Photographer ~ Jikook

3. Bölüm "Başlayabiliriz Jeon."

Yorum sınırı: 60

Jimin Jungkook'un ona verdiği çayı yavaşça yudumlarken iri bedene kaçamak gözlerle bakıyordu. O an aklına gelenle bir süre düşündü.

Jungkook hiçbir zaman karşısında tam anlamıyla çıplak olmamıştı. Jimin onun yapılı bir vücuda olduğuna emindi. Özellikle denize atladığı vakit gömleği üstüne yapıştığında karın kaslarını az çok fark edebilmişti.

Şimdi bir şey yapmalıydı ki Jungkook üstünden kurtulsun sadece eşofmanıyla kalsın. Düşündü düşündü ama aklına güzel bir fikir asla gelmedi. Bu yüzden işi şansa bırakma kararı aldı. Ayağa kalktı ve merdivenlere yönelirken "Saçımı yıkamam gerekiyor." Diye açıklamada bulundu.

Jungkook anında peşinden gelirken "Sana yardım edeyim." Dedi şefkatli bir tonda. İstese Jimin'e bir doktor çağırabilir sonra da hiçbir şey olmamış gibi randevusuna devam edebilirdi ama o bunu seçmemiş kendisi ilgilenmek istemişti modeliyle.

Suyu açtığında Jimin yavaşça kafasını duşa kabine doğru soktu. Jungkook saçını ıslattı ve ardından şampuanı döktü. Nazikçe saçlarını ovmaya başladığında Jimin elinde suyu tutmakla meşguldü. Sonra vakit bu vakit diyip suyu arkaya doğru tuttu ve Jungkook'un üstünün ıslanmasını sağladı. "Ben gerçekten özür dilerim." Dedi kafasını kaldırmaya çalışarak. Jungkook elinden duş başlığını aldı ve "Önemli değil." Diye mırıldandı.

Jungkook modelinin güzel kırmızı saçlarını şampuandan arındırdığında Jimin mayışmış hissediyordu. En son küçükken annesi onun saçını yıkamıştı ve Jungkook bunu uzun zaman sonra yapan tek kişiydi. Jimin doğrulduğunda üstü sırılsıklam olmuş bir Jungkook ile karşılaştı.

Jimin'in odasına geçtiklerinde Jungkook "Saç kurutma makinesi nerede?" Diye sordu. Üstü hala giyinikti. "Üstünü çıkarsana ıpıslak hastalanacaksın. Ev sıcak. Kurutma makinesine atarız kurur hemen zaten."

Jungkook daha fazla söze gerek olmadığını düşünüp bir çırpıda üstünü çıkardı. Jimin planının başarılı olmasına karşı içten içe kendini tebrik etti.

Uzun uğraşlar sonra yapıldığı belli olan karın kasları ona çekicilik katmıştı. Jungkook üstüne bakan bedene karşı sırıttı. "Dokunabilirsin istersen." Dedi alayla. Jimin'in bunu ciddiye almasını kesinlikle beklemiyordu. Jimin minik elini sıkı karın kaslarında gezdirirken ne düşünüyordu bilmiyordu.

"Söylesene Jeon, şimdiye kadar kaç kişiye ellettin buranı." Dedi uzun bedenin gözlerinin içine bakarken. Jungkook'un dudağının kenarı kıvrıldı ve hafifçe Jimin'e doğru eğildi.

"Bundan sanane peki?" Jimin kaşlarını kaldırıp güldü. "Doğru bu beni ilgilendirmiyor. Bana dokunanların seni ilgilendirmediği gibi." Jimin arkasını döndüğünde Jungkook onunla dalga geçmeye devam etti. "Az önce ölüyordun hastalıktan?"

Jimin son zamanda kendisine çok fazla açık veriyordu. Hoş Jungkook bundan mutluydu. Devran dönmüş gibi hissediyordu. "Çabuk toparlarım." Jimin yatağa uzandığında Jungkook dudağını ısırdı. "Ya da hiç hasta değildin." Jimin kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun?" Jungkook omuz silkti. "Bir şey demek istemiyorum. Sen artık toparladıysan ben gidiyorum. Taehyung ile buluşmamız yarım kalmıştı malum." Jimin'in bir şey demesine izin vermeden odadan çıktığında Jimin yatakta oturur pozisyona geldi.

"Sikerim senin Taehyung'unu!" Sinirle nefes aldığında telefonunu çıkardı. Her zaman en üstte sabitlemiş olduğu arkadaşının numarasına basarken bütün sinirini neyden çıkaracağını düşünüyordu sadece.

"Jimin?" Namjoon'un uykulu sesi kulaklarına dolduğunda Jimin dudaklarını büktü. "Joon..." sesini ağlamaklı çıkardı. "Noldu Jimin?" Birkaç hışırtıdan sonra ses yeniden kesildiğinde Jimin konuştu.