01-Min Yoongi

222 15 8
                                    

"Hah! Eros'muş siktiğimin Eros'u. Etrafına bakın birçok kişi sevip ayrıldı? Kim yüzünden ayrıldı? Ben söyleyeyim birçok insan sevip ayrıldı, senin yüzünden ayrıldılar Eros. Sana bu yüzden ceza vericem."

"Bende bir tanrıyım farkındaysan Zeus."

"Tanrı olabilmen ceza alamayacağın anlamına gelmiyor Eros, cezanı açıklamayacağım göreceksin zaten."

~

Sızlayan başım ile kalktım fazla klişe olabilir ama neredeydim ben? Aklıma dünkü Zeus ile olan konuşmamız geldi.

Yoksa cezam bilinmeyen bir odada saatlerce kalmak mıydı?

Kapı bir anda açıldı bu tezim tamamiyle çürümüş oldu, hayatımda daha önce görmediğim bir kız girdi odaya.

"Yoongi uyanmışsın sonunda, kahvaltıya gel."

"Tamam geliyorum sen git."

Kız gidince etrafıma dikkatlice bakınma fırsatı yakaladım ve çalışma masasında duran bir kağıdı gördüm hızlıca açtım kağıdı.

Çekik gözlü, siyah saçlı bir oğlan çocuğu vardı kağıtta.

"Min Yoongi, 18 yaşında."

Kafamı kağıttan kaldırdığımda gözüm aynaya takıldı. Fotoğraftaki çocukla aynı yüze sahiptim.

Diğer kağıdı açtım içeriye az önce giren kızın fotoğrafı vardı.

"Kim Jennie, 18 yaşında Min Yoongi ile kuzen."

İyi de kuzenin evde ne işi vardı ya da ben onların evindeydim bilemiycem...
Altında bir tane daha kağıt vardı hızlıca açtım bu sefer sadece yazı vardı içinde.

"Sevgili Eros;
Ya da Min Yoongi mi demeliyim? Cezanı şu ana kadar anlamış olman gerek eğer anlamadıysan sana şöyle anlatıyım aşkını bulana kadar insan olacaksın. Yeri gelecek aşkını bulana kadar bir sürü kişiyi deniyeceksin ama bulacaksın. Her şeyden önce sen nasıl insanları birbirine aşık edip 'nasıl bu kadar acı çekiyorlar?' Diye dalga geçiyordun ya insanların yaşadığı psikolojik acıyı sen yaşayacaksın fiziksel olarak.
Nasıl mı? Her onu gördüğünde kalbin sıkışacak ve nefes alamayacaksın aynı şey aşkın sana dokununca da geçerli olacaktır. Bu arada aşık etme, baştan çıkarma gücün elinden alındı sıradan bir insansın.
İyi şanslar Min Yoongi.
~
Zeus"

Ceza olarak insanoğluna aşık olmak mı?
O kadar güzel bayan tanrıça varken mi?
Gücümün elimden alınması ne demek ya ben aşk, şehvet, seks tanrısı olan Eros'un gücü...

Fazla oyalanmadan kahvaltıya indim. Hızlıca yemeğimi yiyip odama geri gittim ve uzandım yatağa düşünmeye ihtiyacım vardı.

Korkuyordum aşk gerçekten acı mı verecekti bana bu kadar şehvetli bir duygu olan aşk? Vermeyebilirdi de çünkü ben aşk tanrısı Eros'um, aşk bana mı zarar verecekmiş?

Pencereden sızan güneş ışığı gözüme vuruyordu, hava bu kadar güzelken neden yatıyordum ki? Dolabı açtım ve birbirinden iç karartıcı olan siyah-gri kıyafetelere baktım, gerçekten bu musun Min Yoongi? Kırmızı kadar şehvetli renk varken siyah ve gri mi?

Dolabın altını üstünü getirdikten sonra bol beyaz bir gömlek buldum, bu sıcakta bol bir üst çok iyi olur diye düşündüm ve gömleği giymek üzere yatağa fırlattım, siyah bir şort buldum ve onu da yatağa fırlattım, dolabın kapağına asılı olan kemerlerden siyah bir kemer aldım.

Şortumu giydim, gömleğimi de. Gömleğimi şortumun içine soktum ve kemerimi taktım. Aynaya baktım süt beyazıydım halbuki esmerdim ben...

Siyah ve uzun saçlarımı elimle dağıttım.                                                                                                                 Güzel olmuştu...

Telefonumu ve cüzdanımı cebime tıkıştırdım ve evden çıktım. Şaşkınca etrafıma bakındım çok değişmişti her şey... 

Bir tanrı olmama rağmen burada ki birçok şeyi ilk kez görmüştüm biliyordum böyle şeylerin olacağını ama şaşırıyordum elimde değildi.

Caddelerde, sokaklarda başıboş dolaşmaya başladım, bir o yana gidiyordum bir şu yana. Âdeta kaybolmak isteyen biri gibi her ara sokağa dalıyordum. Kaybolmak istiyor muydum peki hayır. Her yol normal olarak beni farklı bir sokağa çıkarıyordu.

Yürüdüm ve yürüdüm...

Başıma gelen her şey çok saçmaydı ben aşk tanrısı Eros cezalandırılarak insana dönüşüp aşkımı bulmaktı bulmakla kalmayıp ki onu her gördüğüm saniye acı çekeceğim, insanların ruhen çektiği acıyı ben hem ruhen hem fiziken çekeceğim Zeus'un söylediği kadarıyla...

Gördüğüm bir kafeye oturdum, bir kız geldi siparişimi almaya güzeldi sanırım etkilenmiştim kızdan ama hayatımın aşkı mı sanmam çünkü acı çekmiyordum belki de tanımadan bilemeyecektim ama yavşaklar gibi "Numaranız ne?" demek istemiyordum ki acıyı çekmemek benim işime gelirdi.

Korkuyordum aşık olmaktan, yönetememekten kendimi.

Ben Eros bunca yıldır insanları aşık ettim birbirine yetmedi severken ayırdım hepsini ama severken ayırmanın cezasını ödüyorum şu an...

Peki nolacaktı bana? Yoongi'nin kişiliğine bürünüp Eros'un kişiliğini mi kaybedecektim? Bilmiyordum hiçbir şeyi bu da çıkmaza sürüklüyordu zavallı beni...

Öylesine söylediğim filtre kahvem gelmişti, koyuydu kopkoyu tıpkı düşüncelerim gibi.

Şunu kabul etmelisin ki Eros bugün senin hayatının yepyeni günü evet bir Eros olmayabilirsin ama Yoongi'sin, Min Yoongi. Sonuçta bedenin her nasıl olursa olsun içindeki ruh hâlâ benim ise ben ben olmuyor muyum? Benim ben olmamı sağlayan dış görünüşüm mü? Görünüşüm farklı olsa bile içindeki ruh benim ise aynı kişi olamaz mıyım?

Düşünceler düşünceler...

Ah o düşünceler, gece kafamı yastığı koyduğum zaman uyumamı engelleyen düşünceler, biriyle önemli bir şey konuşurken daldığım o düşünceler, yalnızken dinlediğim düşünceler...

Bu kadar cevapsız olmak zorunda mısınız?                                                                               Yoksa cevapsız olan düşünceler değil de direkt biz miyiz?

Hiçbir zaman mantık üzerine dayalı olmamışımdır aşk tanrısı olduğumdan gereği hep kalbimi dinlediğim için en basit düşünceye bile cevap veremiyorum... Kafam sadece kocaman bir soru işaretinden ibaret.

Göz gezdirin şöyle bir etrafınıza, sakince kahvesini yudumlayan insanları izleyin düşünceleri ile başbaşa kalanlardır onlar işte...

-

Selam, aslında ne diyeceğim konusunda bir fikrim yok ama kötü bir başlangıç oldu bence elimden sadece bu kadar geldi...

Ben sevmemiş olsam da umarım siz seversiniz<3

𝙄'𝙢 𝙀𝙧𝙤𝙨~𝙎𝙤𝙥𝙚Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin