Hemen koşarak eve gittim, eve geldiğimde annemin yüzü kan içindeydi ve bu beni aşırı sinirlendiriyordu.
Annem bir şey demeden evden çıktım ve babamı aramaya koyuldum, bu sefer kesinlikle sınırı aşmıştı ve birinin ona haddini bildirmesi gerekiyordu, o kişi de benim karanlığımdı tabii ki.
Ama nerde olduğunu bilmiyordum, her deliğe girebilirdi. Güneş peşimden hâlâ ayrılmamıştı çünkü bu tür durumlarda nasıl bir ruh hastası olduğumu kendisi de çok iyi biliyordu lakin yapacak pek bir şey yoktu.
Öfkeden delirmek üzereydim 3 saattir babamı arıyordum ve hâlâ ortalıkta yoktu, sinirden elimdeki boş kahve kutusunu sıka sıka parçalamıştım ama bir faydası yoktu, tam eve dönecekken telefonum cebimde titremeye başladı arayan ismi görünce sinirim tekrar baş gösterdi, babam arıyordu ve ben sinirden deliye dönmek üzereydim öfkeme yeni düşüp telefonu açtım ve hemen o soruyu sordu "nerdesin? Saat 7 oldu çabuk eve gel" bu tavrı çok sinirimi bozuyordu ve böyle dediğine göre evdeydi " geliyorum" diyip telefonu kapattım hızlı hızlı yürüyerek evin yolunu tuttum.
Eve vardığımda Güneş hâlâ yanımdaydı çünkü yapacağım şeyi çok iyi biliyordu, kapıyı anahtarımla açar açmaz hiç sevmediğim suratıyla beni karşıladı öfkeden deliriyordum "nerdeydin" diye sordu verdiğim cevap tam olarak şuydu " üstümü değiştirip geliyorum seninle hesaplaşacağız". Annem evde değildi çünkü anneme teyzeme gitmesini söylemiştim yapacağım şeyi hallettikten sonra bende Güneşle beraber oraya geçecektim ama önce laptopumu topladım çantama herşeyi tıktım.
Herşeyi hazırlayınca onun yanına geçtiğim gibi pişkin pişkin sırıtıp bana "annenin yüzünü beğendin mi" dediğinde iyice sinirime yenik düşüp "seni orospu çocuğu sen kimsin de anneme dokunuyorsun" diyip yüzüne bir tane yumruk geçirdim, ayağa kalkıp bana vurmaya çalıştığında aldığım dövüş dersleri sayesinde kolayca savurdum, bir anda atik bir hamleyle mutfak tezgahının üstündeki bıçağa yeltendi onu alıp bana savurdu bundan kaçamamıştım, bıçak kolumu sıyırmıştı.
Koluna vurmamla birlikte bıçak yere düştü o anda bıçağı alıp Güneş'e fırlattım tuttuğu gibi bıçağı bi yere sakladı. O an babam elime düşmüştü, onu yere yatırıp yüzünü yumruklamaya başladım, tek yapabildiği kendini savunmaya çalışmaktı lakin başarısız oluyordu her hamlesi başarısız oluyordu yüzü kanlar içinde kaldığında Güneş beni tutup ordan uzaklaştırdı.
Odamdan çantamı almıştı beni dışarı çıkarıp "salak mısın‽ Ölse onu adamdan sayıp seni içeri tıkarlar" diye sitemde bulundu, benimde öfkem yavaş yavaş durmuştu hemen teyzemlerin yolunu tuttuk.
Marketin önünden geçerken anlık bir karar değişikliği ile markete girdim ve bir kaç bir şey aldık, ödeme yaptıktan sonra marketten çıkarken telefonum titremeye başladı annem arıyordu, telefonu açıp "efendim gülüm" diye yanıtladım, annemde gülüp "nerdesiniz oğlum" diye sordu "yoldayız kraliçem marketten bir şeyler aldık geliyoruz" dedim annemde "tamam oğlum dikkat edin" dedi ve telefonu kapattı.
Tam teyzemlere girecekken kolumdaki bıçak yarası geldi aklıma annem bunu görürse kesin bana kızardı, Güneş beni anlamış olacak ki evin yakınındaki hastaneye gidip pansuman yaptırdık, sonra hızlıca teyzemlere geçip anneme sarıldım, teyzemde "hoşgeldin Kara kule" dedi teyzemin boyumdan ve saçlarımın renginden dolayı taktığı lakaptı bu küçüklüğümden beri bana böyle seslenirdş
Eniştemle ve Güneş'in ablasıyla selamlaştıktan sonra oturup sohbet etmeye koyulduk, herkes yatarken biz Güneşle oyun oynuyorduk ikimizin bir araya gelince hep oyun oynardık annem ve teyzem de oturmuş dizi izliyorlardı hep bunu yapardık, biz güneşle oyun oynardık annem ve teyzemde abla kardeş dizi keyfi yaparlardı.
Saat 4'e gelirken kapı çaldı kapıyı annem ve teyzem açtı gelen polisti "Batın Günhan Çetin burada mı?" Direkt kapıya koşup cevapladım "buyrun benim" polislerden biri "bizimle karakola kadar gelmeniz gerek" dedi bende "tabi üstümü giyip geliyorum" dedim.
üstümü gelip dışarı çıktım, Güneşte yanımda geliyordu memurlara "acaba neden karakola gidiyorum" dediğimde bana" babanızı dövmüşsünüz" dedi diğer polis ise "kardeşim sende de ne kuvvet varmış be" dediğinde istemsiz güldüm ve evet benim adım bu "Batın Günhan Çetin" 2 zıt ismin birleşimi.
Karakola geldiğimizde onu gördüm yüzü çok kötü durumdaydı, Güneş kulağıma yaklaşıp "Çok yüzüne çalışmışsın" dedi bende "oğlum çok kötü vurmuşum" dedim ve güldük beni sorgu odasına aldıklarında herşeyi anlattım, babamda orda oturuyordu çıktığımda polislerden birinin silahına yeltendi ve 1 el ateş sesi geldi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Görünmez çocuk
Novela JuvenilGerçek adımı hatırlayan yok. Herkes için tek kişiyim: Gece. Bir tek annem biliyor adımı, kim olduğumu ve gerçek beni. Geri kalan herkes için bilinmez, karanlık, görünmez Gece'yim. Beni nasıl mı geceden karanlığa çevirdiler? Ben de yetişemedim hızlar...