Saika'dan:
Yemeğimi yiyince bir hizmetçi gelip tepsimi almıştı ve Mikey'den çıt ses gelmiyordu. Aslında merak etmedim değil ama bir yanım cidden umursamıyor gibiydi. Birkez daha zinciri kırmayı denedim ama yine işe yaramadı sonra bu güvensiz odadan nasıl kurtulacağımı düşünmeye çalıştım ardından Mikey geldi ve zincirlerimi çözmeye çalıştı ama eli titriyor gibiydi. ona sorar gibi bakarken beni umursamadı ve zincirlerimi çözdüğü gibi beni dışarı çıkardı. Sonunda dışarı çıkmanın verdiği mutluluğu yaşamama bile izin vermeden Mikey beni odasına fırlattı ve ona 'ne oluyor lan?' der gibi baktım. Ardından hemen üzerindeki tişörtü çıkardı ve üstüme doğru gelmeye başladı. O an nutkum tutulmuş ve yapacağım şeyi bilmiyordum, yerimden bile kıpırdayamıyordum çünkü aklım tamamen karışmıştı.
"Uslu durursan iyi olur."
"Ne oluyor Mike-"
Bir anda dudaklarıma yapışması ile irkildim ama birşey yapamadım. O an içime birşeyler doğmuştu ama ne olduğunu net birşekilde anlayamıyordum. Beni kalçamdan tutup kucağına aldı ve yatağa nazikçe koydu ve benim üstündekileri çıkarmaya başladı ve ben hareket dahi edemiyordum. En sonunda ellerim hareket edebildi ama onu itmek için değil karşılık vermek içindi. Yapacağım şeye ben bile şaşırıyordum ve ne yaptığıma kendimde anlam veremiyordum. o hızlıca devam ederken bende ona aynı şekilde karşılık verdim.
...
Uyandığımda olanlar hakkında ufacık bir fikrim bile yoktu.kalçamda inanılmaz bir ağrı ve mide bulantım vardı. 'Nasıl buraya geldim?' diye düşünürken üstümün tamamen çıplak olduğunu gördüm ve gözlerimi kocaman açtım ardından bacağımın arasındaki kanları görmem ile 'Umarım düşündüğüm şey olmamıştır' diye dua etmeye başladım ve tuvalete zorlanarakta olsa gidebildim sonra ise içimi neredeyse dökmüş ve rahat hissediyordum. Banyo'ya girerek biraz yıkandım ve bu sürede ise dün neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordum. Ama sanırım o bana ilaç gibi birşey vermişti ve...anladınız işte.
"Siktir,şimdi ne yapacağım?"Bir anlığına sinirle duvara yunruğumu geçirdim ama olan bana olmuştu. Elimi avuştururken duvara öldürücü bakışlar atmaya başladım. En sonunda ise banyodan çıktım ve üstüme bir tişört alarak evi aramaya başladım, aradığım şey ise Mikey'di, evet onu öldürecektim.
...
Birkaç saat geçmişti ve Mikey eve bile gelmemişti, bende yemek yemiştim sonra birkaç kez kusmuştum. Ardındanda televizyon izliyordum ama aklım televizyonda değil Mikey'i nasıl öldürebileceğimdeydi. Saatlerce bağırarak ağlamak istiyordum ama bunu yapamıyordum. Neden karşı koymayıp izin verdim ki? Olayıda tam hatırlasam iyiydi ama hiçbirşey hatırlamıyordum.
"Siktiğimin Mikey'i, umarım götüne döner bıçağı sokmuşlardır ve döndüre döndüre siktikleri için gelemiyorsundur."
Ona olan sinirimi alamıyordum, çok ama çok fazla kafam bozuktu ve içimden ona her türlü beddua'yı ediyordum.
En sonunda uykum geldi ve evi ararken gördüğüm odaya gittim sonrada kendimi yatağa attım. Şimdi içimi dökebilirim gibi hissediyordum. Yastığa kafamı gömdüm ve ellerimle sürekli yatağa yumruklar atarak bağırıyor ve ağlıyordum. Ayrıca küfürlerde ediyordum tabiki, herif resmen beni tecavüz etmişti yaa!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven in Your Eyes《Bonten Yandere Mikey》
FanfictionKeisuke Baji'nin kız kardeşi olan Saika Baji'yi Mikey bir emanet gibi görmeye başladı ve onu korumak istedi ama bunu yaparken gereğinden fazla takıntı yapmıştı