Yorumlarınızı bekliyorum :)
Multimedya; Bahadır AtayMirası almam üzerinden yorucu bir süreç geçmişti. Holding'deki birikmiş dosyalar ve Egemen'i evlat edinme çabalarım beni en çok zorlayan konulardı. Dosyalar bitmiş olsa da yetimhane Egemen'i vermemekte kararlı.
"Evli degilsiniz Bahadır bey",
"Daha yaşınız genç Bahadır bey",
" Egemen çok hiperaktiftir Bahadır bey"
Ve bunun gibi onlarca cümle ! Ben zaten karar vermişim siz neyin vazgeçirme çabasındasınız?
Bu şekilde geçen bir haftanın ardindan şirkete başlamam gerektigini bildiren Tuna beyi saygıyla(!) anıp hazırlanmaya başladım.
Takım elbise giymeye karar verdim. Biraz resmi göründükten sonra eski sportif halime dönebilirim.
* Kıyafet √
* Saçlar √
* Parfüm √
Geriye mükemmellik için tek bir şey kaliyor; Kahvaltı...
Saat; 8.55 ,toplantı ; 10.00
Evde kahvaltı hazırlamayı es geçip evden çıktım. Kahvaltıyı odamda yapabilirim sanırım.Bu kadar zamandır Gökhan bey'in yanında olmama rağmen bir kez bile Atay Holding'e ugramadım.Keske oraya ilk gidisim boyle degil de, Gokhan beyle olsaydı.İçimde garip bir burukluk var. Gökhan beyle aramızda hiçbir zaman sevgi olmadı ama beni bırakmamıs ve yanına almıştı. Bu yüzden ona herzaman minnettarım.
Universite mezuniyetimde Gökhan bey'in hediye ettigi mercedes cipimi holding'in kapısında durdurdum ve anahtarı vale'ye bıraktım.
Yavaş adımlarla içeriye ilerledim.Tüm çalışanlar pür dikkat işleriyle ilgileniyordu. Gökhan bey'e bir kez daha hayran kaldım. Öldüğünde bile, verdigi disiplin yerli yerinde duruyordu.
Kimligimi giristeki güvenliğe uzattım ve onay bekledim.Güvenlikçi bir süre şaşkınca baktı. Ne diyecegini düşünür gibiydi.
" Bahadır bey?" dedi çekingen bir sesle.
" Asım bey?" diye onu tekrar ettim.Yaka kartında ismini görmüştüm.
"Efendim, çok üzgünüm. Biz daha yaşlı birini bekliyorduk." dedi mahçup bir şekilde.
Hafif bir tebessüm eşliginde 'anlıyorum' dedim . Çok normaldi bu tepki. 24 yaşında Atay holdingin yöneticisiydim ve insanlarin şaşırması çok doğaldı.
Yavaş adımlarla içeriye ilerlerken bir yandan kimligimi cüzdana koymaya çalışıyordum. Köşeyi dönmem ile birine çarpmam bir oldu. Bu olayları anlayışla karşılayıp özür diler ve yola devam ederdim normal zamanda. Ama çarptıgım kişinin elinde çok sıcak bir çay varsa ve bu çay beyaz gömlegime - toplantı öncesi - dökülmüşse pek anlayışlı olmak geçmez içimden.
Ben sinirle ne yapacagımı düşünürken karşımdaki kişi;
" O çayı almak için dakikalarca sırada bekledim. Bana bir çay almak zorundasın ! " dedi.
Bu ses o olamaz degilmi? Hışımla başımı kaldırdığımda geçen kafede üzerime kahve döken kız oldugunu gördüm. Bu kızın kıyafetlerimle ne derdi var acaba?" Yine mi sen? Başıma bela oldun iyice. Sen ve senin içeceklerin beni rahat bırakmayacakmısınız ?" dedim hafif sinirli bir tonda.
" Sende benim içeceklerimi iyice benimsedin. Bilerek yaptıgını düşünmeye başlıyorum. Herneyse görüyorum ki takım elbise giyip gelmişsin ama bilmedigin şeyler var."
" Bilmediklerim neymiş acaba?" diye sordum.Erkek meraklı olurmu demeyin,oluyor...
"Birinci kural: üslerine saygı duymalısın." dedi. Sanırım beni stajyer yada yeni çalışan sanıyor. Bana uyar bu durum.
"Zaten öyleyim." diye cevapladım.Gözlerini devirip " Belli oluyor." dedi ve devam etti;
" Ayrıca sen basvuru içinmi geldin? Patron geçen yıl öldü ve oğlu şirket yönetecek potansiyelde degil. Seni işe alacak yetkide biri yok. Hoş zaten olsada bu kıyafetle zor alınırsın. Koskoca Atay holdinge girmek herkesin yapabilecegi birşey degil." deyip kıkırdadı. Bu sozler beni sinir etse de aklıma takılan yer başkaydı.
" Patronun oğlu şirket yönetecek potansiyelde değil derken neyi kastettin?"
" Ya anlasana işte. Patronun ölümü üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Oğlu şirkete geldimi? Hayır. Hergece ayrı kızla takılıp baba parası yiyen züppelerden biri olmasa neden gelmesin ki?"
" Sen bunları nereden duydun peki? Şirketin hepsi dedikoducu ise işimiz var yani." dedim.
Yeşil gözlerinde ukalalık barındıran bir hare vardı.
" Şirkete alınmayacağın için bu senin sorunun değil." dedi ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı.Kızıl saçları çok hoş bir uyum içinde yürüyüşüne eşlik ediyordu. Hafifçe silkelendim ve asansöre ilerledim. Şuan daha önemli bir sorunum vardı ;Toplantıda ben ne giyicektim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Kim Oldugumu Söyle
Randomİstenmeyen biriyim ben. Ne arkadaslarim var,ne de beni seven bir ailem. 24 yasinda olmama ragmen aile kavramini hic yasayamadim. Zaten ben dogar dogmaz beni terkeden insanlardan ne beklenir ki... Yinede icimdeki o cocuk yanim onlari bulmam icin cir...