1

3 2 10
                                    

Karanlık sokakta yağmurun altında durmadan koşuyordu. Nefesi ciğerlerine fazla gelmeye başlamıştı, bacaklarında adım atıcak güç kalmamıştı ama koşmak zorundaydı. Dudaklarının kenarından çenesine usulca kan süzülüyordu ve canı gerçekten fazlasıyla acıyordu. En sonunda bulduğu ilk apartmanın içine daldı ve kapıyı kapattı.
Saatlerdir koşmanın verdiği yorgunlukla duvarın dibine yığıldı kaldı,koluyla yüzündeki kanı sildi ve derin derin nefes almaya başladı.
Sokaktan hızlı adım sesleri ve bağırışlar geliyordu onu kaybettiklerini düşündü. Dudaklarının kenarı kıvrıldı ve 'aptallar' diye geçirdi içinden.
Zorlukla ayağa kalktı ve duvardan destek alarak yürümeye başladı.
Ufacık alanda gidebileceği hiçbiryer yoktu, ama saklanmak zorundaydı.

Apartmanın önüne birisi geldiğinde, sımsıkı gözlerini kapattı ve zorlukla düzelttiği nefesini tuttu.
Öylece beklemeye başladı,korkmuyordu herhangibir duygudan uzaktı, sadece bekliyordu.
Kapı yavaşça açılmaya başladı, küçük çocuklar büyük demir kapıları tüm güçlerini kullanarak itmeye çalışır ya, aynen ona benziyordu.
Kapı yarısına kadar açıldı, sadece bakıyordu. içeriye kısa boylu kapşonlu birisi girdi.

Hızlıca ayağa kalktı ve kızı tutup çekti,
Eliyle ağzını kapattı ve duvara yasladı
"Konuşma."fısıldadı.

Kız konuşmamıştı,bağrımamıştı hatta herhangibir ses çıkarmamıştı.
Sadece dolu mavi gözlerle ona bakıyordu.
Tuttuğu nefesini bıraktı ve sadece kızın gözlerine bakmaya başladı, öylece birbirlerine bakıyorlardı.
"Elimi çekersem bağırmayacaksın."
Kız usulca kafasını salladı.
Elini çektiğinde kız bağırmadı,öylece bakmaya devam etti sadece.

"Tek mi yaşıyorsun?"
Kız kafa salladı.
"Neden konuşmuyorsun?"
Kız bakmaya devam etti.
Afallamıştı kız korkmuşa'da benzemiyordu.
"Birkaç saatliğine saklanmam gerekiyor. Sana zarar verecek olsam çoktan yapabilirdim. Bana yardım eder misin?"
Kız kafa salladı tekrar.
En sonunda dayanamadı
"Neden konuşmuyorsun?"
Kız bakmaya devam etti, umursamadı.
Eliyle gitmesini işaret etti.

Kız usul adımlarla merdivenleri çıkmaya başladı,ilk kattan sola döndü ve kapının önünde durdu boynunda asılı olan ipi çekti ve ucunda bağlı olan anahtarla kapıyı açtı.
Kızın peşinden gitti ve evin içine girdi,yaptığı şey ne kadar doğruydu bilmiyordu ama başka çaresi de yoktu.
Aklına onunla beraber kaçan arkadaşı geldiği zaman kalbine bir ağrı saplandı.
Kaçarken Birkaç el silah sesi duymuştu,sonra arkadaşını kaybetmişti.
Geri dönmeye çalıştı ama fazla kişi vardı...
Hissettiği şey vicdan azabı değil pişmanlıktı.

Eve girdiğinde cebindeki telefonu çıkardı,kız mutfağa gitmişti.
Rastgele bir odaya girip ışığı açtı, banyodaydı.
Kendini duvarın dibine attı ve arkadaşını aradı.
Telefon çalıyordu ama açan kimse yoktu
Kalbindeki sızı daha da artarken elleri titremeye başladı.
"Lütfen ölme..."
Tekrar aradı, bu sefer ilk çalışta açıldı.
"Öldün mü lan?"
Karşıdaki endişeli sesi duyduğunda dudaklarının kenarı kıvrıldı.
"Öldüm..."

"Nerdesin bişeyin var mı?"
Daha da gülümsedi.
"Yok. Nerde olduğumu bilmiyorum"

Bir süre sessizlik oluştu.
"Vuruldum ben."

"Ne?"

"Piçler kolumdan vurdu."
Ayağa kalktı hızlıca kapıyı kapattı.
"Nerdesin?"
Telefon kapandı.

Ellerini saçlarının arasına geçirdi Ve öyle de beklemeye başladı aklını bir sürü düşünce geliyordu çok kötü bir durumda olduğunu ve nasıl kurtulacağını bilmiyordu. zihnindeki sesler düşünmesini engel oluyordu kapı açıldığında kafasını çevirip kıza baktı kız elinle bir bardak suyla gelmişti öylece mavi gözleriyle ona bakıyordu konuşmuyordu,herhangi bir duygudan uzaktı kafasını salladı ve "istemiyorum''dedi

Aşağıda GörüşürüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin