6

347 45 6
                                    


Gözyaşları güzel yüzünün her yerini kaplarken telaşla çekmeceleri dağıtıp annesinden kalan hatırayı arıyor bir yandan ya kaybolduysa diye canından can gidiyordu. Artık hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığı sırada çalan telefonu eline aldı bilinmeyen bir numaraydı.

Hıçkırıklarını güçlükle bastırıp telefonu açtığında Yoongi'nin soğuk sesini duydu "hoseok  rahatsız ediyorum müsait misin?"

Hoseok titreyen sesiyle "h-hayır hııh so-sorun değil hııh" ara ara hıçkırıklarını dindirmeye çalışırken verdiği derin nefes sesleriyle konuşmaya çalıştı

Onun düzensiz sesiyle endişelenen Yoongi "sen iyi misin bir sorun mu var?" dedi. Hoseok'un sürekli gülen yüzünün aksine şimdi ağladığını anlaması canını fazlasıyla sıkmıştı.

Hoseok "yok iyiy-hııhhh" daha fazla tutamadığı boğazından yüksek bir hıçkırık çıkınca dayanmayı bırakıp hıçkıra hıçkıra ciğerlerindeki bütün nefesi boşaltarak ağlamaya başladı

Yoongi onun ağlamasıyla nefesi kesilirken onun böyle ağlamasına sebep olan her şeyi yok etmek istedi.

"şşt sakin ol hoseok hadi söyle bana ne oldu "

"B-bay Min anne-hııh-min bilekliği bulamıyorum evi altına üstüne getirdim bulamıyorum hıhhh"

"Bekle Hoseok geliyorum." diyerek telefonu kapattı arabayı çocuğun evine doğru sürmeye başladı.

***

Arabayı çalıştırmayı durdurup aceleyle kapıyı açtı.
Koşar adımlarla Hoseok'un oturduğu binanın kapısını araladı asansöre binip hızlıca 6. katın düğmesine bastı. Asansör geldiğine dair bir ses çıkardığında kapıyı aralayıp aceleyle Hoseok'un kapısının önüne geldi ve zile bastı

Evden birkaç takırtı gelirken kapıyı aralayan esmer tenli çocukla Yoongi ciğerlerine dolan vanilya kokusunu içine çekti ve karşısında sadece siyah kısa bir şortla duran Hoseok'la aldığı nefesi zorlukla verdi.

Ağlamaktan gözleri kızaran Hoseok karşısında duran adama şaşkınlıkla baktı çünkü evinin adresini vermemişti ve geleceğini düşünmemişti.

Şimdi patronunun karşısında sadece kısa bir şortla kaldığından hızlıca kapıyı genç adamın suratına kapattı.

"Bay Min ben geleceğinizi düşünmemiştim lütfen bekleyin" diyerek aceleyle odasında bulunanan siyah eşofmanı ve beyaz tişörtü giydi. Dağılan eşyaların arasından basmamaya dikkat ederek geçti ve Yoongi'ye kapıyı açtı kapıda olduğu gibi duran Yoongi'yi daha fazla bekletmeyip dağınık evine davet etti.

"Ayakkabınızı çıkartmayın zaten evim savaş alanı gibi"diyerek salona geçti. Arkasından kendisini takip eden adımlarla beraber koltuğa oturdu. Dizlerini birleştirip bir elini diz kapağına koyarken diğer elini yoonginin oturması için yan koltuğu göstedi.

Yoongi oturup bir kolunu koltuğun arkasına yaslayıp ve dizlerini hafifçe aralayıp rahat bir pozisyonda oturdu. Hoseoka bakarak "Nasıl bir bilektikti?" diye direkt konuya daldı.

Hoseok "Altın rengi üzerinde küçük pırlanta işlemeleri vardı" diyerek bilekliği tarif etti. Hala bulamadığı için üzgün hisetti . Tekrar gözleri dolarken  başını öne eğdi.
Bir anda Yoongi'nin yanına oturduğunu hissetti

Yoongi Hoseok'un ince bileğini kavrayıp kendi dizine koydu. Eli hala bileğindeyken diğer eli kumaş pantolonunun cebine soktu

Beyaz elleri arasında duran altın bileklikle Hoseok sevinçten nefesini tuttu ve Yoongi bilekliği bileğine takarken Hoseok başını kaldırıp genç adamın suratına baktı minnetle.

Yoongi de başını kaldırdığında suratları arasındaki az bir mesafeden dolayı birbirlerine karışan nefesleri Hoseok'un geri çekilmesiyle son buldu

Yoon derince nefes alıp ayağa kalktı
"Serada düşürmüşsün. Geçen çiçeklere bakmak için gittiğimde fark ettim. Daha dikkatli ol bir şeyler ve ekerken de takılarını çıkar yoksa yeniden kaybolur" diye Hoseok'u uyardı ve gitmek için kapıya yöneldi.

Tam kapıyı açtığında Hoseok eliyle Yoongi'nin kolunu tutmuştu
"Bay Min teşekkür ederim size büyük bir iyilik borcum var şimdi" dedi gülümseyerek

"Bana borcun yok Hoseok sadece bana bir iyilik yap ve ağlama" dedi

Kapıyı aralayıp çıkarken arkasında bir adet şaşkın Hobi bırakmıştı.

YOU FİLL | SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin