4

370 50 12
                                    

Ertesi gün işe giderken en sevdiği bahçıvan tulumunu giydi. İçine çizgili sarı bir tişört giyip  son olarak kırmızı fularını taktı.
Aynada son kez üstünü kontrol ederken kendine  göz kırpıp şans getirmesi için bilekliğini öptü.
Aynanın önündeki anahtarı ve uzayan saçları için renkli mandal tokasını da kırmızı çantasına atıp evden çıktı.

Büyük eve  vardığında dün olduğu gibi kapının açılmasını bekledi ve yaşlı güvenliğe başını eğerek selam verdi.
Açlan kapıdan geçip motorunu park etti.
Anahtarı çantasına atıp kapıya ilerledi
Zarif elleriyle kapıyı çaldı ve açılmasını bekledi.  Kapıdan geçip genç hizmetçinin kendisini yönlendirdiği yere doğru yürüdü.

Salona girdiğinde koca bir yemek masasında etrafındaki insanlar kahvaltı yapıyorlardı. Gözler salona girdiğinde kendisine yöneldiğinde yanakları kızarmıştı ilginin üstünde olmasından dolayı.

Saygıyla eğilerek selam verdi kahvaltı yapan aileye. Gözleri bayan min'i bulduğunda kadına gülümsedi. Bayan min gülüşüne karşılık verip aileye onu tanıttı. Herkesle tanışmış oldu böylece .

Masanın hemen başındaki yaşlı adam yoongi'nin  dedesiydi. Asık suratı aynı Yoongi'nin suratına benzeyen ifadesiyle onun dedesi olduğu hemen anlaşılıyordu ki zaten Yoongi de hemen dedesinin sağında oturuyordu.

Yaşlı adamın solunda Yoongi'nin babası vardı ve o da onlardan aşağı kalmayacak şekilde asık suratlıydı demek ki genetik diye düşünmeden edemedi.

Bayan Min kocasının karşısında oturuyordu
Hemen yanında da Bayan Kim oturuyordu.
(hatırlatma:hoseoka işi öneren kadın)
ve Kim Namjoon'un nişanlısı Kim Seokjin oturuyordu bu onu şaşırtmıştı çünkü Kore gibi gelenekçi bir ülke de böyle soylu bir ailenin homofobik olmayıp onları desteklemesi Hoseok'un henüz bu ülke için umudunu kesmemesi gerektiğini düşündürttü. Zira kendisi de gaydi ve okulda bunun yüzünden yeterince zorbalığa maruz kalmıştı.

Ve ortamda hissettiği manyak hiyerarşik havadan kurtulmak için izin isteyip seraya gitmek için izin istedi ve aileyi son kez selamlayarak hızlı adımlarla bahçeye çıktı

Kendisine seranın yolunu gösteren güzel kıza teşekkür edip seraya girdi. Kenarda gördüğü çizmeleri beyaz ayakkabısını çıkarıp giydi.

Dün Bayan Min'in anlattığı dizayn şeklini kafasında hayal etti ve çiçekleri ekmek için toprağı eşelemeye başladı.

***

Uzun bir süre daha uğraşmaya devam etti saat 1-2 civarlarında olmalıydı.

Ellerini seranın hortumuyla yıkayıp seradan öğle yemeği için çıktı Bayan Min bundan da bahsetmişti iş için yemeğini karşılayacaklarını söyleyince işi kabul etmekle iyi yaptığını anlamıştı.
Ayakkabısını giyip evin bahçeye açılan mutfak kapısına gitti.

Mutfağa girdiğinde çalışan görevliye öğle yemeğini sordu. Bu sırada mutfağa giren diğer bir çalışan Bayan Min'in yemek için kendisini de sofraya beklediğini duyunca şaşırdı çünkü bu pek hoş olur muydu bilemedi.
Saygısızlık olmasın diyerek yine de görevli kızı takip edip salona geçti.
Bu sefer salon sabah olduğu gibi kalabalık değildi. Bayan Min Bayan Kim ve Seokjin vardı

Bayan Min Hobi'yi görünce gülümseyerek "Hoseok bizimle yemek ye lütfen" dedi. Hoseok bu nazik daveti kırmadı ve sofraya oturdu.

Sofrada sessizliği bozan Bayan Kim "Ee Hoseok'cum memnun musun işinden nasıl geçti?" diye sorduğunda Bayan Min de heyecanla yanıtını bekledi

Hobi gülümseyerek "Evet efendim ve iyi geçiyor şimdiden orkideleri bitirdim ama sera çok büyük olduğundan uzun sürecek gibi görünüyor."

Bayan Min "Hoseok sana güveniyorum kesinlikle iyi bir iş çıkaracaksın fighting" diyerek onu desteklediğinde Hoseok gülerek "teşekkür ederim"
dedi.

Bayan Min'in bu tatlı tavırları onun bal gibi yanaklarını ısırasını getiriyordu. Annesine çok benziyordu hareketleri.

Bayan Kim "Hoseok altın bilekliğin ne kadar güzelmiş."dediğinde Hoseok buruk bir tebessümle "Annemindi. Şey babamın ilk hediyesiymiş babam anneme bunu alabilmek için 1 ay çalışmış Annem de bana 18.yaş günümde verdiğinde güzelce korumamı istemişti."  Hafiften burnu sızlarken ağlamamak için hızlıca toparlandı

Anne ve babasının öldüğünü bilen Bayan Kim ise sorduğu için pişman oldu "Ah üzgünüm Hoseok"

"Sorun değil bayan kim annem onu hep tatlı bir tebessümle hatırlamamı isterdi. Ben de öyle yapıyorum" dediğinde onun olgun sözleri genç yaşına rağmen acıyı böyle sahiplenmesi masada oturan herkesi etkiledi

Aynı şekilde kapıda tüm bunları duyan birisini etkilediği gibi
...

YOU FİLL | SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin