13

1.7K 170 124
                                    

bu bölümden sonra an itibari ile en çok okunan ficin(4k) sucker oluyor...

teşekkür ederim bu yüzden😭🥺💗🎉

iyi iyi güzel güzel okumalar 🤍

——

Eğer bana "Şu an gerçekten de burada olmak ister misin? Çünkü birazdan kıyamet kopacak." deseler saniyesinde herkesi unutup "Evet." derdim. "Evet, her ne olursa olsun burada olmak istiyorum."

Çünkü emin olun ki yaklaşık yarım saattir kırmızı saçları, nefes kesici yüz hatları ve deniz kokusuyla harmanlanmış kokusu ile birlikte Choi Yeonjun sizin yanınızda oturuyor olsa siz de hayatınızdaki herkesi unutursunuz.
Buraya geldiğimde bir saat sonra yağmur yağacağını biliyordum, aslında şu an tam yarım saat kalmıştı. Yeonjun da büyük ihtimalle bunu biliyordu ama yine de sesini çıkarmıyordu. Kısa bir selamlaşmanın ardından benim de sesimi çıkarmadığım gibi.

Henüz akşam olmamasına rağmen etrafta fazla kişi yoktu. Herkes yağmurun yağacağını bilerek evde kalmış olmalıydı. Bir anda esen rüzgar ve eve döndüğümde ağrıyacağını bildiğim boğazımın acısı ile istemsizce boğazımı temizledim. Çıkan ses ile Yeonjun saniyesinde bana dönüp, "Sıkıldın mı?" demişti. 

Sabahtan beri bana bakması için uğraşıyordum. Onun ise yalnızca sıkıldığımı düşünmesi ile içim burkuldu. Bana merakla bakan gözlerine karşılık "Hayır." dedim. Asla sıkılmam.

Başını sallayarak onayladıktan sonra aramızdaki boşluğu kapattı. Şimdi omuzlarımız ve dizlerimiz birbirine değiyor, soğuk namına bir şey hissetmiyordum.

Birbirinden hoşlanan iki insan ne yapardı?

Cidden ben bilmiyorum.

Mesajı okuduğum ilk an zihnim her ne kadar yaşım sebebiyle fesat algılasa da öyle değildi işte. Saçmalama, salak dedim kendi kendime. Şu an bile o kadar mutluydum ki. Beni yanına çağırmıştı, göz kamaştıran değişimi ile yanımda oturuyordu. Eğer şu an gitmemi istese ağlamaktan ve yalnızca birkaç dakika daha istemekten geri duramazdım sanırım.

Choi Yeonjun tüm zihnimi yerle bir ediyor, bedenimi uyuşturuyordu. Bu öyle bir şeydi ki altı ay boyunca sevdiğim ikizine bile böyle hissetmemiştim.

Özür dilerim, Daniel.

En anlamlı sessizlik ile kutsanmış belli bir sürenin ardından başımı sol tarafıma doğru çevirdim. Uyuşuyordum. Kulaklarında sallanan irili küpelere takıldım bir an. Bunları değiştirdiğini hatırlıyordum, öncekiler daha küçüktü. Küpelerine takılan gözlerim aynı hizadaki keskin çene hattına kaydı. Yan profili nefes kesiciydi. Sanki bulmam gereken önemli bir şey varmış gibi bembeyaz çehresinde çene hattını takip ettim. Pekala, en kötü yere gelmiştik. Nemlendirmediği dudakları çatlamıştı, onları hep böyle görüyordum ve kahretsin ki onları nemlendirme fikri-

Her neyse.

Üst dudağının inceliğine, özenle yaratıldığını düşündüğüm şekline ve üst kısma göre kalın olan alt dudağına tapabilirdim. Daniel'ın dudakları böyle değildi. Belki oran olarak aynıydı ama onunkisi bu kadar şekilli değildi. Us çizgisinden burnuna doğru yukarıya çıktı gözlerim. Bu profili dehşet bir hale getiren en önemli şey burnuydu.

İnsanlar kampüste "Choi Beomgyu'nun burnunu gördünüz mü?" veya "Tanrım! Yan profiline bakmak tam bir intihar!" derlerken dalga geçiyor olmalıydılar. Sanırım herkes benim gibi aptalın tekiydi ve kimse Yeonjun'un öldüresi güzelliğini görmemişti.

Zevkli seyahati burada keserek gözlerine bakmayı reddettim ve tam önüme döneceğim sırada derin sesiyle beraber gözlerine baktım. Az önce çıktığım seyahatin hızlandırılmış bir şeklini yüz hatlarımda yaptıktan sonra mızmız bir şekilde "Gözlerime neden bakmadın?" dedi.

sucker • beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin