Sağı solu belli olmaz bizim kızımızın -2-

77 6 0
                                    

Melis. Okulun popüler kızı. Salak sarışın. APTAL. Yine Barış'a yavşıyor. Aslında yavşamıyor. Ben öyle sanıyorum çünkü Barış'tan deliler gibi hoşlanıyorum. Aşk mı diye sorarsanız ASLA! Çünkü aşık olmak için fazla mutluyum. Aşk beni aşar...
Gelelim Melis'e. Barış'ın kankası. Sarışın aptal. Dersleri o kadar başarılı ki hocalarla ailevi bir bağı olduğunu düşünmedim değil. Benim de notlarım yüksekti ama ailem İzmir'deydi ve İstanbul'da kimseyi tanımıyorduk. Onda aşırı cool olma merakı vardı sürekli siyah giyiyor, yazın converse, kışın ise siyah botlarını ayağından düşürmüyordu. Bad girl denen Kızlardan değildi. Bizim okulda kimse öyle değildi. Barış da. Biz wattpad kitaplarında yaşamıyorduk. Sıradan bir hayatımız vardı. Tek bir yönüyle "kötü çocuk" kitabına uygun olabilirdik. Okulumuzda burslu bir çete vardı. Ama asla Meriç gibi değillerdi. Olamazlardı biliyordum. Keremle arkadaşlığımız vardı çünkü. Bora gibi samimi değildik ama onu çetesinden Lara ile aynı yurtta kalıyordum. Ve Lara sevimli bir kızdı. Beni Kerem ve çetedeki diğer arkadaşlarıyla tanıştırdığında gözüme ilk çarpan Kerem'in kocaman yeşil gözleriydi. Ve o yeşil gözlere aşkla bakan kumral mavi gözlü bi kız. Onlarla az zaman geçirmiş, sadece bir öğlen yemeği yemiştim. Ama Buse gözlerini Kerem'den ayırmıyor, ona içten bir sevgiyle bakıyordu. Buse'nin mavi gözlerine aşk çok yakışıyordu. Bunu herkes anlayabilirdi. Fakat belliydi ki Kerem onunla arkadaşça bir ilişki kurmak istiyordu. Kerem Buse'nin, burnunu sıkıyor, küçük tavşanım diye hitap ediyordu. Aralarında çok güzel bir bağ var olduğuna emindim.
O gün yemek hoşuma gitmemiş yemek istemiyordum. Ama Lara'nın teklifini kıramadım. Kızıl saçlarını her zaman ki gibi açık birakmış, şirin pembe elbisesini giymişti. Mitoloji olsun isim anlamı olsun önem verdiğim için adının anlamını araştırmış ve "su perisi" olduğunu öğrendiğimde "ben bu kızla iyi anlaşacağa benziyorum" demiştim. Bora'nın elinden tutup onların masaya sürükledim. Ilk önce kerem uzattı elini. Bora ise benim arkadaşım olduğunu belli edercesine, samimi bir şekilde elini sıktı. Arda gözlüklerini düzelterek "Merhaba ben de Arda" diye kendince selamladı. Sıra şu suskun oturan çocuğa gelmişti. AA onun adını bile unutmuştum. Hiç konuşmuyor, eğlenceli sohbete katılmıyordu hiç. Çocuğun konuşacağı yok gibi durunca Lara atladı:
"Tanıştırayım, sevgilim Rüzgar."
"Merhaba hepinize bende Bora. Masal'ın en yakın arkadaşı. Bizim kız biraz utangaçtır. Kimseyle arkadaş olamaz. Benlede yakınlığı İzmirli Olduğum için kurabildi." Diyip bana göz kırptı utandırıyordu beni. Kerem güldü. Bora'nın gelişinden beri konuşmamış olan Buse söze girerek:
"Ve sanırım bunu yendi. Çünkü Masal çok tatlı bir kız ve bizde onu çok sevdik. Şu an onun yeni bir arkadaş grubu var. Öyle değil mi arkadaşlar?"
Ilk önce Lara atılıp "EVETTT" diye bağırdı. Arda onu için bi sorun olmayacağını söylemişti. Savaş ise kafasını sallamakla yetindi. Tüm gözler Kerem'e döndü. "Bakalım bu küçük panda başımıza ne işler çıkaracak." Gülmüştüm. Lara bana sarıldı. "Hoşgeldin" diye bağırdı. O sırada gözüme Buse çarptı. Gözlerindeki o anlam veremediğim hüznü yakalamıştım. Bunu düşünmeyi erteleyip masaya oturduk. Bora:
"Size kolay gelsin arkadaşlar. Masal'ın sağı solu belli olmaz. Garip bi kişilik. Tersi pistir onu söyliyim."

****

Yemekten kalkmadan hemen önce Barış ve arkadaşları masadan kalktı. Doruk ve Deniz birbirlerinin suratına bakmıyorlardı. Doruk kaşlarını çatmış ve mavi gözlerini dahada ortaya çıkaracak şekilde pörtletmişti. Doruk ve Deniz aynı arkadaş gurubunda olmalarına rağmen birbirlerinden haz etmiyor gerekmedikçe konuşmıyorlardı. Konuşmalarının sonu ise sürekli kavgayla bitiyordu. Melis Barış'a sarmaşıyordu yine ya da ben öyle görüyordum. Ahlak memuru olduğum doğrudur. Beril ise ortalıkta yoktu. Melis Barış'a sırnaşırken -ayda ben öyle görürken- Barış onunla ilgilenmiyor inatla bizim masaya bakıyordu. Bense Gözlerimi ona dikmiş ona... Bora yanımdan dürttü beni diğer yanımdan ise Lara o kadar belli ediyor muydum? Gözlerimi kaçırdım. Kerem belli ki sıkılmıştı bu masaya bakmasından. Ona asker selamı yaptı, Barış salak değildi anlamıştı rahatsız ettiğini. Sessizce oradan uzaklaştı

Masal perimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin