yn: şöyle ufak bir oy sınırı koymayı düşünüyorum
+25 oy diyelim
zor evet ama imkansız degil canlarım
halledebiliriz!!!
iyi okumalar<3•
Günler, Jimin'in tahmin ettiğinden çok daha hızlı geçmişti. Her geçen gün Molibus Kraliyetinden yeni insanlarla tanışıyor, Namjoon ile eskisine göre daha az görüşmek zorunda kalıyor fakat Hoseok ile de bir o kadar yakınlaşıyordu. Evin her köşesi gerçekleşecek olan düğün için hazırlanmışken büyük salon eski haline kıyasla oldukça göz alıcı duruyordu.
Jimin, yeterince olgunlaşmış üzümlerden birini salkımından koparıp ağzına attı. Yanağı olduğundan daha şişik gözükürken bakışlarını üzerinden çekmediği omegaya sorular sormayı ihmal etmiyordu. "Çocuğunuz olursa adını Jimin koymayı düşünür müsünüz?"
Hoseok sesli bir kahkaha attı ve başını hafifçe sola doğru hareket ettirerek yaslandığı Taehyung'un dizinde daha rahat bir pozisyona geçti. "Düşünmem lazım."
Jimin aldığı cevap karşısında göz devirerek dudak büzdü. "Tatmin olmadım."
"Senin çocuğun olsaydı benim ricamla adını Hoseok koyar mıydın?"
"Öncelikle hayır," Jimin bu sefer iki üzümü de aynı anda ağzına attı ve şimdi ağzı dolu olduğu için tuhaf çıkan sesiyle devam etti. "Çünkü ben asla mühürlenmeyeceğim ve bir çocuğum olmayacak."
"O kadar büyük konuşuyorsun ki, Park Jimin!"
"Bir gün," Taehyung ellerini arkasına doğru yaslamış başını geriye atarak güzel havanın ve canlandırıcı güneşin tadını çıkarırken birden gözlerini açıp küçük kardeşine döndü ve konuşmaya dahil oldu. "Karşına öyle bir alfa çıkacak ki, bu söylediklerini sana bir bir yedirecek."
Hoseok kıkırdadı ve şimdi birkaç gün öncesine göre daha da yakınlaştıkları belli olan Taehyung'a katıldı. "Aynen öyle," dedi. "Ve sen de afiyetle yiyeceksin!"
Taehyung tatlı bir şekilde gülümseyerek Hoseok'a baktığında ve onlar şimdi kendi dünyalarında bir köşeye çekildiklerinde Jimin karşılaştığı sahneyle gözlerini devirdi. "Şu halleriniz eskisinden daha da mide bulandırıcı."
"Nedir o mide bulandırıcı olan şey?"
Jeon Jungkook'un neşeli sesiyle aralarına katıldığını gördüğünde henüz Jimin onu süzemeden bakışlarını direkt önüne çevirdi ve kucağındaki meyve tabağını incelemeye başladı. Jungkook ise hiç gecikmeden üçünün de uzanıyor olduğu çimlerde kendine bir yer seçip çöreklendiğinde Hoseok ve Taehyung da dikkatlerini ona çevirip sonrasında cevap vermesini bekleyerek Jimin'e dönmüşlerdi.
Jimin panikledi. "Sen! Mide bulandırıcı olan şey sensin!"
Meyve tabağını hışımla yere bırakıp ayaklandı ve üzerindeki otları eliyle silkeleyerek sert adımlarla oradan uzaklaştı.
Jungkook'un anlamaz ve bir miktar da hayal kırıklığı içeren bakışlarını gören Taehyung oldukça kötü hissetti. "Normalde böyle değildir, onun adına özür dilerim, Prens Jeon."
Jungkook başını iki yana salladı. Bir önemi olmadığını söylemek istedi fakat sessiz kaldı.
Bu konu hakkında söyleyebileceği hiçbir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the beauty and the beast • jikook
Fanfic"İsterseniz kütüphanelerinizi kilitleyin; ama zihinsel özgürlüğümü hiçbir kapıyla, hiçbir kilitle, hiçbir sürgüyle engelleyemezsiniz." •omegaverse alpha.jk omega.jm