1

211 30 82
                                    

Yorum yapıp oy kullanırsanız cok motive olurum şimdiden teşekkürler

-Kapıyı aç!

-Sanzu yalvarırım!

Kulağımı kapıya koydum ve bir ses aradım. Hiçbir ses yoktu.

-Hayır lütfen ölmemiş ol. Lütfen...

Apart kapısından bir kaç adım uzaklaştım. Tekrar koşarken omzumla kapıya çarptım

-Ahh!

Sikeyim bu lanet kapıyı, sikeyim o hapları.

-Noluyor hanımefendi neden bağırıyorsunuz?

-Lütfen kapıyı kırar mısınız? Çok önemli!

Adam soğuk gözleriyle beni süzdü. Orta yaşlarda gözlüklü biriydi. Yan dairede oturuyordu.

-Tut şunu.

Çantasını bana uzattı ve tekme atarak kapıyı kırdı. Kapının yere düşmesiyle koşarak içeri girdim.

-Sanzu!

Yerde ölü gibi yatan adamı görünce gözlerim anında doldu.

-Yardım edin! Yalvarırım biri yardım etsin. Tanrım lütfen bir şey olmamış olsun!

Hıçkıra hıçkıra ağlarken elimle alalecele çantama attım ve her şeyi yere döktüm. Telefonumu bulup anında 119'u aradım ve ambulans çağırdım. Ambulans dakikalar içinde burada olduğunda ağlayarak onu sedyeye yatırmalarını izledim. Tam bende ambulansa binerken içeriden bir ses duydum. Koşarak tuvalate gittim.

-Ne?

Yerde yatan iç çamaşırlı kızı görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Sanki bir anda dünya üzerindeki tüm neşe gitmişti. Bana bu boku nasıl yapardı? Şok olmuş bir ifadeyle kıza bakıyordum. Birkaç saniye sonra kendime geldim. Ne olursa olsun onu ölüme terk edemezdim. Ambulans gitmeden sendeleyerek yanlarına gittim.

-İçeride bir kız daha var.

Tek isteğim şu aparttan defolup gitmekti. Gözyaşlarım yanağımdan düşerken tek düşündüğüm ölmek istediğimdi. 2 yılımı bu piçe vermiştim. Her kavgaya gidişinde korkudan sabahlara kadar haber beklememi, kardeşleriyle arasındaki sorunlarda hep yanında oluşumu, aşırı doz aldığında sabahlara kadar hastanelerde ağlayışımı asla unutmayacaktım. Buna rağmen zaten sürekli kavga ederken bu.. bu asla affedebileceğim bir şey değildi. Dünya çok renksiz ve tatsız gelmeye başlamıştı. Bir daha asla mutlu olamayacak gibi hissediyordum. Hani her şeye rağmen evlenicektik? Hapları bırakacaktı? Sorunlarımızı beraber çözecektik? Beraber yaşayacaktık... Bir sürü hayal kurmuştuk. Neden böyle yaptı? Yaşadığımız onca şey sadece bir yalan mıydı? Ona yeterli gelmemiş miydim? Yeterince güzel değil miydim? Ama o hep bana dünya güzelim derdi. Tanrım neden!? Hepsi bir yalan olamaz. O kadar anı, yaşanmışlık. Lütfen hepsi bir şaka olsun.

Köprüye vardığımda aşağı denize baktım. Belki de en iyisi buydu. Ailem bile sevmemişti beni bir erkeğin sevmesini beklemek cidden çok komikti. Cidden neden başta kendimi bir şey sandım ki. Ağlıyordum, hıçkıra hıçkıra. Kafamda her nefes alışımda başka bir soru canlanıyordu. Birden kollarımdan tutuldum ve yere düştüm.

-Maya! Ne bok yiyorsun sen!?

Yolda yüz üstü yatarken İniu yüzüme karşı bağırıyordu. O kadar korkmuş görünüyordu ki.

Beni kaldırıp sımsıkı sarıldı. Gözyaşlarım düşmeye başladı tekrardan. Kontrol edemiyordum.

-Ne oldu? Delirdin mi!? Ne derdin varsa çözerdik beraber. Sen, ben, Koko hep böyle yapmadık mı!? Aklımı kaçırıyordum az kalsın.

Cevap verecek enerjim yoktu. Sadece göğüsüne başımı koydum ve gözlerimi kapadım. Beni kucağına alıp motoruna taşıdı. Motoruna bindiğimde kollarımı ona sardım ve gözlerimi kapattım. Yol boyunca bana hiçbir şey sormadı. Hiç bir şey düşünemiyordum. Kafamda koca bir boşluk vardı. Eve girdiğimizde Koko hemen yemeğe çağırdı ama ben istemiyorum diyerek odama gittim ve kapıyı kitledim. Perdeleri kapattım. Üstümü bile çıkarmadan yorganın altına girdim ve yaşadığımız güzel anıları düşünerek ağlamaya başladım. Aslında oldukça toksit bir ilişkimiz vardı. Hapları yüzünden sürekli kavga ederdik ama asla birbirimizden ayrılamazdık. Yani en azından ben öyle sanmıştım. Neden yaşıyorum bilmiyorum. Beraber yaşadığımız her şey sadece benim için mi özeldi? Neden böyle şeyler sadece benim başıma geliyordu. Onu seviyordum. Onu kendi canımı feda edecek kadar çok seviyordum. Üç yıl az değildi. Her gün beraberdik. Her saat mesajlaşırdık. Birbirimizin her şeyiydik. Onu asla unutamayacaktım. Her şeyimi onunla yaşamıştım. İlk öpücüğümü, ilk sevişmemi, ilk sevgililer gününü... Okulun favori çiftiydik. Ah birde okul vardı. Neyse ki yaz tatiline girmiştik. İnsanlara ben aldatıldım demek istemiyordum. Ya bende bir sorun olduğunu düşünürlerse? Tanrım sanırım kafayı yiyeceğim.

-Maya hemen kapıyı aç ve bana ne olduğunu anlat!? İniu'nin söylediği şeyler doğru mu?

-Konuşmak istemiyorum.

Arkadan İniu'nin sesi geldi

-Ona biraz zaman verelim dostum.

1 Hafta sonra- Yaz Tatilinin 3. Haftası

Maya 00.00

Her şeyi açıklayabilirim 00.00

Bak düşündüğün gibi değil 00.02

Gerçekten 00.02

Evine geldim ama İniu orada olmadığını söyledi. Arka bahçeden odana baktım perdelerle kaplıydı. Evde olduğunu biliyorum 02.00

Bak kendimi açıklamama izin ver 02.30

Buradan yazılacak kolay şeyler değil 02.31

Yüz yüze konuşmalıyız bebeğim 02.32

Selam bu benim yeni hikayem

Tutulursa yazmaya devam edicem tutmazsa da silerim büyük ihtimal.

Oy verirseniz ve yorum yaparsanız çok motive olurum.

Baysss.

Ölüyorum YokluğundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin