Ocien Wiev

153 9 0
                                    

Şu an arbadaydım beni omuzuna alarak
zorla arbaya bindirmişti ne kadar debelensemde bir boka yaramamıştı. "ya kendin gitsene niye beni götürüyon" dediğimde sesli bir 'off' nidasi döküldü dudaklarından "Bir sus çenen yorulmuyor mu sabahtan beri evg evg evg başım şişti" kolarmı önümde birleştirerek "banane  zorla bindirmeseydin arbaya. başın şişmezdi hıı" diyerek kafamı cama yasladım ve dudaklarımı büzerek dışarıyı izlemeye başladım "ah... tam bir baş belasısın"  diye mırıldandı. bu konuşmadan sonra hiç konuşmamıştık.

Tamı tamı  iki saattir yoldaydık  bir ara kafam cama  yaslı uyuya kalmıştım ve gözlerimi açtığımda da hayla yoldaydık telefonumdan saate baktığımda da iki saattir yolda olduğumuzu görmüştüm biraz etrafa bakınmıştım yolu izlerken canım sıkılmıştı ve Kurt gibi acımıştım. "daha ne kadar kaldı canım sıkıldı" hayıflanarak dediğimde başını salladı ve ince dudaklarını aralayarak "yolumuzun üstünde bir tane bahçeli restoran var orya gideriz aç olmalısın" dediğinde kafamı onaylarcasına saldım karnım gercekten de açtı ve bu mideyi doyurmak gerekiyordu "taelofonunu versene bi"diyerek ona baktım kaşlarını çatıp" neden? "

" bakıcam öylesine  benim telefonumun şarjı az " gözlerini bir saniyelik bana çevirip takrar yoal çevirdi napabilirim şarjzım azdı ve azıcık karıştıracagım ama bunun onun bilmesine hiç gerek yoktu belki fotoğraflarımı silerdim "ceketimin cebinden al"  dediğini yapıp ceketinin cebine elimi sokup  telefonu alrak cebinden çıkardım tekrara arkama yaslanıp kilit ekranında pin yazısını gördüm "şifren ne?" diyerek telefonu ona gösterdim ama o tefona değilde yol bakıyordu.

" 1995..."  dediğinde mal mal ona bakmaya devam ediyroum çünkü bu benim doğum tahirihim di ama daha fazla ona bakmayı bırakıp şifreyi girdim belki başkasının bir seyiydi benim neden doğum tarihimi koysun ki.

Telefondan galeriye girecektim ki "boşuna galeriye girmeye çalışama şifre var ve bunu sana söylemiyecegimi biliyorsun" diyerek devamını getirdi o gormesede gözlerimi devirmiştim "aman yemedik galerini" bu sefer instegaramına girip orayı kurcaladım naparsınız can sıkıntısı ve telefonumun şarjı azdı başka yapacak bir şey olmadığı için geriye bu seçenek kaloyor.

"Bir daha sevişelimi? "

Aniden sorduğu soruya ı şaşırmam yoksa bir elini bacağıma atıp okşamasinami. Bunlar olurken tükürdüğüm boğazıma kaçmıştı ve öksürmeye başlamıştım jungkooktan elini bacağından çekip torpitodaki suyu alarak bana uzatı bende hemen alıp bir kaç yudum içtim bir kaç kez daha öskürüp sakinleşmeyi bekledim. Pat diye sorulurmuydu bu! hem ben bir daha onunla sevişmeyecektim niye sevişeyim?

" yaa... Beni öldürmeyemi çalışıyorsun gerizekalı!" diyerek atarlandım. Kim demiş onunla bir daha sevişecegimi!

"eee sorumun cevabını almadım hem gideceğimiz yerdede sevişebiliriz" dudaklarına kondurdugu sinsi gülümseme sinirlerimi daha çok bozuyordu. "bidaha seninle sevişmeyecegimi biliyorsundur umarım" sırıtış daha çok büyürken benim sinirlerim tavan yapıyordu sevişmeyecegimi tamama tam porno luk adam pensisi boyundan büyük verdiği zevkten ağzı sulandırıcı- dur yag ben ne diyorum.

"bilmiyorum istersen yatakta bildirebilirsin" tamam artık hiç bir şey demiyorum bu azgın sikik suratlı ya giren bana giriyor, acısının ben cekiyiyorum. Tamam zevkte veriyor ama ama aması yok işte.

"kaşınıyorum galiba"

"kaşı o zaman"

Gözlerimi devirerek elimdeki telefona geri döndüm instegramda gezinecektim. Yoksa ben bu Jungkooku sikerdim hoş o beni sikemeye daha hevesli görünüyor.

Telefonundan sohbet yerine girdim ama karşıma parmak izi tanıması çıktı. Sanki adam devlet çalışanıda her yerde şifre ve ya parmak izi tanıması var Amına koyayım

New start  TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin