《12》

330 17 34
                                    

Büyük bir yara'nın iyileşmesi aylar sürer değil mi? Peki kalpteki bir yara? onu geçirebilme'nin en iyi yolu acıyı unutmak mıdır?...

Aradan 2 hafta geçmişti. Eren, uyanmasını beklerken ona zarar veren adamları da arıyordu.
Kimse için bu kadar uğraşmamıştı o da anlıyordu ona karşı bir şeyler hissettiğini ama gizli tutmakta kararlıydı.
Levi'nin bulunduğu yerdeki tüm kameraları inceletmişti. Bulduğu 3 adamın izini sürüyordu. Bir yerden sonra onların izini kaybetti. Bulma konusunda çok inatçıydı.

Levi'nin yüzündeki bandajlar kaldırılmıştı. Olaydan 2 gün önce uyanmıştı ve şu an da uyanıktı. Eren yanı başında duruyor, Levi'nin saçlarını düzeltiyordu.

"Tamam yeter saçlarım yağlanıcak dokunup durma..."

"Pf.. bu haldeyken de saçını, başını düşünüyorsun"

"Seni mi düşüniyim şu haline bak zombiye dönmüşsün"

"Düşün..."

Levi hafif şaşırmış bir şekilde Erene bakıyordu.

"Başım ağrıyor düşünemem hiçbir şey"
"İyi"

Hasta odasından Levi, Erenin koluna girmiş destek alırcasına yürüyordu. Çıkışta siyah bir araç onları bekliyordu.
Eren kapıyı açtı ve Leviyi araca bindirdi yanına geçti oturup Levi'nin ehliyet kemerini bağlamak için yaklaştı. Levi onun yüzüne bakıyordu. Eren, ehliyet kemerini takıp bakışlarını ona çevirdi.

"çok sexyim değil mi?"

Levi kafasına yumruk indirdi. Eren başını okşayarak düzeldi.

"Ne gerek vardı şimdi..."

"Türk usulüyle beynini çalıştırdım"

"Aman ne komiksin"

Levi dikiz aynasından kendisini görüyordu yüzündeki dikiş izine dokundu.

"... iğrenç"

"Değil mi şapşal, şirin, bücür, ve asık suratlı birinin yüzünde hiç güzel durmuyor açıkçası"

"Sen bu aralar bir garip konuşmaya başladın hanjiyi salıcam üstüne yakında"

"Aman kalsın atından toynak yerim daha iyi..."

"Ona bakıyorsun değil mi? Eğer geldiğimde o beyaz tüylerini kirli görürsem seni kırbaç bekliyor olucak"

"Şey..."

"Hm? Ne şey? Ciddi misin sen tam dayaklıksın kömez"

"Ne takıntılısın be... yıkatırız sorun değil"

"Sen yıka, cezalısın."

"Tamam her neyse"

Eren şişenin kapağını açıp leviye uzattı.

"Küçük kıçın rahat mı bari?."

Levi şişeyi alıp suyu içmeye başladı. İçtikten sonra Erenden kapağı alıp kapattı

"Hmm evet iyi"

"Seni o zaman o hale getiren adamları hatırlıyor musun şimdi?"

"Hayır hiçbir şey hatırlamıyorum dedim ya sana"

'Hatırlamıyorum' evet, Levi uyandığında gerçekten hiçbir şey hatırlamıyordu.
Ereni, Hanjiyi hatta Erwini bile.
Hatırladığı tek şey kendi ismiydi. Bazı şeyleri yavaş yavaş hatırlıyor gibiydi ama önemli şeyler değildi.
Konağa vardılar Levi bir koltuğa geçip oturdu.

"Burası demek... fazla gösterişli, şık bir yermiş"

"Elit bir konak, sevmem böyle yerleri"

"Belli... bana bu konağı gezdir"

"Ben gezdiremem"

"Nasıl?"

"Sadece koridorda, burda ve mutfakta bulunmama izin veriyordun"

"Ha?... nasıl olucak o zaman"

"Hanji biliyordur bir şeyler"

Hanji parıldayarak kapıdan içeriye baktı

"Biri adımı andı sanki hımm??"

"Deli insan lafın üzerine gelirmiş"

Hanji, Erene yaklaştı ve omzuna elini pat diye aniden koydu.

"Hadi canım ahaha!!"

"Hanji... Levi evi turlamak istedi"

"Ah öyle mi"

"Evet, siz gidin ne yaparsanız yapın"

"Sende gel istiyorsan Levi hakkında bir şeyler öğrenmeye baya meraklıydın sonuçta hem güvenilir bir adamsın ve... onu korumaya baya niyetli gibisin bu aralar"

"Kim? ben mi?"

Eren gerçekten Leviyi şu anki haline sokan adamları bulmayı kafaya takmıştı gecesini gündüzüne kattığı da olmuştu.

"Yok bizim mahalledeki otuzbirci"

"Şu espirilerini Leviye yapta seni köpeklerin önüne atsın"

"Olurr"
Kalp saçıyordu. Tehlikeli şeyleri çok seviyordu Hanji, sevinçten değişik hallere girmesi de burdan kaynaklanıyordu.
Levi ayağa kalktı Eren'in koluna girdi

"Hadi boş zırvalanıp durcağınıza bana konağı gezdirin çabuk"

Hanji mızmızlanıp

"Yaa benim koluma niye girmedin Levii!"

"Çocukça haraketleri kes Eren bana daha yakındı."

İlk defa ismiyle hitap etmişti Erene. Eren'in kalbi anlamsızca kütleyip duruyordu.

Aklına okuduğu bir romanın satırı gelmişti o an;

"Aşktır kalbi hızlandıran..."


KORUMA (ERERİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin