4.bolüm: aşka inanmayan...

38 8 2
                                    

"Eğer fotoğraf çekme sevdandan vazgeçmezsen beni yok bil!!"
Babamın bu sözleri beyinimin içinde tekrarlanıyordu. Nasıl bir babaydı? Bu benim hayatımdı ve kararları ben verirdim başka kimse değil. İçim yanıyordu. Hayallerine kavuşmama ramak kalmışken babam yüzünden kavusamıyordum. Bana iki seçenek sunmuştu
"Ya ben ya hayallerin!" ben nasıl seçebilirdimki ikisinden birisini? Hayallerim demek hayatım demek mutluluğum demek. Ben bunlardan vazgeçmek istemiyorum. Baba... Özür dilerim hayallerini seçmek zorundayım...
Yatagımdan doğruldum. Saate baktım 9 olmuştu. Babamlar geldikleri gibi geri gitmişlerdi. Ben babama nasıl söyleyecektim ki? O sırada aycan geldi yanıma.
''Canım iyi misin?''
''Hayır.''
''Ne yapacaksın peki baban mı fotoğrafçılık mı?" dedi babamın bu sözüne alayla gulerek.
''Ben hayallerimden vazgeçemem aycan. Hayallerini gerceklestiremezsem mutlu olamam hiçbir zaman.''
'Haklısın. Fakat baban?"
''İşte onu bilmiyorum ben hayallerimi seçtim aycan fakat bunu babama nasıl söyleyebilirim ki?"
''Söyleme. Ona küsmüş gibi yap ararsa eğer açma telefonu gelip konuşmaya calisirsa konusma. Bu şekilde sen haklı duruma düsersin tamda olman gereken duruma"
"Bu çok iyi bir fikir'' dedim heyecanla. Gerçekten iyiydi. Bunu yapacaktım. Şimdi çimen gözumü düşüne düşüne uyuyabilirim...

Sabah kalktiğimda güneşli bir gün olduğunu fark ettim ve neşeyle zıpladım yataktan. Hemen fotoğraf makinemi alıp bir kez daha baktım korayın fotoğrafına. Allahım bu çocuğa dayanmam için yardım et...
Kalkıp tuvalete gittim. Ellerimi yüzümü yıkadım ve aşağıya indim. Üzerimde dünden kalan bir yorgunluk olsa da iyiydim yine de. Mutluydum. Aşıktım... Artık gerçekten hayatta kalmak için bir sebebim daha olmuştu. Koray ve fotoğraf makinem...
Saate baktım öğlen olmuştu. Küçük bir kahvaltı ettim ve aycana not yazip uzerimi giyindim. Toz pembe şifon uzun bir etek üzerine yine o tonlarda kazak birde şapka aldım elime (medyada var). Evden çıktım ve fotografi teslim etmek için buluştugum unlu fotografcinin numarasını aradım.
"Alo?"
"A... Ben Alya. Şey...
"Alya merhaba kararını değiştirdin sanırım?"
"Evet kesinlikle ben çektiğim fotoğrafı teslim etmek istiyorum size. Yanınıza gelebilir miyim?"
''Tabi ki ofisimdeyim.''Dedi ve yüzüme kapadı. Bu biraz kabalıktı. Neyse...
Hizla ilk gördüğüm taksiye atladım fakat öyle hemen bir taksi geçmedi önümden filmlerde olduğu gibi. On dakikaya ofisteydim.
"Merhaba. Ben..."
"Alya merhaba!" sekretere sormama gerek kalmadan beni görmüştü.
"Odama geçelim"
''Peki'' diyerek odasına gittim. Sekreter kız bana pis pis bakış atıyordu.
''İşte çektiğim fotoğraf''
''Wow! Bu çok iyi." biraz daha inceledikten sonra ''bu kadarıni beklemiyordum. Bu fotoğrafla iyi bor derece hatta 1. Olursun."
Bu hoşuma gitmişti. Hafıza kartıni çıkarıp bilgisayarına attı fotoğrafı.
''Acil bir toplantım var. Görüşürüz!" diyerek odasında beni yalnız bıraktı.
Aman Allahım sonunda ünlü bir fotoğrafçı olabilecek miyim?
Neşeyle çıktım ofisten. Çimen göze gidecektim. Artık umurumda değildi rezil olmuş olmam. Bir kaç dakikaya o cafedeydim. Yine kenar masallardan birine oturdum.
"Bakar mısınız?"
Bir adam geldi.
"Korayı çağırır mısın?"
"Ihım tabii'' gıcık şey guluyordu.
O gitti ve koray geldi ağır adımlarla.
"Evet?" dedi soru işaretleriyle dolu bakarken
"Ne yani tanımadın mı beni?"
''Tanımış olabilirim fakat tanımamışta"
Bu neydi şimdi Allah aşkına
''Yani bu neyi değiştirir?" diyerek elini saçlarının arasından geçirdi. Ya bunu yapma benim karşimda lütfen...
"Hiç..." ne diyebilirdim ki?
"Yani şey..." dedim dudağımı kıvırarak. Gerisi yoktu ki.
"Bakın'' diyerek sandalyelerden birine oturdu.
"Ben aşka inanmıyorum.''
"Ne? Nasıl? Neden? "
"Bence beni hemen unut yoksa aci çeken sen olursun! Ayrıca... Zengin kızlar hayatta hoşlanmadığım şeylerin arasındadır."
Of...
"Neden söyler misin?"
"Bak senin iyiliğini düşünüyorum ve bana aşık olma diyorum. Gerisi seni ilgilendirmez"
"Pardon da ben öyle kolay vazgeçen tiplerden değilim. Hırslıyımdır. Sevdiklerimden asla Vazgeçmem. Ha...Bu arada ben artık zengin degilim. Babam hayallerimle kendi arasında bir seçim yapmamı istedi ve bende hayallerimi seçtim. Şimdi...'' diyerek ayağa kalktım.
"Aska henüz inanmıyorsun. Bana aşık olduğunda goruruz ask var mıymış yok muymuş!" diyerek gittim.
"Görüşürüz!"
Bana sadece gülümseyerek bakmıştı. Ben de ukalalardan hoşlanmam.
Her haliyle beni büyülüyordu. Fakat bunu ona yansıtsam mı bilemedim. Ona her fırsatta sevdiğimi soyleyip aşka inandırmam lazımdı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FotoğrAŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin