriye dönüp tupturuncu portakallara iştahla baktım. Daha bir tane bile çalamamıştım.

Sonra ''işte.'' Dedi bir ses. Dudaklarım gülümsemeyle şekillendi anında. Bu sese zaafım vardı. Sevdiğim meyveyi bile unutturacak kadar hem de.

Başımı sese çevirdiğimde parlak güneş gözlerimi kamaştırdı. Başımı eğdim ve uzatılmış kocaman bir portakal gördüm. Meyveyi tutan elin üstüne kendi elimi kapatırken uzanıp boynundan yakaladım onu. Dudaklarımız buluşmadan önce ''seni seviyorum.'' Dedim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ben Ben Değilim! (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin