4.Bölüm

38 7 2
                                    

  Konağın kapısına vardığımda karanlık çökmüştü. Tam elimi uzatıp kapıyı açacağım sırada içeriden gelen seslerle durdum. Konuşan babamdı sesindeki sinirin nedeni ise kesinlikle bendim.

  "Eğer öyle bir hata yapıp kaçtıysa kimse elimden alamaz öldürürüm onu!"

  Onlar yaşarken ölümün nasıl birşey olduğunu göstermişlerdi bana şimdi ise gerçek anlamda öldürmek istiyordu.

  Kapıyı açıp girmemle sedirde oturan ailem yada aile mi demeliyim her neyse işte kalkıp yanıma geldiler abim hariç yoktu o. Onların gelmesini beklemeden yukarı çıkacaktım ama saçımın arkadan tutulmasıyla geriye doğru sendelemiştim. Saç diplerim öyle bir acıyordu ki başıma şiddetli bir ağrı geçmişti şimdiden

   "Nerdesin lan sen sabahtır!" Diye bağıran babamdan başkası değildi ve tabi saçımı çekende..

  Sessiz kaldığımı görmesiyle saçımı biraz daha çekiştirip yere düşmemi sağlamıştı. Düşmemle bu sefer gelişi güzel tokatları yüzümde bir bir yer edinmişti.

  Annem ve ablam ise bakmakla yetiniyorlardı. Bana yapılan zulüm onların hoşuna gitmiş olmalıydıki seyirci kalıyorlardı.

  "Ağam dur yapma öldüreceksin" diyen Hatice teyze ve Helin babamın elinden kurtarmaya çalışıyorlardı ama nafile babam öyle bir sinirlenmiştiki gözü hiçbir şey görmüyordu.

  Ben ise yediğim tokat ve tekmelerin acısıyla iki büklüm olmuş bir vaziyette yere serilmiştim. Hareketsiz bir şekilde kaldığımı gören babam durmuş hırıltılı bir şekilde nefes alıp veriyordu.

  "Bu evden gidene kadar bu konaktan adımını dışarı attığını duymuyacam. Hatice kadın götürün şunu odasına ben demeyene kadarda yemek vermeyin belki aklı başına gelir."

Uzandığım yerden zorda olsa kesik kesik konuşmaya başladım zaten kapanmak isteyen gözlerim bana hiç yardımcı olmuyordu.

  "A-asla af-affetmiyecem si-sizi" dedim ve daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapatıp kedimi karanlığa bıraktım...

                                   ******

  "Sen ne yaptığını sanarsın!"

"Sen nasıl Berçem'i döversin aklım almıyor!"

  Başımdaki ağrıyla gözlerimi zar zor açmış  ne olduğunu ve dışardaki seslerin ne olduğunu idark etmeye çalıştım.

  En son konağa gelmiş ve babamın beni dövdüğüne dair anılar aklımda yer edinirken gözlerim hafif bir şekilde yanmaya başlamıştı.

"Sen nasıl Berçem'i döversin bav!"

Abim. Dışardaki abimdi , hakkımı savunan, sustuğumda yerime konuşan beni koruyan kollayan abimdi.

   Yavaşça yattığım yerden kalkıp dışarı gitmek için adımladım. Sonradan gördüğüm kollarım baştan aşağı morarmıştı bunu umursamayıp biraz daha hızlandım ve odadan dışarıya çıkıp ordanda aşağı indim. Abim babamın tam karşısında ablam annem ise yanlarında durmuş çıkacak olan olası bir kavgaya müdahale etmek için bekliyorlardı sanki.

  Beni farkeden aile fertlerinin yüzleri bir anda bana dönmüştü. Annem ve ablam herzamanki umursamayan bakışlarını atarken abim hüzünle bakıyordu.

  Babamın gözünde gördüğüm pişmanlık mıydı yoksa sadece öyle görmek istediğim içinmi. Bunu bilmiyordum ama elbet pişman olucaklardı canımı yaktıkları kadar kendi canları yanacaktı.

  Abimin hızla yakalaşması ve sarılması bir oldu.

  "Güzelim uyanmışsın nasılsın daha iyimisin dün beni çok korkuttun nereye gittin?" Abimin art arda sıraladığı soruların hangisne cevap vereceğimi şaşırmıştım.

TÖRENİN ESİRİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin