11.

292 25 41
                                    

zeynep başını eğerek firati dinlemeye devam etti sevdiği adam ne hale gelmişti gözü barıştan baska kimseyi görmüyordu.
firat iki üç saniye oturduğu yerde durdu ve ardından ayaklandı.

" kahve veya çay ister misin?"
" kahve olursa iyi olur aslında."

fırat başıyla onayladiktan sonra mutfağa yöneldi belini tezgaha dayayip sadece düşünmeye başladi

" nerde yanlış yapıyorum ben?"
"Barış'ı severek."
" sus, sus."

fırat başına şiddetle vurarak kafasındakini susturmaya çalıştı.

on dakika sonra elindeki türk kahvesiyle zeynep'in yanına geldi kahveyi ona uzatıp
karşısındaki koltuğa oturdu.

zeynep titreyen elleriyle kahvesinden bir yudum alıp sorması gereken soruyu sordu.

"barış kadar gözünde değerim yok muydu?"

firat bir süre duraksadıktan sonra başını iki yana salladı.

" yoktu."

" bende aramız düzelir diye gelmeyi planlamıştım."

"düzelemez."

zeynep gözlerinin dolduğunu farkedince başını başka tarafa çevirdi ve tavana baktı gözlerini iki üç saniye kırptı.

" peki ben kalkayım artık."

" otursaydın daha istersen?"

" gelmemin de anlamı yokmuş zaten."

" zaten yoktu zeynep ben onca şey yaşadım o zaman gelmedin şimdi mi geldin?"

zeynep iki elini basinin arasina koyup  yere bakti.

" bak fırat anlamak istemiyorsun zorundaydım senin beni barışla aldatman hiç normal karşilanicak bir şey değil."

" senin beni tahirle aldatman çok normal o zaman."

" fırat barış erkek."
" insanlar hem cinsine karşı bir şey hissedemiyor mu?."
" asıl sorun o değil  barış seninle oynadi ve sen hâlâ bunu göremiyorsun."
" o benimle oynamadı zeynep geri gelicek."
" belki de aşkindan ölmen için yapiyor her şeyi?"

fırat zeynep'in söylediğiyle kaşlarini çattı ve o an aklına barışın ona cezaevinde tehditkârca konuşmasiyla söylediği söz geldi.  "seni aşkımdan öldürücem fırat."

fırat zeynep"in aldığı pozisyonu alarak dolu gözlerini yere indirdi.

" olabilir mi böyle bir şey."
" barış yesari'den bahsediyoruz o işin içindeyse her şey olur."

" hayır, hayır.."
mirildanarak başına darberler vurmaya başladı.

zeynep anlamış olucak ki yanina gelip kolunu tuttu.
" fırat yapma."

" bırak, bırak."

" fırat kendine zarar verme artık."

" ya bak sen beni anlamiyorsun çok boş kaldım ben ve son iki haftadır kendime gelemiyorum mesleğimi geri aldım ama aklım hâlâ onda."

" su ister misin?"

fırat başıyla onayladiktan sonra başındaki terleri tişörtünün koluyla sildi zeynep ise ona su getirmek için mutfağa girdi.

                                 **

" barış nerdesin barış."

" yakında gelicem, gelemiyorum."

" gel artık nolur."

" geldiğimde  aynı duygular hissedebilicek misin?"

" bak ne yaptiysan duymaya raziyim ama gel."

fırat başına konulan öpücükle gözlerini huzurla kapadi.

" çok özlemişim."

"biliyorum bende."

" en azindan yaşıyor musun?"

"yaşıyorum."

" nerdesin o zaman."

" çok uzata değilim ararsan bulursun."

" aradım aramadım mı zannediyorsun."

" bedeninle aradın duygularınla değil."

" ipucu ver."

" gözlerinde ara beni oraya kendin sakladın çünkü."

" gözlerimle ne ilgisi var."

" gözlerin beni benden her  firsatta aliyor ve en sonunda aldı."

" geri veremiyor mu?"

" kendin istersen verir."

firat dudaklarinda hissettiği baskıyla gozlerini tekrar kapadi saçlarinda hissettiği yumuşaklikla nefes alışverişleri düzeldi.

"gözlerinde  yaşamanın huzurunu bilseydin bir daha gelmek istemezdin."

" ben gelmeni istiyorum barış."

" bulucaksın az kaldı."

" buluşucaz."
                                 **

zeynep suyu getirmişti fakat firatin kendi kendine konuşmasını dinlemeye dalmıştı firat kendine gelip arkasina yaslandiktan sonra zeynep iceri girdi.

" kimle konuşuyorsun sen?"
firat yutkunup ona korku dolu gözlerle bakan eski karısına baktı.

" hiç."
yani tabii ki zeynep'in buna inanmasını beklemiyordu ama her zaman ki gibi umut umut.

" fırat bak sen iyi değilsin doktora gidelim."
" olmaz bulucam o."
" ya kimi?"
" barışı ne olursa olsun onu bulucam."

" belki de bulmuşsundur."

firat kulağina gelen sesle birlikte kapinin çalmasini duydu.

zeynep kapiyi açicakken firat onu kolundan tutup geri oturtturdu.

" bakarım ben."
ayağa kalkıp kapıyı açtı.

" barış?"
" fırat.."
firat arkasina bakip zeynep'in gelip gelmediğini kontrol etti ardindan barışı kolundan tutup kapiyi kapadi ve onu da kapıya yasladı.

" buldun beni."
" sen geldin bana."
" o gözlerden ayrilma vaktim gelmişti."
" ama benden ayrilma."

fırat dudaklarını barışın dudaklarina tutkuyla bastirdi barışta tüm tutkusuyla fıratin boynuna kollarini doladı.

ikisi de ayni hızla özlem giderirken ilk ayrilan barış oldu.

nefes nefese yüzüne baktı.

zeynep'in ayak sesleri yakınlaştı barış hızıyla yukarı ki odalardan birine çıktı.

" kim gelmiş hayatım?"
" küçük bir bebek."
" anlamadım?"
fırat gözlerini açıp kapadı
" çok güzel bir bebek."

" hoşgeldin yuvana küçük sevgilim."

Secret [ FırBar ] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin