Chapter Five

230 32 6
                                    

1

Bir gece yarısı, ışıkları kapalı olan evi bir ağacın tepesinden izliyordu. Buraya geleli çok olmamıştı. Bir boyut açarak gelmişti. Uzun süredir hiç kesintisiz yollardaydı. En son nerede konakladığını bile hatırlamıyordu. Ondan önemlisi, gidişinin üzerinden 5 sene geçmişti. Sakura'yla bu süreçte mektuplaşmışlardı fakat hiç yüz yüze görüşecek fırsatı bulamamışlardı.

Şimdi Sasuke, görevinden fırsat bulabildiği kadarıyla kendini evinde bulmuştu. Kimseye görünmek istemiyordu. Bu yüzden gece gelmeyi tercih etti. Sakura da Sarada uyuyor olmalıydı, muhtemelen. Bir anda içindeki dürtüye engel olamadan eve gitmeye karar verdi. Sessiz bir şekilde kapıdan girdi ve önce evi kontrol etti.

O gittikten sonra çok şey değişmiş sayılmazdı. Eskiden yemek masasının yanında duran bebek masası yoktu sadece. Sarada'yı özlediğini hissederek kızının olduğu odaya girdi. Odayı Sakura'yla birlikte dizayn etmişlerdi. Fakat minik Sarada artık kocaman bir kız olmuştu. Artık 7 yaşındaydı. Eskiden beşinin olduğu yerde artık yatağı vardı. Bu Sasuke'nin göğsünde bir ağırlığın oturmasına sebep oldu.

İçeri girmeden sadece kapının önünde dikildi. Eğer içeri girerse, Sarada'yı uyandırmaktan korktu. Kapıyı yavaşça kapatıp yatak odasına ilerledi. Sakura'nın uyuduğunu biliyordu. Son zamanlarda hem Sarada'ya anne olmak, hem de Konoha Hastanesinin başhekimi olmak onu zorluyordu. Bundan şikayet etmese de, Sasuke mektuplarından onun zorlandığını biliyordu. Yatak odasının kapısını ses çıkarmadan aralayıp içeri kolaçan ettiğinde Sakura'nın yatakta tek başına yattığını gördü. Onu bir süre kapının başından izledi.

Kendine bu kadarın yeterli olduğunu telkin etmeye çalışsa da, bunun yeterli olmadığını biliyordu. Bu yüzden içeri adım atarken kendini tutamadı. Ve hatta yatağa ilerlerken de durduramadı. Sakura'nın yanına oturarak biraz onu izledi. Fazla derin uykusu olmayan biriydi Sakura, fakat bu sefer uyanmayışı muhtemelen fazla yorgun olmasına yorulabilirdi. Sasuke bunu bilerek aslında biraz daha rahat hareket etmeye başladı. Elini saçına götürecekken kendini zorlukla durdurdu. Derin bir iç çekti. Beş yılı buradan uzakta geçirmişti.

Sarada'nın büyüdüğünü göremedi ve Sakura'ya bu konuda yardım edemedi. Yeterli kadar ailesini sevememişken onlardan bu kadar uzak kalmak, onu düşündüğünden çok yaralamıştı. Köye ilk geldiği andaki toyluğu yoktu artık üzerinde. O zamanki gibi, "köyünü ve ailesini korumak için" göreve çıkmaya can atan bir adam değildi. Bundaki en önemli sebep ise Sakura'ydı. Aile sandığından çok farklı bir şeydi. Sakura ona bunu öğretmişti.

İçindeki keskin bir dürtü onu Sakura'ya doğru itmekteydi, kendini tutmakta zaman geçtikçe zorlanıyordu. Yutkundu, bu dürtüyü bastırmak için.

"Sasuke-kun?" Diyen Sakura'nın uykulu sesi geldi, o sora kulağına. Onun uyanması pek de şaşılır bir şey değildi fakat şimdi onu genjutsuya sokup bu anın bir rüya olduğuna inandırmak zorunsa kalacaktı.

"Gerçekten sen misin?" Dedi Sakura, nefesş kesilirken. Gözleri hemencecik dolmuştu. Onu karşısında görmeyi beklemediği belliydi. "Gidip Sarada'yı uyandırayım."

Sasuke, genç kadını kalkmaması için kolundan tuttu. Sakura, tam yerinde doğrulacakken Sasuke tarafından engellendiğinde şaşırmadan edemedi.

"Çok kalamam, Sakura." Dedi yutkunarak. "Gitmeliyim."

Sakura dudaklarını büzdü ve kocasına hüzünle baktı.

"Peki," dedi sadece. Sasuke, onun gözle görülür hyal kırıklığını görebiliyordu. Beş yıl sonra ilk defa onu kanlı canlı görüyordu. Şimdi özlemle kavrulmamak elde değildi.

桜の下 | Under The Cherry BlossomsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin