=GEÇMIŞ=

48 3 0
                                    

                    -MEDYADA AMELIA POND VAR-

Helen, Eren Amca'yla Zeynep Teyze'nin yaşadıklarına çok üzülmüştü . Ozellikle de Zeynep Teyze'ye, belli ki Zeynep Teyze kararından dolayı Eren Amca'ya kızgındı. Ama ne olursa olsun belli etmemeye çalışıyordu. Helen bütün bunları düşünürken kendi yaşadığı şeyler aklına geldi. Aslında hatırlamak istemiyordu ama beynine hatırlayıp, hatırlamamak konusunda söz geçiremiyordu.
Yurttaki günleri aklına geldin. Evet, Helen 9 yaşına kadar yetiştirme yurdunda kalmıştı. 9 yaşında ailesi onu geri almıştı. En azından Helen gerçek ailesi olarak biliyordu.
-10 Sene Önce-
-Anlayacağınız bu hanımefendi. Helen çok duygusal bir kız. Ona asla gerçek ailesi olmadığınızı söylememeniz gerekli. Ona "Ailen pişman olmuş ve seni almaya gelmiş." dendi. Ilk zamanlar size, daha doğrusu gerçek ailesine buraya bırakıp gittiğinden dolayı kızgın olabilir ama üstüne fazla gitmemeniz lazım, zamanla geçecektir.
*****
Helen düşünüyordu. Sadece eskiler aklına geliyordu. Ne kızgınlık, ne sevinç, ne de korku. Sadece hatırlıyordu... Aklına yurttan ayrılacağı son gün o çok sevdiği bakıcısı Amelia Pond' un ona söylediği sözler geldi :
"Helen şimdi beni iyi dinle. Senden bir tane daha yok bu dünyada. Gülümsemeyi asla unutma. Gözlerinin içi gülsün, gülerken bakışların pırıl pırıl olsun ve her zaman nemli kalsın göz pınarların. Kendini sevilebilecek bir kız haline getirmeyi ve ondan sonra da kendini sevip kendine sarılmayı unutma. Zamana güven. Zamanın senin en büyük dostlarından biri olduğunu da unutma. Acıların ve felaketlerin ancak zamanın koynunda uyuyabileceğini unutma. Kendine güven Helen sen ne olursa olsun güçlü bir kızsın. Sana ağlama veya canının acıdığını belli etme demiyorum ancak hemen yıkılma. Seni seviyorum Helen. Unutma her şey zamana bağlı. Zaman bütün yaraları tek tek iyileştirir. Helen... Güle güle... Ne zaman kendini kimsesiz, güçsüz,korkak biri olarak hissedersen bu sözleri düşün. Sadece düşün. Hadi Helen... Benim güçlü kızım... Hadi bana söz ver ne öğrenirsen, ne duyarsan duy asla yıkılmayacağına dair. Hadi Helen Strong soyadının hakkını ver."
Helen o anda belki diliyle söz verememişti ama Amelia anlamıştı onun kalbiyle söz verdiğini. Gözlerinden anlamıştı. Helen sözüne uyuyordu. Sadece düşünüyordu... Güçlü kalmaya çalışıyordu. Sonuçta Matruşka'sına- Yüzü aynı oyuncak bebek gibi olduğu için Amelia' ya bu ismi takmıştı.- söz vermişti. Helen'ın çocukluk yıllarında en sevdiği kişiydi Matruşka'sı. Helen'ın o yıllarda,yetiştirme yurdunda geçirdiği yıllarda, hiç arkadaşı yoktu. Biraz utangaç bir kızdı Helen. Aslında yurttaki diğer çocuklar bütün bakıcıların çok duygusal bi kız olmasından dolayı onunla ilgilenmelerini çok kıskanıyorlardı.
Amelia'sını, Matruşka'sını çok özlemişti. Herkesten... Her şeyden çok özlemişti. Acaba şu an nerede ve ne yapıyordu? Acaba şu anda o da özlüyor muydu yoksa unutmuş muydu Helen'ı. Aklında böyle Matruşka ile ilgili bir sürü, bir sürü soru vardı. Çok özlemişti onu... Çoook...
-Amelia Pond' un Ağzından-
10 senedir onu hiç unutmadım. O yurtta baktığım kızlardan kendime en yakın hissettiğim kızdı. Dün akşam haberlerinde resmini göstermişlerdi. Kayıpmış. Umuyorum ki başına bir şey gelmiş olmasın. Acaba öğrenmiş midir onların gerçek ailesi olmadığını? Öğrendiyse nasıl yıkılmıştır Kurabiye'm. Ah, Kurabiye'm ah nasıl özledim seni bir bilsen... Helen'ım, Kurabiye'm keşke burada kalsaydın, ölene kadar beraber kalsaydık. Ah be Helen nerede olduğunu keşke bir bilsem keşke sana bir ulaşabilsem. Keşke senden bir haber alabilsem Kurabiye'm. Sen bir insanı durduk yere düşünürsen o insan zaten seni düşünüyor demekmiş. Sen benim aklımdan hiç çıkmıyorsun ki Kurabiye'm. Acaba şu an sen de beni düşünüyor musun Kurabiye'm? Sen de beni benim seni özlediğim kadar özlüyor musun? Hâla? Ne belli belki sen de unutmuşsundur beni? Biliyor musun en sevdiğin insanın seni unutmuş olması düşüncesi insanın canını çok acıtıyor. Hem de çok. Unutma beni olur mu Kurabiye'm? Unutma...

İNTİKAM MELEĞİ (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin