5

70 14 15
                                    

Yorum ve oy atarsanız çok mutlu olurumm

Mikey'in aradığını görünce istemsizce kendime çeki düzen verdim ve telefonu açtım.

-Selam Maya-chan. Akşam toplantı var saat sekizde haberin olsun.

-Tamamdır görüşürüz. 

Tam Ran'a görüşürüz diyecektim ki yeniden telefonum çalmaya başladı. Ran anlayıp güldü bende somurtarak telefonu açtım.

-Efendim Bajı-kun.

-Bizim dövüş kulübüne gelsene acil eleman lazım. Hem geçen gelmemiştin onu kapatırsın. 

-Kaç para iddaa?

- 48.173,26 won (700tl)

-Tamamdır geliyorum. Yanımda kıyafetim yok yalnız senden alırım.

-Sen gel orasını hallederiz. Hadi hızlı dedim beş saattir muhabbet ediyoruz. 

-Daha iki kelime konuşma-

Telefon kapanma sesiyle sustum ve gözlerimi devirdim. Ran'a el salladım ve son hızla dövüş kulübün oraya gitmek için motorumu çalıştırdım. Kulübü bırakmıştım ama arada lazım oluyordu. Rahmetli babamdan kalan maaş kira ve faturalara anca yetiyordu. Diğer kişisel şeylere para kalmıyordu. Mikey-kun'a dövüş kulübüne geri döndüğümü ilk söylememiştim. Vereceği tepkiden korkuyordum ama keşke söyleseymişim diyorum şuan çünkü öğrendiği gün dövüş kulübünü basmıştı. Çok komikti ama ilk bir kaç dakika gerçekten öleceğimi düşünmüştüm. Dövüş kulübüne vardığımda Baji-san arka kapıda beni bekliyordu. Havalar soğumaya başladığı için akşama doğru soğuk olmaya başlamıştı. Esen rüzgarla üstümdeki incecik tişört alay edermiş gibi üstüme yapıştı. 

-Mal bu soğukta bu kılıkla mı çıktın dışarı!?

-Evden gelmiyorum. 

-Nereden geliyorsun?

-Haitai kardeşlerin oradan. 

Daha sonra Baji kıyafetlerimi bana verdi. Ben kabinde giyinirken o da bana rakiple ilgili şeyleri anlatıyordu. Anladığım kadarıyla kursa falan gitmiş. Yenmesi daha kolay. Ben kursa gitmedim ama dövüşsüz geçen gün sayım sayılı. Dayak da yemem kolay kolay. Bilgisi fazla olabilir ama sahada bilginin çok önemi yoktur nasıl uygulayacağını bilmiyorsan. Kabinden çıkınca sporcu sütyenimin altından dövmem gözüktü. Baji-kun anında fark etti. 

-Lan! Lan o dövme mi?

Baji eğildi ve dövmeye baktı. Etkilenmişe benziyordu. Çetede herkesin havalı bir dövmesi vardı benim neyim eksikti ki? 

-Beğenmedin mi?

-Güzel olmuş baya, dedikten sonra kafamı okşayıp gülümsedi. 

-Maya-chan büyümüş de dövme yaptırıyor. 

-Draken-kun ilk dövmesini ilkokul bebesiyken yaptırmıştı. 

Baji-kun düşünceli bir halde:

-Çok örnek bir büyüğüz.

Güldükten sonra içeriden bağırışlar yükseldi. Rakibim sahaya çıkmış demekti bu. Herhangi bir heyecan yoktu açıkçası içimde. Beni heyecanlandıran kısım parayı elime aldığım kısımdı daha çok. Dışarı çıktığımızda millet toplanmıştı. Tanıdık isimlerde vardı. Çok bir kural yok. Rakibin pes dediğinde bırak. Herhangi bir alet kullanmak yasak. Çocuk biraz cüsseliydi ama sorun yoktu çünkü nereye nasıl vuracağımı biliyordum. Maç başladığı anda ilk hamleyi ben yaptım. Yumruğumu geçirdiğim gibi durmadan üstüne yürüyüp yumruk atmaya devam ettim. Karnıma tekme attı sendelememden fırsat bulup yere beni fırlatıp üstüme çıktı. Yüzüme yumrukları indirirken Baji-kun'un bağırışları kulağıma geliyordu. Gücümü toplayıp çenesine vurdum. Çene kilit noktalardan biridir. Canının acımasıyla durakladı. Fırsatı bulduğum gibi ben onun üstüne çıktım. Var gücümle yumruk atmaya başladım. Kendisine gelmesine fırsat vermiyordum. Biraz sonra yüzünden kanlar akmaya başladı. Ardından pes diye bağırdı. Benim de canım acıdığı için kendimi yere attım. Baji-kun hemen yanıma geldi. Kaşım kanamıştı birazcık onun dışında bir sorunum yoktu. Baji-kun'un koluna girdikten sonra paramı alıp üstümü değiştirmeye gittim. Saat yedi buçuk olmuştu ve benim çete kıyafetlerim yanımda bile değildi. Kaşımın kanamasını durdurup bant yapıştırdım. 

Ölüyorum YokluğundaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin