Selamun aleyküm yeni bir kurguyla sizlerleyim umarım tanıtım bölümünü beğenirsiniz.
Bu kitap tanıtım ve birinci bölüm olarak gelecektir diğer bölümler Filistinli Mücahide kitabım final yaptıktan sonra gelecek inşAllah. Muna'nın hikayesinde benimle olursanız çok sevinirim.
Keyifli okumalar oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Kurşunların kol gezdiği dar sokaklarda koşarak ilerlemeye çalışsam da arkamdan beni kovalayan siyonist askerlerin varlığıyla tedirgin bir şekilde yüreğim ağzımda arkama bile bakmadan koşmaya devam ettim. Yolumu çevirip başka bir kapının girişine girdiğimde askerlerin diğer tarafa koştuğunu fark edip bir nebze olsun rahatladım.
Nerede olduğumu fark edemeyecek kadar koşmuştum. Etrafıma baktım kapatılan Mathara kapısına fazlasıyla yakındım ama orada birileri var mıydı bilmiyorum. Yakalanmaktan korktum çünkü çantamdaki malzemeleri ikizin Muaz'a verirken bir asker bunu fark edip ardıma düşmüştü onu koşarak atlatmış olsam da dronlar beni çekmiş midir diye endişeliydim.
Beni bulmaları an meselesiydi, muhtemelen tutuklanır belki Muaz'ı bile benimle tutuklarlardı. Kaçışım bu nedendendi hâlâ kalbim delice atıyor ve korkuyordum. Allah'ım yardım et bize yine zulm ediyorlar kutlu şehrin halkına Ey Yüce Rabbim Mescid-i Aksa'yı ve bizleri koru.
Duyduğum sesle kocaman olan gözlerimle Mathara kapısının girişine hızla koştum. Karşımda iki asker karşılarında ise vurulmuş yerde yatan bir mücahid. Elimle ağzımı kapatıp sessiz hıçkırığımı saldığım sırada iki askerin bakışları da üzerime döndü. Biri pis pis sırıtırken diğeri daha ciddi bakıyordu. Fazla korkutucu olan elindeki tüfeği anında üzerime doğrultup bağırdı.
" Gel buraya yoksa ölürsün."
Yerde kanı taş zemini boyayan yaralı adama bakıyor gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Dediğini yapıp temkinli adımlarla kapının girişine vardım. Askerler birbirlerine bakarken ben ise başımı çevirip yerdeki adama döndürdüm bakışlarımı. Yüzünü görmemle geçirdiğim şok ağlama istediğimi arttırdı. Akrabamız olan babamın erkek kardeşinin oğlu Yahya kanlar içinde can çekişiyordu.
" Yahya..." diye bağırdım anında önüne çöktüm bizim dilimizde olmayan ama Türkçede bulunan bir kelimeydi aramızdaki akrabalık, kuzenimdi ve onun vurulması canımı yakmıştı nişanlıydı yakında evlenecekti.
" Muna..." dedi kendini zorlayarak konuşamıyordu elini karnına bastırmış olsa da kanı yerlere hızla sızıyordu.
" Sevdiğime söyle ahirette buluşacağız, ben onu cihat kapısında bekleyeceğim."
"Yahya deme öyle..."
Bakışlarım askerlere dönerken yalvarır gibi yardım dilendim ne kadar da acizdim.
" Ne olur bırakın bizi de hastaneye yetiştirelim yoksa ölecek."
Pis pis sırıtan şerefsiz bağırarak yanıma yaklaştı beni kaldırıp kolumu sıktı. " Zaten ölmesini istiyoruz yardım gelmeyecek o pislik burada ölecek."
"Sensin pislik!" diye bağırdığımda suratıma yediğim tokatla yere kapaklanmam bir oldu. Ve kulakları sağır eden sesin yanında duyduğum Yahya'nın şehadetini hissetmiş gibi bağırışı.
" Alllahuekber, Allahuekber, Allahuekber..."
Yahya alnına yediği kurşunla can vermiş ben haykırarak bağırmıştım.
"Hasbunallahu ve nimel vekil." (Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.)
Ardından donan bakışlarımla acıma tezat şehitliğe yürüyen Yahya'ya son kez baktım.
"İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn" (Biz Allah'a aidiz ve şüphesiz O'na döneceğiz," )
Çığlığımı susturan ise Yahya'ya kurşun sıkan siyonist askerin bir elinin boynuna bir elimi ise ağzıma kapatarak beni susturması olmuştu.
"Biraz eğlencenin ne sakıncası olabilir ki, bu küçük kız çok güzelmiş."
İğrenç sırıtışıyla midem daha çok bulanmaya başladı. Yaşım daha 16'ydı başıma kötü bir iş gelmesi korkusuyla acıyla yutkundum. Acı kokan gözlerim etrafta gezerken ellerinden kurtulmak adına etrafıma baktım ama nafile ne yapacaktım ki? Bana yardım edecek en büyük kurtarıcı Rabbim'di.
"Bırak kızı Daniel."
Diğer asker daha merhametli çıkmış beni bırakmasını istemişti ama ona da güvenmemiştim ki. Gözlerim onun yüzüne konduğunda hafif de olsa bir merhamet sezdim ama bu düşünceyi aklımdan söküp attım. Diğer asker yani Daniel hâlâ bir eliyle ağzımı kapatmış gövdemi ise diğer eliyle sıkıca tutuyordu.
"Ah Yosef önce Maryam denen kız ardından buna tecavüz edip ortaya fahişe diye atacağım. Bu iki kıza verebileceğim en güzel ders bu olur."
Gözlerim dehşetle açılırken en yakın arkadaşım süt kardeşim Maryam ile başımıza gelebilecek bu iğrençliği duymanın verdiği acıyla kaçmaya yeltendim. Bırakmıyordu beni eli hâlâ sıkıca bedenimi kavrıyordu.
"Allah'ım bu pislik bana dokunuyor diye beni bundan sorumlu tutma affet beni ne olur."
Yosef denilen asker gözlerinden ateş saçar gibi Daniel'in üzerine yürürken adamın iğrenç elleri uzun saçlarımı kavrayıp sıkıca tuttu. Canım yanarken dudaklarımdan acı dolu bir inilti kaçtı.
"Bırak lan kızı yoksa öldürürüm seni."
Daniel kahkahalarla gülerken kendi dilleriyle konuşmaya başladılar onları anlayamadım dilleri bana yabancıydı. Yosef tehditvari konuşurken Daniel onu umursamadı bile. Beni kendine çektiğinde eli saçlarımda dolandı. Allah kahretsin seni pislik gücüm de yetmiyor ona.
"Allah'ım eğer bana dokunacaksa şimdi al canımı ne olur?" diye kendi dilimde dualar ettim Rabbime.
Tekrar duyduğum kurşun sesiyle yalpalayıp kaldım. Beni sıkıca tutan ismi Daniel olan pislik askerin elleri üzerimden inmişti. Yerde onun kanla kaplı bedenini görmemle elimle ağzımı kapattım. Asker Yosef arkadaşı olan askeri öldürmüştü. Korkuyla döndüğümde Yosef bana yaklaşıp eliyle çenemi tuttu.
"Bu olay aramızda kalacak, eğer bir kişiye dahi bu şerefsiz yahudiyi öldürdüğümü söylersen ikizin Muaz ölür. "
İki derin kuyuyu andıran gözleri üzerimde öfkeyle gezerken ağlayarak başımı salladım.
" Allah'ın adına yemin et bunun sizin için ne denli önemli olduğunu biliyorum."
"Allah'ın adına yemin ederim bu olayı hiç kimseye anlatmayacağım. Bu ikimizin sırrı olarak kalacak."
"Aferim sana."
Hayatımda ilk defa bir yahudi yardım etmişti bana. Ben hiç yapmamam gereken bir şey yaptım ve kalbimin kapılarını bir yahudiye açtım. Aşk denen illet beni de buldu ve ben celladına aşık bir viraneye dönüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUDÜS ÇİÇEĞİ MUNA (Hakka Yöneliş Serisi 1)
ChickLitFilistinli Mücahide kitabındaki Muna karakterinin hikayesidir. Tekrar duyduğum kurşun sesiyle yalpalayıp kaldım. Beni sıkıca tutan ismi Daniel olan pislik askerin elleri üzerimden inmişti. Yerde onun kanla kaplı bedenini görmemle elimle ağzımı kapat...