"tamam, geçti. sakin ol güzelim, sakin ol." diye kai'nin saçlarını okşadı soobin. cebinden peçete çıkartıp kai'nin ağzını sildi. şu an tuvalettelerdi. kai sınavı bitirir bitirmez tuvalete doğru koşup kusmuştu.
"midem ağzımdaymış gibi hissediyorum," diye mırıldandı kai. sesi hasta ve bozuktu. sadece tüm bunlar stresten oluyordu. soobin böyle bir şey olacağını tahmin ediyordu. neyse ki sınavı çoktan bitmişti. stresini de atmıştı. artık bir sorun yoktu.
"su ister misin?" diye sordu soobin. kai ise istemediğini söylemişti. tuvalet kabininden çıkmak için yerinden kalkmaya çalıştı kai. biraz zorlanmıştı ama sorun yoktu. yanında soobin vardı. onun elini yüzünü bir güzelce yıkamıştı. sonra da peçete ile sildi. o sırada tuvalete taehyun koşarak girmişti.
"kai?" diye soluk soluğa girmişti içeriye. "iyi misin?" diye sordu ama biraz duraksayarak, çekinerek sormuştu. sanki şey gibi hissetmişti. orada soobin varken ona gerek yokmuş gibi bir histi.
"iyiyim, iyiyim." dedi kai gülümsemişti taehyun'a karşı.
"diğerleri nerede?" diye sordu soobin. kabalık ettiğinden değildi sadece kai'nin en yakın iki arkadaşları yeonjun ve beomgyu'ydu. ama taehyun onlardan önce gelmişti. soobin gülümsemeden edememişti. anlaşılan bu ikilinin arkadaşlığı güçlü olacaktı.
"onların daha sınavı bitmedi, benimki çok az kalmıştı zaten. bu yüzden hızla geldim." diye açıklama yaptı taehyun. ama hâlâ soluk soluğaydı. soobin elindeki şişeyi uzattı. "istersen iç, hiç kimse içmedi. temiz yani."
"aslında iyi olur," dedi taehyun. o hep böyleydi, mütevazi olmaz açık olurdu. soobin onun bu özelliğine hayrandı doğrusu. ki şu zamana kadar soobin onu hep öğrencisi olarak görmüştü ama belli ki hep öğrenci olarak kalmayacaktı.
hepsi tuvaletten çıkacakken birden yeonjun girdi. kapıya bodoslama dalmıştı. etrafa bakındı, kai, soobin ve taehyun üçlüsünü görünce gülümsedi. "kai? iyi misin?" diye sordu.
"iyiyim, biraz kustum." dedi kai. solmuş sesi ile. "beomgyu nerede?"
"o çoktan çıktı, kai'den bile önce çıkmıştı." dedi yeonjun. kafası karışmıştı. yeonjun telefonunu çıkartıp sevgilisini aramaya başladı. telefon sesi bir tuvalet kabinde geliyordu. birden hızlıca telefon meşgule atıldı. "ya buradayım! oyunumu bozuyorsunuz!" diye bir homurdanma duyuldu.
beomgyu tuvaletten çıkıp ellerini yıkadı. yüzü kırış kırıştı. bildiğin oyunu bölündü diye somurtuyordu. aman ne sorun.
"daha büyük derdin olmasın beomgyu." dedi taehyun. göz devirdi.
"sus ya." dedi beomgyu. sonra kai'yi görünce endişe ile gözlerini büyüttü. "sen iyi misin? bir şey mi oldu?"
"yarım saattir kusuyor çocuk, hiç duymadın mı?" dedi soobin sinirle. nasıl umursamaz olabiliyordu böyle? beomgyu ise cevap vermemişti çünkü cevabı kendisi de bilmiyordu. "şey... oyuna odaklanmıştım da..." diye mırıldandı utanarak. mahcup hissetmişti.
"tamam, tamam! hadi çıkalım artık. bir şeyler yemeğe gidelim. çok acıktım." dedi yeonjun. elini taehyun'un omzuna attı. "sende gelirsin, öyle değil mi?" diye sordu taehyun gülümsedi. ona bir soru sorulacağını hiç tahmin etmiyordu.
"gelirim." diye sakin bir şekilde cevap verdi.
"hadi o zaman!" dedi yeonjun. ellerini çırptı. hepsi beraber herhangi bir yere yemek yemeğe gitmişlerdi. ve ondan sonra birden beşi çok yakınlaştı. hiç beklenmeyen bir şeydi. ve en güzeli de, hayatın ne getireceğini bilmemekti. kötü şeyler de olabilirdi ama iyi şeyler de olabilirdi.
bu durum iyiydi. çok, çok iyiydi.
ta 1 ağustosta yazmışım bitiresim gelmemiş bitirmemişim amk böyle kısa bir bölüm oldu ama diğer bölüm falan büyük ihtimalle final olur çünkü yeterince çok bekledi, uzatmanın anlamı yok. umarım yeterince eğlenceli bir fic olmuştur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
segsi matematikçi, sookai
Fiksi Penggemarbeomgyu: ULAN APTAL OROSPU BUGUN GOTUNE VURDUGUN COCUK YENI MATEMATIK HOCASI CIKTI AQ