Bölüm 27: Herkes Biraz Maldır

437 110 204
                                    

Ülkenin birinde iki küçük prens yaşarmış. Bu prensler birbirlerine o kadar düşkünlermiş ki, birinin canı acısa, ister istemez diğerinin de canı acırmış. Her gece büyük prens küçük prense masallar okur, onun da bir gün büyük prense kitap okuyacağını söylermiş. Aynı yatakta uzanıp büyük prens kitap okurken küçük prens küçük aklıyla onu takip edermiş. Önce harfleri tanımaya başlamış, ardından kelimeleri anlamaya.

Gel zaman git zaman derken küçük prens büyük prens sayesinde daha okula başlamadan okumayı çözmüş. Çok iyi yazamıyormuş ama okuyabiliyormuş.

Bir gece eline kitaplığından en sevdiği masalı alıp, büyük prensin odasına koşmuş. Abisi pijamalarını giymiş, odasındaki lavaboda dişlerini fırçalıyormuş. Küçük prensi görünce eliyle fırçasını işaret ederek sormuş.

Küçük prens, "Ohooo," demiş böbürlenerek, "Ben o işi hallettim bile." Diş fırçalamayı da zaten abisinden öğrenmişti. Abisine hayranlıkla bakıp yatağa geçmiş.

Büyük prens, "Hadi odana geçelim," dediğinde küçük prens sinsi sinsi gülümsemiş.

"Bu gece buradayız abi." Elindeki kitabı göstermiş, "Hatta bu gece kitabı ben okuyorum." Anne ve baba kapının aralık kalan kısmından onları izleyip gülümsüyorlarmış.

"Hadi ama oradan," demiş büyük prens, "Okumayı öğrenmedin henüz." Abisinin alay eder gibi gülmesine biraz bozularak ayağa kalkmış, yatağın üzerinde durmuş.

"Hiç de bile, okumayı öğrendim ben." Abisi gülerek yatağa uzanıp küçük prensin de uzanmasını işaret etmiş.

"Hadi görelim o zaman," demiş büyük prens, "oku bakalım."

Küçük prens, Küçük Prens kitabının ilk sayfasını açmış. Anne ve baba kapıda, abi yatakta merakla onu bekliyorlarmış. Küçük prens biraz heyecan yapmış ve fakat okumaya da başlamış aynı zamanda.

Üç kişi de hayretler içinde Küçük Prensi dinliyorlarmış. Yavaşmış, belki yanlış okuduğu da olmuş, bazen kelimeleri yutar gibi söylemiş, kısmen nefes nefese kalmış. Ama okumuş mu, okumuş. O kadar heyecan elbette olacakmış.

"Kardeşim," demiş büyük prens sevinç ve şaşkınlıkla, "Harika okudun, nasıl öğrendin okumayı?" Ana sınıfına giden küçük prense, öğretmeninin öğrettiğini düşünmüşler aslında.

"Seni dinledim abiciğim," demiş küçük prens artist artist, "Sen okurken hep dikkat ediyordum."

"Vay be," demiş büyük prens sevinçle, "Çok sevindim. Nasıl bu kadar dikkatli olabildin?"

"O da benim sırrım olsun artık," demiş küçük prens. Kral ve kraliçe gözleri yaşlı iki kardeşe, evlatlarına bakmışlar. Küçük prens anında uykuya dalmış. Büyük prens ona sevgiyle bakarken saçlarını okşuyormuş. Kralın, büyük oğluna söylemek istediği şeyler olduğu için kraliçeyi gönderip oğlunun yanına girmiş.

"Prensim," demiş sessizce, büyük prens şaşırmış, "Biraz konuşalım mı seninle?"

"Olur baba," demiş büyük prens. Kardeşinin yanından sessizce ayrılıp bahçede onu bekleyen babasının yanına gitmiş.

"Seni dinliyorum baba," demiş büyük prens ciddiyetle. Henüz dokuz yaşında olmasına rağmen çok olgun bir çocukmuş.

"Nasılsın?" diye söze girmiş kral. Muhabbete başlamışlar. "Kardeşin okumayı öğrenmiş," demiş gururla, "annenizle beraber sizi dinledik, çok gurur duyduk. Sen okulda öğrenmiştin, kardeşin seni dinleyerek öğrenmiş. Bu çok güzel."

Adam OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin