1. Bölüm: Tanışma

91 17 27
                                    


Medya:Ece

Selamlaaar

Aklıma ani gelen senaryoyla yazdığım bir kitap. Aslına bakarsanız can sıkıntısından da yazıyorum denebilir. Kitabı sonuna kadar sürdürebilir miyim bilmiyorum çünkü bu tamamen sizin yorumlarınıza ve oylarınıza bağlı.

Kitaba başladığınız tarihi atmayı unutmayın gençler

Bölümün sonunda görüşürüz. İyi okumalarr

Telefonumun çalmasıyla oturduğum sandalyeden kalktım ve mutfağa gidip tezgahın üstünden telefonumu aldım. Arayan kişiyi gördüğümde gülümsememe engel olamamıştım. Hemen aramayı yanıtlayıp telefonu kulağıma getirdim.

"Aşkım benim maketim bitti seninki henüz bitmediyse gelip yardım edeyim."

"Sacmalama Utku. Dinlenmeni istiyorum. Kendi ödevlerini bitirip bir de benimkilerle uğraşma. Saat zaten epey geç oldu."

"Seni bir dakika daha fazla görmek için yapamayacağım hiç bir şey yok." Bu söylediği üzerine gülüşüm iyice artarken söylediğine cevap verdim.

"Bu kadar romantik olmak zorunda mısın?"

" Hmm" dedikten sonra biraz düşündüğünü anlayabiliyordum. "Sanırım evet".

Sesli bir şekilde güldüm.

"Aptalsın."

"Sen de çok güzelsin."

"Sen böyle bana iltifat etmeye devam edersen ben ödevimi yetiştiremem ama."

"Haklısın. Ben hemen geliyorum. Öptüm." Deyip kapattı telefonu.

"Şapşal yaa" dedim kendi kendime. Hemen telefonu elimden bırakıp aynanın önüne geçtim ve yüzümü inceledim. Saçımın topuzu dağılmış, makyajım bozulmuş, üstümdeki ev kıyafetleri ile tam bir pasaklıydım. Hızla dolabıma yöneldim ve kapağını açtıktan sonra bir süre kıyafetleri inceleyip düşündüm. Daha sonra Utku'nun bej rengi sweatini giyme kararı aldım. Altına da sweatle aynı renkte kalın bir şort giydim ve üzerimdekileri beğenip banyoya geçtim. Topuzumu tekrar yaptım. Makyajımı silip düzeltmeye karar verdim. Yüzüme renk vermesi için hafif allık sürdüm, kirpiklerime rimeli de sürdükten sonra dudağımın kuruduğunu fark edip vişneli dudak koruyucumu sürdüm. Fazla bir şey yapmama gerek yoktu. Ne de olsa ders çalışacaktık.

Yüzümü beğendikten sonra hızla odama tekrar gittim ve masamın üzerinde duran kirli tabak ve bardağı alıp mutfağa götürdüm. Mutfaktaki ufak tefek bulaşıkları da yıkadıktan sonra buranın yeterince temiz olduğuna karar verip oturma odasına geçtim. Bir kaç kalem ve kitap haricinde etraf gayet toplu görünüyordu. Kitaplarımı kitaplığın rafina yerleştirdikten sonra kalemleri de alıp odama geçtim ve odamda onlara uygun olan kalemkutulara hepsini yerleştirdim. Her yerin temiz olduğuna karar verdiğimde masamın başına tekrar geçip maketimle uğraşmaya devam ettim.

Çok değil 10 dakika sonra kapı çalındığında hızla yerimden kalkıp kapıya adımladım. Kapıya ulaşıp hızla açtığımda gördüğüm manzara gülümsememe sebep olmuştu. Önce ayakkabılarını çıkartıp içeri girdi. 'Evime ayakkabı ile girilmesinden hoşlanmazdım. Ailemin yanındayken eve hep ayakkabıyla girerdim ama kendi evim olunca ve burayı ben temizlemek zorunda olduğumdan kimseyi içeri ayakkabıyla girdirmezdim.' Daha sonra yanıma ulaşıp belimden sarıldı. Ben de ona sarildıktan sonra benden ayrılıp dudağıma bir buse kondurdu. Hemen geri çekilip elindeki buket çiçeği bana uzattı. Çiçeği kucağıma aldığımda o çoktan odama doğru adımlıyordu. Ben de mutfağa girip masanın üzerine çiçekleri koyduktan sonra odama geçerken konuşmaya başladım.

karşı komşum bir psikopatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin