4

549 37 52
                                    


hacı savcını dediği sözle yüzüne hiç bir şey anlamamış gibi baktı.
" ya savci."
" hacı kendi iyiliğin için uzak dur benden barış sandığından da hırslı."
" bak savci o hirsli olabilir ama bende arkadasimi birakicak kadar da korkmadim ondan."

"hacı yapma gözünü seviyim."
hacı tekrar savciya baktiktan sonra acinasin bir tavirla yanindan kalkip diğerlerinin yanina geçti o gün savci hiç kimseyle tek bir kelime etmemişti gece olunca da  artik huzurlu uyuyabilmek için yatağa girmişti .

                                 **
o gece eve sandığından da geç gelmiştim girdiğimde sasha sorgulayan bakişlarla üstümü süzüp sinirle söze girdi.

" nerdesin sen barış?"
" noldu lan?"
" fıratı o cezaevinden çıkarman gerekiyor barış."
kaşlarımı sinirle çattım
" niye?"
" zeynep yaşıyor olabilir, ve yaşıyorsa eğer firata gidebili-"

sözünü kesmesini bitirmeden sinirle üstüne yürüdüm.

" öldürdüm ya amk ne yaşaması?"
" polisler cesedi bulamamışlar barış bende çok araştirdim ama bulamadım."

" sen neyden bahsettiğinin farkinda misin sasha?

sasha üzgün bakışlarını üstümde gezdirdi

" üzgünüm böyle olsun istememiştim.."

sinirle elimdeki bardağı yere attim sasha bi adım geri gitti.
" ALLAH KAHRETSİN!"

" BARIŞ SAKİN OLUR MUSUN!"

" KADININ CESEDİ YOK SEN BANA HALA SAKİN OL BARIŞ BAŞLICAM SENİN YAPICAĞIN İŞE

"YA ÖZÜR DİLERİM."
" kes sesini nolur."

hizli adimlarla odaya çıkıp cezaevi müdürünü aradım adam on kere çalmda şükür açtı, soğuk sesimle sertçe konuştum.

" nerdesin sen müdür beni bekletme diye ben sana on defa söylemiyor muyum."

" özür dilerim efendim savcinin koğuşunda küçük bir aksilik çıkmıştı da."

" ne aksiliği savciya mi bir sey oldu?"
" efendim gece savci ayni şekilde uyuyamadi az önce de karimi istiyorum diye sinir krizine girdi bizde sakinleşmesi için cezaevinin revirine götürdük şuan sakinleştirici verdik uyuyor.

" ona düzgün bakicaksiniz zarar gelmicek ona."

" tabii ki barış bey nasil isterseniz."

müdürün yüzüne kapatıp savcinin yanina gitmek için üstümü giydim  kapidan çikicakken sasha tuttu.

" yine nereye?"
" sanane işine bak sen."
" barış bak anliyorum sana söz veriyorum bulucam zeynep'i."
" umarim baby umarim hadi kaçtım."

sasha sözünü söylemeden evden çıkıp arabama bindim ve cezaevine gittim içeri girdiğimde savciyi bulmak için gardiyana sorup revire savcinin yanina gittim.

yanina gittiğimde gözleri kapaliydi ama uyumuyordu.

" barış?"
" geldiğimi nerden hissettin?"
" kokundan.."
" demek ki karşılıklıyız artık savcı."
" demek ki barış."

yattiği yatağin ucuna oturdum yakamdan tutup kendine çekti.

" beni al burdan barış.."
" ne?"
" bak barış kaç gündür senin şu salak duygularin yüzünden uyuyamiyorum burdan çikarsam daha kolay uyuyabiliceğimi düşünüyorum.

" saçmalama savcı, nasıl çıkarmamı bekliyorsun?"

" barış evine götür beni."
" olmaz firat senin burda olman benim özgürlüğüm açisindan daha iyi."
" böyle kaçmami falan mi bekliyorsun barış?"

" sen zekisin savci güvenmiyorum sana."
" barış duygularinla haraket ettikçe bana güvendiğini ben de biliyorum."

" sen benim hislerim yerine konuşamazsın olmaz."

" tamam ama ben kaçıcam huzurlu uyku uyumak için kaçıcam."

" rüyalarinda ben varsam kaçsan bile işe yaramaz savcı."

" yapma bunu birak beni kimseye tek cümle söylemem."

" amacım özgürlüğüm olsaydi seni idam ettirmiştim ama amacim o değil amacım sensin sana ulaşıp seni aşkımla öldürmek."

" o zaman bana yardim et."
" bunu benden isteme kendin kaç."
" kaçarım kaçacağım."

firatin dudaklarina yaklaşıp dudağimi bastirdim saniyeler sonra geri çekildim.

" seni bekliyor olacağım sevgilim."

firatin gözleri yavaşça kapandiğinda terden dağılmış siyah saçlarini elimle düzelttim.

" düzelicez."

revirin hemşiresini kolundan tutup kenara çektim.

" bana bak ona iyi bakicaksiniz bir aksilik istemiyorum."

" elimizden geleni yapıyoruz fakat."
" fakatlarla uğraştırma beni o adama iyi bakıcaksınız."

hemşire sözüne girmeden revirden çıktım eve geri döndüm.
                                   **
barış cezaevinden çıktıktan yaklaşık yarim saat sonra firatinda serumu bitmişti hemşirede onu kolundan kaldirdi.

firat hemşireye gülümseyerek teşekkür etti.

" çok sağolun sizden küçük bir iyilik isteyebilir miyim?"

" tabii ki.."

ertesi gün barış tekrar firatini görmeye cezaevine geldiğinde ambulans sesleri çok sayida yankilaniyordu kaşlarini çatip cezaevine girdiğinde ambulans görevlilerinin telaşla yanindan geçtiler.

" noluyo lan yavaş."
müdürde telaşla ayni yöne doğru gidiyordu. Barış anlamadığı için  müdürün peşinden gitti.

" MÜDÜR, MÜDÜR!"
" BARIŞ BEY SONRA "
" NOLDU LAN "
" Savcı Firat Bulut koğuşu alev altinda birakmış."

" ne ne diyorsun lan sen "
koşarak müdürün önüne geçip görevlilerin arasindan koğuşa girdi.

" FIRAT NERDE?"
" bilmiyoruz efendim  ama  sadece bir cesed yok o da Firat Bulutun."

yangin olmasina rağmen koğuşun bütün odalarina öksürerek daldı.

" FIRAT"
ses gelmeyince öksürerek kendini cezaevinin koridoruna  attı.

ardindan müdürün yakasına  sinirle yapişti.

" o adama bir şey olsun yemin ediyorum yaşatmicam seni DUYDUN MU?"

gardiyanlar barışı müdürün yakasından ayirdiktan sonra barış sinirle dışarı çikti.

koğuş birer birer boşaltilip ölüler dişari çikartilmişti.

"nerdesin deniz gözlüm"
" çok uzağinda değilim küçüğüm."
" evim senin evim olsun.
" kalbin zaten benim evim barış.

                              

Secret [ FırBar ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin