Haber çoktan Uzun Vadinin de ilerisinde olan Warok diyarına gelmişti. Burası Cehennem uçurumuydu ve bir yamacın kenarındaydı yamaçtan aşşağı düşenin yaşama olanağı yoktu düşenlerinde parçalarını etraftan topluyorlardı. Markus Waroklulara yamacın kenarına gitmeyi yasklamıştı. Markus haklının güvenliğine herşeyden çok önem veriyordu. Kayla her zamanki gibi sert tavırlarıyla Markus'un çadırına doğru yürüyordu. İnsanlar Kayla'ya büyük saygı gösteriyor ve ondan korkuyorlardı çünkü Kayla komutandı insanlara hizmet ediyordu ve korkusuzdu, işkence yaparak, güzelliğini ve çekiciliğini kullanarak istediği bilgiyi elde edebiliyordu. Çadırın önünde duran iki muhafız Kayla'yı görünce mızraklarını hazır komuta geçip çadırın tentesini aralayarak Kayla'yı içeriye aldılar. "Yüce lider! işittiğime göre Sengok lideri Rai adamlarımızı geri çevirmiş. Max'in orda olma ihtimali çok yüksek" Markus kendi hazırladığı harita üzerinde düzenlemeler yapıyordu ve yüzünü Kayla'ya dönerek cevap verdi "Max'i koruyorlar, korumak zorundalar Max çok yetenekli bir mühendis ve onu istiyorum. Rai Max'i bize karşı kullanacaktır." Kayla düşünceli bir tavırla kaşlarını kaldırdı "Peki saldıracakmıyız?","Elbette saldıracağız doğru zamanda doğru yerden".
Diana arkasını döndüğünde karşısında genç bir asker duruyordu. "Lider Rai sizi çağırmamı emretti Anne Diana" Diana onaylarcasına başını salladı ve Lydia'nın yanına gitti "Lydia çadırımda bildiğim herşeyi içine yazdığım parşömenler var onları ne pahasına olursa olsun korumanı istiyorum" dedi Lydia şaşırmıştı ve yüzü bembeyaz olmuştu çünkü annesi bunları yıllardır saklıyordu ve kimsenin nerde olduğundan dahi haberi yoktu. Öğrendikleri şeyleri sadece bir takım yeteneklere sahip olan insanlar yapabiliyordu Lydia bunu bilmiyordu. "Anne bunları neden bana söylüyorsun?" diye sordu "Zamanla herşeyi anlayacaksın güzel kızım" diyerek Çadırdan ayrıldı ve Rai'nin yanına doğru yol aldı tenteyi açıp içeriye girdi Rai düşünceliydi "Rai yarın şafak vakti saldıracaklar bunu biliyorsun değil mi?","Evet Anne. Max'e bize yardımcı olmasını emrettim. Yanına aldığı bir düzine adam ile birlikte Tuzak ve el aleti hazırlıyorlar. Şafak kanlı geçecek anne! Kutsal Ağaç buna kızacaktır." dedi endişeli bir sesle. Anne Diana Rai'ye doğru yürüdü ve Rai'nin yüzünü okşadı "Oğul sen diyarını koruyorsun, insanlarını koruyorsun. Toprak şereftir topraktan vazgeçemezsin. Kutsal Ağaç bizimle olacak, tüm gece onun için şarkılar söylenecek dökülen kanlar ona adanacak. O bizi felaketlerden koruyacaktır Rai" dedi ve gözünden bir damla yaş süzüldü yuvarlak çenesinin ortasından yerdeki deri halıya düştü. Rai Annenin yüzündeki endişeyi görebiliyordu, anne korkuyordu. Rai çadırdan ayrıldı ve Max'i emretti.
Kayla ve Markus savaş planları yapıyorlardı. Kayla" Batıdan saldırmalıyız. Kuzeyde Dağ var ve diyar dağın eteğinde doğu tarafında bir dere var güneyde ise vadi. Batı ormanları çok sık ve saklanma olanağımız çok fazla. 3 düzine adamı güneyden yollayacağız ve kafalarını karıştıracağız. Daha sonra yüz asker ile batıdan saldıracağız böylelikle nereden geldiğimizi anlayamayacaklar." Markus onayladı adamlara gün batımına kadar hazır olmalarını söyle. Gün batarken yola çıkacağız şafakla birlikte Sengoklara saldıracağız." Kayla eğildi ve "Emredersiniz yüce Lider" diyerek çadırdan ayrıldı. Eğitim alanına gittiğinde herkes birden sıraya girdi ve Kayla seslendi "Üç Düzine adam istiyorum Uzun vadiyi geçtikten sonra Sengok diyarına girmeden saklanacaklar. Bu adamlardan bir düzinesi okçu olacak iki düzinesi ise mızzrakçı" Bu bir intihar göreviydi çünkü 3 düzine adam sengoklara karşı hiçbirşey yapamayacaklardı. "Eğer kimse çıkmayacaksa kendim seçeceğim" diye bağırdı. 3 Düzine asker öne çıktı ve Kayla hazırlanmalarını söyledi daha sonra Uzun Vadiye doğru yola çıktılar. Kayla bir parşömen vermişti içerisinde talimatlar yazıyordu. "Keçi borusunu duyunca saldırın"
Max koşarak Rai'nin yanına geldi "Ormana tuzakları yerleştirdik Rai, bir planın varmı?" Rai MAx ile birlikte çadırına doğru ilerledi içeriye girince askerlerden birine Pascal'ı çağırmalarını söyledi çok geçmeden pascal çadıra geldi ve "Beni emretmişsiniz Lider Rai" dedi ve Rai hızlıca anlatmaya başladı "Kuzeyimizde büyük bir dağ var oradan saldıramazlar doğuda bir dere var ve güneyde ise boş bir vadi var bize saldıracakları tek yer batı orada da tuzaklarımız mevcut Max tuzakları yerleştirdiğini söyledi. Kapıların üstüne gözetleme kulelerini boş bırakın ve surlardaki pencerelerden dışarıyı gözetleyin okçular tetikte olacak ve gördükleri anda saldıracaklardır. Bütün kadınların ve çocukların sığınaklara götürülmesini istiyorum. Bugün bize birşey olursa onlar yerimizi devralacaklar. Güneyi gözetleyecek iki adama ihtiyacım var pascal. Uzun Vadiye kadar gidecek ve oraları kontrol edecek, bana en sessiz ve en güvendiğin iki adam gönderiyorsun onlara ne yapacaklarını söyleyeceğim. Her zaman gözünüz açık olsun şafağa kadar beklemeyebiliriler." Pascal onaylarcasına çadırdan çıktı ve Rai Max'e yöneldi "Elimizde ne var?" Max uzunca bir çalışma yapmıştı. "Ormanın doğu tarafına bir metre arayla üç metre derinliğinde çukurlar kazık ve içlerine kazıklar yerleştirdik üstünü otlarla çalılarka kapladık ilk baskını önlemiş olacağız ikinci saldırıda uzaktan okçular ile saldıracağız bu onlar için tehlikeli olacak çünkü ağaçların tepesine çıkacaklar fark edilmemeleri lazım şafakla birlikte saldıracakları için fazla görüş avantajları olmayacak. Son saldırıda artık iş bize düşüyor surlardan çıkacağız ve göğüs göğüse savaşacağız. Emrinle okçuları ağaçlara yerleştireceğim." dedi Rai uzunca bir düşünceye girdi ve ağzından "Herkesi meydana toplamanı istiyorum Max bir konuşma yapacağım" cümlesi çıktı Max onayladı ve Pascala iletti aradan çok geçmeden herkes meydana toplanmıştı. Rai geldi ve herkes sustu "Ey halkım sizler bana Anne ve Babamın emanetisiniz sizleri korumak birinci görevim. Bugün düşmanı yenme şansımız çok az fakat kanımızın son damlasına kadar savaşacağız. Bu gece kutsal ağaca şarkılar söylenecek ve son geçemizmiş gibi eğleneceğiz. Vakit geldiğinde çocuklar ve kadınlar sığınaklara gidecek ve kimse dışarıya çıkmayacak, taa ki bizden birisi gelip onları dışarıya çıkartana kadar. Gerekirse öleceksiniz fakat esir olmayacaksınız.Bu gece sizin geceniz eğlenin son gecenizmiş gibi, Kutsal Ağaç bizi korusun" dedi ve çadırına doğru gitti. Lydia Rai'nin ardından çadıra girdi "Rai kendine dikkat et babamdan sonra seni de kaybetmek istemiyorum, benim için çok değerlisin" dedi ve Rai'nin yanağına bir buse kondurdu ve çadırdan dışarıya çıktı.
Pascalın yolladığı iki adam uzun vadinin sonunda üç düzine adam olduğunu ve birisi hariç hepsini uykudayken hallettiğini söylediler son kalan adam kaçmıştı ve onu saatlerce aramalarına rağmöen bulamamışlardı.
Markus ordusuyla birlikte Batıdaki ormanın girişindeydi Kaylaya dönüp "Zaman geldi keçi borusunu çalın ve saldırın" diye emretti kaylanın işareti ile Saldırıya geçtiler. Surlara doğru koşmaya başladılar fakat tuzaklardan haberleri yoktu önden giden askerlerin hepsi birer birer çukurlara düştü ve kazıklara oturdular, can çekişerek ve çığlıklar atarak Markus onların ölüşünü izledi. Birden üstlerine oklar yağmurlar gibi yağmaya başladı nereden geldiğini bulamıyorlardı. Markus hücum dediğinde tüm ordu Sengoklara doğru harekete geçti ve Kapıda büyük bir çarpışma oldu Rai, Max, Pascal dahil herkes oradaydı Markus en arkadan geldi kılıcı ve kalkanı ile ve yüksek bir sesle bağırdı "Rai! burası sana mezar olacak çocuk!" askerler birbirine girmişti Markus ve Rai karşı karşıya idi bire bir dövüşüyorlardı Markus çok iyiydi fakat Rai daha yetenekliydi kılıçla ve kalkankla adeta dans ediyordu, bir hamle ile Markus'u yere devirdi kılıcını havaya kaldırdı tam saplayacakken Rai'nin göğsüne bir ok saplandı ve içeriden bir çığlık geldi "Anne!"
Yazar notu: Merhaba arkadaşlar; son günlerde gösterdiğiniz ilgi için hepinize teşekkür ediyorum, hikaye hakkında biraz spoiler vereyim. Aklıma birden biraz da olsa bilim kurgu katmak geldi işin içine biraz büyü ekleyeceğiz. Aynı Dean Winchester'ın dediği gibi "Mojo things" :) Keyifli okumalar unutmayın sizler okudukça ben var olurum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sengoklar #Wattys2015
FantasyYıllar yıllar önce yaşamış bir kabilenin hayatını anlatıyoruz. Gelin ve Sengokların dirilişine şahit olun!