-Hayııırrr
-Clara iyi misin? Yine mi kabus gördün? Ah be güzel kızım senin bu halin ne olacak? Her gün kabus, her gün kabus. Bir psikoloğa gitmek istemediğine emin misin?
-Ah! Tabiki de eminim! Asla!
Helen'ın o eve gelmesinin 1 hafta geçmişti. Ancak o insanlar Helen'ı, Clara olarak tanıyorlardı. Helen hayat hikayesi olarak bir hikaye uydurmuştu. 1 ay önceye kadar Türkiye'de, Istanbul'da yaşadıklarını ancak 1 ay önce annesi ve babasının boşandığını, Fransa'ya yerleştiklerini ancak Fransa'ya yerleştikten 1 hafta kadar sonra annesini trafik kazasında kaybettiğini, babasından da çok uğraştığı halde bir haber alamadığını anlatmıştı. Zeynep Teyze ona acımış ve dilerse onlarda kalabileceğini söylemişti. Zeynep Teyze'nin kocası Eren Amca'nın gözü Helen'ı pek tutmamıştı ancak Zeynep Teyze'nin uzun bir aradan sonra gözlerinin içinin güldüğünü gördüğünden sesini çıkarmadı.
«1 hafta önce»
"Işte benim hikayem bu peki ya sizinki?" Helen kendi uydurma hikayesini Zeynep Teyze ile Eren Amca'ya anlatmıştı. Şimdi sıra onların hikayesindeydi. Zeynep Teyze'nin gözleri doldu. O hüzünlü gözlerle ilk Eren Amca'ya daha sonra ise Helen'a baktı. Zeynep Teyze Eren amcaya biraz kızıyormuş gibi hissetti Helen. Neden olduğunu merak etti. Çünkü normal zamanda Eren Amca'yla Zeynep Teyze birbirlerine sadece sevgi dolu gözlerle bakıyorlardı. Zeynep Teyze söze başladı:
- 5-6 yıl önceydi,hastalığım yüzünden çocuk sahibi olamıyorduk. Her türlü yöntemi denedik, en sonunda hamile kalmıştım. Doğum yapacağım gün... Eren devam edemeyeceğimsen devamını anlat lütfen.
Eren Amca söze devam etti:
-Doğum yapacağı gün doktor endişeli bir suratla yanıma geldi. Doğuma alınalı bir buçuk saat olmuştu. Çok korkmuştum. Doktor bana "Karınızın durumu pekte iyiye gitmiyor bunu söyleyeceğim için gerçekten çok üzgünüm, asla söylemek istemezdim ancak karınız ve çocuğunuz arasında bir seçim yapmanız lazım aksi takdirde ikisini de kaybedebiliriz." dedi. Benim neler hissettiğimi az bir şey anlamışsındır kızım. Düşünsene diyorlar ki ya annen ya da baban ölecek bunlardan birini seç. Biliyorum asla benim hissettiğim duyguyu hissedemeyeceksin. Ne kadar söylesem de, ne kadar anlatsam da, ne kadar empati kursan da asla benim hissettiğim duyguları hissedemeyeceksin. Neyse konuyu daha fazla dağıtmayayım kızım. Işte doktor öyle deyiverince ne yapacağımı şaştım kaldım. Aklım kızını seç diyordu; kalbim ise karını, bir zamanlar aklımın sözünü dinliyordum kızım. Kalp bu diyordum. Sadece kas ve kandan oluşmuş bir organ nasıl sana tavsiye versin ki? Ama o zaman işler değişti. Ilk defa kalbimin sözünü dinledim ve karımı seçtim. Pişman mıyım? Hayır. Peki bu karardan dolayı mutlu muyum? Hayır. Yani kızım anlayacağın duygularım hakkında, ne hissettiğim hakkında hiçbir fikrim yok. Ah, ah ne günah işledim ki ben bunları yaşayacak? Ama ne yapalım imtihan dünyası... Neyse kızım senin de başını ağrıttım. Geç oldu hadi sen de yat.
Telefonuma geri kavuştum çok mutluyum :D Inşallah yeni bölümü beğenmişsinizdir vote ve yorum yaparsanız sevinirim meleklerim^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM MELEĞİ (Ara Verildi)
AdventureHayatı Cennet Gibi İken Birdenbire Cehenneme Dönüşen Kızın Hikayesi HELEN STRONG...