BÖLÜM 3

353 8 0
                                    

Kısa bir süre sonra dudaklarımda ayrıldı.

Batıkan'ın bu hareketi karşısında gerçekten heyecanlanmıştım ve gerçekten acayip bir şekilde cesaret almıştım. Sanki karnımda kelebekler uçuşuyordu.

"Hadi giyin dışarıda seni bekliyorum."
Sadece kafamı 'evet' anlamında sallayabilmiştim.
Kızarmamış olabilirim. Yani kızarılcak bir olay yok bence. Ne de olsa Batıkan 2 günde hayatıma devrim yapmış bir çocuk.

Anında üzerimi değiştirip hemen çıktım. Kapıyı zaten aralık kalmıştı. Sadece biraz daha açıp çıkmam ve Batıkan'la çarpışmam bir oldu.

"Kapıyla mı sevişiyordun? Hayrola."
"Prenses vücudun gerçekten çok çekici."
Şu anda benim önümde ve yüzüne takındığı sırıtışı merak etmiyor değilim. Bilmiyor ki onun sırıtışı, benim vücudumdan daha çekici.

Ne diyorum ben. Batıkan mi çekici? Hah güliyim.
"Kapıyı bilerek açık bıraktın değil mi?" Dedim gülerek. Başıyla onayladı beni.
"Şapşal" diyerek koluna vurdum ve inledi.
Tamam belki biraz sert vurmuş olabilirim.
Peki çok sert vurdum. Am ne yapabilirim. Elim çok hızlı gitti birden.

"Ya kızım eline hakim olsana. Acıdı."
"Bana ne be? Sen niye izliyosun ki beni?"
"Tamam hadi gel. Deniz bizi bekliyor." Cevap vermemi beklemeden elimden tuttu ve cevap vermemi beklemeden yürümeye başladı. Hatta nerdeyse koşuyorduk o derece.

Şimdi siz soruyosunuz niye terslemedin diye?

Ama Batıkan adeta koşmaya başlamadan önce parmaklarıyla parmaklarımı kenetledi.

Yani buna denilebilecek hiç bir şey yok.

Deniz Hoca'nın yanına vardığımızda tam 12 kız vardı. Yani sadece biri elenicek. Ve kalanlar arasından sadece biri kaptan olucak.

Ve ben kesin o elenen kişi olucam.

Oldukça gerilmiştim. Kesin hiç bir şey yapamayacağımı anlamış bulunmaktayım.
Seçmeler bittiginde Deniz Hoca tenefüste takımda olacakların listelerini asacağını söyledi.

Tüm kızlar üzerlerini değiştirip çoktan çıkmışlardı. Bense hala sahada oturmuş beceriksizliğimi düşünüyordum.

Elimdeki su şişesini fırlatarak üzerimi değiştirmek için hızlı adımlarla soyunma odasına giderken Batıkan yine ve yine kolumdan tutarak beni durdurdu.
"İyi misin?" Sesi tedirgin çıkıyor. Hemde aşırı.
"İyi değilim Batıkan. Çok sinirliyim Batıkan. Bok gibi oynadım Batıkan. " diye bağırırken kendimi bir anda onun kollarında buldum.

"Buda neydi şimdi?" Sesim biraz önceye nazaran çok daha sakin çıkmıştı.
"Sadece sakinleşebilmen içindi. Hadi gidelim."

Bu sefer ben önden gittim. Soyunma odasına girdiğimde kapıyı çok sert vurmuştum. Kapı kapanmayınca arkamı döndüm.
"Ne yapıyorsun lan. Açsana kapıyı." Ve kapının kilidini bir kez daha çevirdi.

"Şşt." Tamam anladım bu sefer ciddi. Peki. Korkmaya gerek yok. Zaten o piç gülüşü yok.
"Çıksana çocuk. Üstümü değiştiricem ya 2 dakika." Önüme döndüğümde Batıkan'la burunlarımız çarpıştı. Tam geri çekilip bağıracağım sırada Batıkan'ın güçlü kolları belimi kavradı. "Nereye?"
"Madem sen çıkmıyorsun. O zaman bende lavoboya giderim."
"Oraya giremeyeceğimi mi saniyosun?"
"Pekala sen kazandın." Diye bağırarak somurttum. Ben i bırakması gerekirken neden daha fazla dayamaya çalışıyor ki?

"Dayamayı bıraksana lan. Bide başıma sapık kaldın iyi mi?" Derken koluna yumruk attım.

Sanırım benim sonumda Bella gibi bitti. Ama Batıkan, Jacob kadar seksi değildi. Pekala çarpılmak istemiyorum. Ama elim gerçekten çok acıyordu. Ayrıca kızarmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

USLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin