-Başlangıç-

178 35 11
                                    

11/ 05 /2007

''Anne, babam ne zaman gelecek?''

Nehir kızının bu sorusu duyunca öfkeyle arkasına döndü.

''Hiçbir zaman! Bir daha bu evde babanla alakalı bir şey duymak istemiyorum.'' Dedi Nehir. Miray hüzünle başını yere eğdi... 2 gündür babasını görmemiş ve nerede olduğunu öğrenememişti. Yine de içindeki ses babasını göreceğini söylüyordu. Miray düşünceler içindeyken kapının çaldığını duyunca heyecanla kapıya doğru koşarak bağırmaya başladı.

''Babam geldi!''

Kapıyı açtığında beklediğini göremedi.

''Nehir Aksoy!''

''Buyurun benim.''

Annesi Miray'ın hızına yetişmiş, kapıdaki kuryenin tuttuğu paketi alıyordu.

''Kolay gelsin.'' Diye seslendi Nehir kapıyı kapatırken. Ardından elindeki pakette bakıp Miray'a döndü. ''Al! O göndermiş.'' Diyerek paketi Miray'ın minik ellerine bıraktı. Miray pakette yazan ismi görmesi gülümsemesine sebep oldu. ''Adnan Akçıl dan minik kızına...''yazıyordu paketin üstünde. Miray sevinçle odasına doğru koştu.Yatağına oturup hızlıca paketi açmaya başladı. Paketten A4 boyutundan bir kağıt ve küçük bir kar küresi çıkmıştı. Kağıda bakmadan önce biraz kar küresiyle ilgilendi Miray. Kar küresinde yalnız başına bir bankta oturan bir kız çocuğu bulunuyordu. Ellerini kar küresinin camında gezdirdikten son küreyi masasına bırakıp, kağıdı okumaya başladı.

Sevgili Kızım;

Öncellikle şunu belirtmek istiyorum... Sen bu dünyada benim için en önemli kişisin. Seni canımdan çok sevdiğimi ve senin hep mutlu olmanı istediğimi bilmeni istiyorum. Annenin sana durumu sana açıklayıp açıklamadığını bilmiyorum. Ancak yine de bir açıklamayı benden duyman gerektiği için sana bu mektubu yazıyorum. Biz annenle uzun zamandır anlaşamıyorduk ve sürekli kavga ediyorduk. Annene olan sevgim buna bağlı olarak azaldı. Bu yüzden ayrılma kararı aldık. Bundan sonra eve gelmeyeceğim ve bazı durumlarda yanında olamayacağım. Olanlardan ötürü sana yaşattıklarım için çok özür dilerim... Başta da dediğim gibi senin üzülmeni hayatta istemem. Fakat durumumuz bu... Şunu unutma ki bu olayın seninle hiçbir alakası yok. Bu annenle benim aramda olan bir şey... Annenle artık evli değilim.Ama sen hala benim kızımsın ve bu gerçeği hiç kimse değiştiremez. İşlerimden dolayı sık görüşemeyeceğiz. Ancak bana ihtiyacın olduğun anlarda hep yanında olacağım.Yanında olamasam da beni bir şekilde yanında hissedeceksin...

Mektubu bitiren Miray gözyaşları tek tek yanağından süzülerken elindeki kağıdı yere düşürdü...

***

Günümüz : 3/1/ 2022 (Miray'ın anlatımıyla)

Baş ucumdan gelen titreşimle yatağımdan doğruldum. Esneyerek duvardaki takvimime baktığımda yüzümdeki tebessümü durdurmadım. Bu gün hayatımda yeni bir başlangıç yapacağım gündü... Bu gün benim yepyeni anıları biriktireceğim zamanların kapısıydı... Bu gün bana sadece kötü anıları veren şehrim Bursa'dan gideceğim gündü... Sevinçle yataktan kalkıp günlük işlerimi yapmaya başladım.

***

Bavullarımı zorla asansöre doğru sürüklemeye başladım.Asansöre bindikten sonra ilk yaptığım şey derin bir nefes almak oldu. Bugün benim en mutlu günüm olmalıyı

dı... Olacaktı da! Negatif düşüncelerimden sıyrılıp pozitif düşüncelerime şans verecektim. Asansörden gelen sesle zemin kata ulaştığımı anladım. Hızlıca asansörden inip çağırdığım taksinin gelip gelmediğini kontrol ettim. Gelmişti. Arabaya doğru ilerledim ve bavullarımı bagaja koydum. Arabanın arka koltuğuna oturup cebimden telefonumu çıkardım. Sevdiğim bir şarkıyı dinleyeceğim sırada önüme daha önce görmediğim bir şarkı çıktı. İsmi ''Başa sar''Şarkıyı dinleyeceğim sırada kulaklığımın takılı olmadığını gördüm. Ceketimin cebini bir süre karıştırdıktan sonra buldum. Telefonuma takıp şarkıyı dinlemeye başladım. Melodisi sözleri kadar hoşuma gitmişti. Bir süre dinleyip şarkının sözlerini mırıldanmaya başladım.

Teker teker çareler tükendi birer birer

Durdum dedim daha nereye

Ama başa sar çünkü

Elimdekiler kalmadı düştü

Şarkıyı en az on kere dinlemişimdir. Belki garip gelecek ama en çok dikkatimi çeken cümle ''Elimdekiler kalmadı düştü'' oldu. Şu hayatta neyin varsa elbet bir gün gidecekti, bir gün hepsi elinden düşecekti...

Sevdiğin veya sevmediğin her ne varsa bir gün elinden kayıp düşecekti... Bir süre gözlerimi kapadım. Uyumayacaktım...Sadece bir süre karanlığımla baş başa kalacaktım... Kendi karanlığımda ruhumu dinlendirecektim...

Yaklaşık yarım saat sonra otogara ulaştım.Elimdeki 2 valiz ve sırtımdaki çanta ile yolcu otobüsümü aramaya başladım. Birkaç otobüsü geçip kendi yolcu buldum.

''Bursa-İzmir Yolcu Otobüsü''

Valizlerimi yerleştirip otobüse bindim. Satın aldığım koltuk yolcu otobüsünün 2. katındaydı.Yavaşça merdivenleri çıkıp koltuğuma oturdum ve kolumdaki saate baktım. Otobüsün hareket etmesine yaklaşık 15 dakika olmasına rağmen bulunduğum katta benimle beraber sadece 3 kişi vardı. Yavaş yavaş diğer yolcularda gelir diye düşündüm. Öyle de oldu 2. Katta zamanla yolcular çıkmaya başladı.

Gece erken yatmama rağmen uykum gelmişti. Biraz kestirmenin bana iyi geleceğini düşünerek kendimi uykunun kollarının arasına bıraktım.

***

Gelen çığlık sesleriyle yerimden sıçradım. Etrafa baktığımda bulunduğum katta hiç kimsenin olmadığını gördüm. Buna göre çığlık sesleri alt kattan geliyordu. Korkuya oturduğum koltuktan kalktım. Merdivenler hızlı adımlarla indikten sonra bazı yolcuların şoförün bulunması gereken yerde toplandıklarını gördüm. Korkuyla yanlarına yaklaştığımda şoförün kanlar içerisinde koltuğunda yattığını gördüm... Ayrıca direksiyon kendi kendine dönüyordu ve otobüs ilerliyordu..

Yaşadığım şokun etkisiyle dizlerimin üstüne oturdum. Kafamın içindeki ses ''Neler oluyor?'' diye bas bas bağırıyordu.Çoğu yolcu telefonlara sarılırken ben sadece yere çökmüş bir şekilde oturuyordum. Birden otobüsün orta kısmında bulunan mini televizyon açıldı ve dikkat oraya kesildi.

''Sevgili yolcular, felaketinize hoş geldiniz! Bir süre bu araç içinde misafirimiz olacaksınız. Sen kimsin? Diye merak etmeyin. Benim kim olduğumu boşverin. Telefonlarınızdan birini aramaya ve interneti kullanmaya çalışmayın! Bu yolcu otobüsünde bulunduğunuz sürece telefonlarınız ve diğer akıllı cihazlarınız bir işe yaramayacak. Tek bir göreviniz var buradan kurtulmaya çalışmak! Bu yolcu otobüsünde hepinize toplam 14 gün yetecek kadar erzak bulunmaktadır. Yanı bu yolcu otobüsünde 14 gün içinde kurtulmaya çalışacaksınınz. Yarın 1. gününüz olacaktır. Kurtulamazsanız hepiniz ölürsünüz... Şimdilik benden bu kadar.... Kolay gelsin değerli yolcularımız.''

Duyduklarıma daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Ne yani 14 gün boyunca burada mı kalacaktık. Yeni hayatıma tamamen rezil bir başlangıç yapmıştım... Her zaman olduğu gibi yeni açtığım sayfa tamamen siyaha boyanmıştı... Biz sadece bir oyunun parçasıydık...

14 Gün(Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin