Alegori

59 6 2
                                    

Steve kayalıkların üzerinde bekliyordu. Kuvvetle esen çöl rüzgarına karşı direnirken kollarını birbirine bağlamıştı. Uzakları, ne barındırıp barındırmadığını saklamaya çalışmayan manzarayı görüyordu. Yaklaştığında önce sesini duyacaktı ardından görecekti. Gizlilik özelliğini açık olsa bile fark edecekti. Radarların ve sensörlerde olmayıp onda olan yegane şeyi kullanacaktı.

İçgüdü.

Tony içgüdülerine karşı gelerek ayarlamıştı uçağı. Zırhının ayarlarından önce kendi zihninin alarmları çalmıştı. Steve'e karşı beslediği düşünceleri bir yana, başkalarının onun zihnine sızdırmayı başardığı düşünceler vardı. Alarm veren onlardı, o düşüncelerdi. Steve'in dünya çapında aranan bir kaçak olduğu, tehlikeli olduğu düşüncesi tüm şiddetiyle Tony'nin aklını sarsıyordu. Sarsılacaktı ama yıkılmayacaktı. Quinjet'in camının ardındaki çöl manzarasına bakarken yıkılmayıp ayakta kalacaktı. Zırhının denge sistemleri sayesinde çabalasa dahi devrilemezdi.

Uçağın yaklaştığını hissetti. Hislerinin söylediğine uyup arkasına döndü. Karşısında bir hiçlik duruyorken gözün kırpılmasından hızla bir Quinjet belirdi. Şeffaflığını bırakıp varlığını kabullenen hava aracı kendi etrafında dönerek, yavaşlayarak iticilerini Steve'e çevirdi. Arka kapısı aşağı açıldığı sırada iyice yaklaştı. Adamın uçağın içine girmesi için yarım metreyi atlaması gerekti.

İçeri atladığında onu boş pilot koltuğunun yanında, ayakta dikilirken gördü.

Onun içeri atlayışını izlerken zırhının denge sistemine ihtiyaç duydu.

Aşağı açılmış kapı uçağın kayalıklardan uzaklaşmasıyla kapandı. Ağır ağır kapanan kapının yanında kaldı, pilot koltuğunun yanında dikilen zırhı sessizce izledi.

Metal kolunu pilot koltuğunun başına yaslayıp, neden henüz yaklaşmamış olduğunu düşündü. Temkinliydi, hazırlıklıydı ama o ne kadar hazırsa kendisi de hazırdı.

Avengers logosu sökülmüş omuzluklarının baktığı duvarlarda güvenlik önlemleri olduğunu biliyordu. O Quinjet silahsız olamazdı, yalnızca zırhtaki silahlar güvenlik için yeterli olmazdı.

Kask geriye doğru açılıp beyinciğin altında kalan kısma doğru katlanarak kayboldu. "Tarzını değiştirmişsin."

Çöl tozlarını tutup bırakmamış sakalında işaret parmağını gezdirdi. "Zırhını değiştirmişsin."

Kolları, bacakları, göğsü, omuzları ve kafası klasik kırmızı-sarı olmasına karşın geriye kalan kısımları gri olan bir zırh kullanıyordu.

Steve, Tony'nin yanına adım atarak yaklaştı, yaklaştı. Üç adım mesafe kaldığında durdu. Tony'nin gözleri adamın üzerinde gezindi. "Kıyafetin... harap olmuş. Bombanın üzerine mi atladın?"

"Sayılır."

Sağ elinin kavramış bulunduğu koltuk başını sıktı. "Ne yapıyorsun, Steve? Ne yapıyorsunuz?"

Bunu düşünmüştü, planlamıştı. "İnsanların eline geçmemesi gereken silahları yakalıyoruz, yok ediyoruz."

"Chitauri teknolojisi dünyanın her yerine yayıldı."

"Her yere gidiyoruz. O teknolojinin en ufak bir parçası bile, o teknolojiyi kendi istediği şey için kullanacak birinin eline geçmemeli."

"Benim elimden de mi alacaksın?"

"Senin silah yapmak için Chitauri teknolojisine ihtiyacın yok. Teröristler, yağmacılar ve leşçiler bu işin peşinde, biz de onların peşindeyiz."

Tutulma | Rogers & Stark [Stony]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin