Yeni okulumun ilk günüydü ve ben zor bela kalkmıştım. Kahvaltı bile yapmadan hızlıca giyinip evden çıktım. Dün tüm gün kendime özgüven ile ilgili konuşmalar yaptıktan sonra hâlâ insanlar ile yakınlaşabileceğimi sanmıyorum. 2. Dönemin ortasında giren utangaç ve aptal biri ile kim arkadaş olurdu ki?
Hızlıca son anda yetiştiğim tıklım tıklım dolu olan otobüse bindim. Yer tabii ki de yoktu, bu nedenle ayakta gitmek zorundaydım. Orta kapıya yakın bir yerde durdum ve camdan etrafıma bakınmaya başladım. Buraya taşınalı neredeyse bir ay olmuştu ve ben işlerden dolayı bu süreç boyunca okula gidemedim. Evde elimden geldiğince derslere çalışsam da okuldaki gibi olmuyordu. Anlamadığım yerleri internetten tekrar tekrar dinliyordum ama nafile. Tüm derslere yetişmek gerçekten zordu.
Çok uzun sürmeyen yolculuk bittiğinde hızlıca otobüsten indim. Okulun bahçesine girecekken geç kalıp bahçede çantaları ile turlayan öğrencileri gördüm. Hızlıca kapıdan uzaklaşırken okulun büyük duvarlarına tırmanıp atlayan birkaç öğrenci gördüm. Hızlıca büyük duvara doğru ilerledim ve başımı kaldırıp tepesine baktım. Fazlasıyla büyük bir duvardı bunu tek başıma geçmem neredeyse imkansızdı. Gözlerimi etrafta gezdirirken karşıdan koşarak gelen bir öğrenci gördüm. Boşuna koşuyordu. Beni görünce koşmayı bıraktı ve yavaş adımlarla yanıma geldi. Kızarmış yanakları ve alnına yapışmış saçları ile gerçekten tatlı görünüyordu. Nefes nefese konuştu.
"Geç mi kaldım?" Başımı onaylar anlamda salladığımda ellerini dizlerine koydu ve yüzünü buruşturdu. Nefesini düzene soktuğunda zorla da olsa onunla konuşmaya çalıştım.
"Birbirimize yardım edersek bu duvardan atlayabiliriz." Yerde ki başını yüzüme bakmak için kaldırdı. Gözlerini kaçırarak dikleşti ve rahatlayan sesi ile konuştu.
"Olabilir." Gözlerini tekrar bana dikti ve son kez soluklandı. "İlk sen o zaman?" Kaşlarımı hafifçe çattım. Utanmıştım, her zaman ki gibi... Duvara doğru ilerledim ve çantamı çıkarıp yere koydum. O da yanıma geldi ve ellerini birleştirip hafifçe eğildi.
"Canın yanarsa üzgünüm." Ellerimi duvara yaslayıp ayağımı birleştirdiği avuçlarına koyduğumda tüm gücüyle beni kaldırdı. Duvarın tepesine tutunduğumda kendimi yukarı doğru çekip duvarın üzerine oturdum. Bakışlarımı üzerine diktiğimde ellerini silkeliyordu. Duyması için sesimi biraz yükselterek konuştum.
"Sen nasıl çıkacaksın?" Sesimi duyduğu gibi gözlerini olduğum yere çıkardı ve hafifçe gülümsedi.
"Ben çıkabilirim, hadi sen in ben çantanı atacağım sana." Başımı sallayıp duvarın diğer tarafında ki ayağımı bahçenin olduğu tarafa geçirdim. Yüksekti, fazla yüksekti. Bacaklarımı aşağı sarkıttım ellerimle hâlâ duvarın tepesine tutunuyordum. Yere iyice yakınlaştığımda ellerimi bıraktım ve bahçeye atladım. Bacağım biraz da olsa acımıştı ama pek bir önemi yoktu. Başımı duvarın tepesine dikip bağırdım.
"Çantamı atabilir misin?" Bir süre sonra çantam kucağıma uçtuğunda rahatlamıştım. Duvarın diğer tarafında ki çocuğa duyabileceği şekilde bağırdım.
"Gelmiyor musun?"
"Sen önden git geleceğim!" Gitmek istemesem de gitmek zorundaydım. Derse yetişmem gerekiyordu. Koşarak kimseye görünmeden okul binasına girdiğimde hızlıca koridora göz gezdirdim. Sınıfım bu katta değildi. Hızlıca ikinci kata doğru ilerlerken bir yandan da kendi kendime utanmayacağıma dair konuşma yapıyordum. 2. Katın koridoruna baktığımda sınıfım tam karşımda duruyordu. Derin bir nefes alıp kapıyı tıklattım ve açıp içeri girdim. Tüm gözler üzerimdeydi ve bu beni çok çabuk germişti. Sınıfın ortasına doğru ilerlediğimde öğretmene gülümseyerek selam verdim. Öğretmen ellerini göğsünde bağlayıp gülümseyerek konuştu.
"Yeni öğrenci olmalısın. Kendini bize tanıtır mısın?" Tanıtamam. Şimdi daha da gerilmiştim. Topluluğun önünde konuşmak cidden çok gericiydi.
Öğretmeni başımla onaylayıp sınıfa doğru döndüm. Karşımda bana dik dik bakan ortalama 30 kişinin önünde derin bir nefes alıp titreyen sesimle konuşmaya başladım.
"Ben Kim Taehyung." Daha fazla soru sormasını dileyerekten öğretmene baktım. Öğretmen gülümseyerek başıyla cam kenarında boş olan sırayı işaret etti. Sevinerekten hızlı adımlarla sıraya ilerdim ve oturdum. Sırama kitapları çıkarırken sınıfın kapısı açıldı. Başımı merakla kapıya çevirirken giren kişinin bana baktığını gördüm. Az önce bana yardım eden çocuktu bu. Öğretmen hızlıca yerine oturmasını söylerken arkamda oturan kişilere kulak misafiri oldum.
"Şu Jeon salak olmasa sevgili olurdum cidden."
"Bu kadar utangaç olmasına rağmen sana nasıl çıkma teklifi edebildi diye çok düşünmüştüm."
"Benim cazibeme karşı gelememiştir." Kıkırdamalar...
Jeon diye bahsettikleri kişi büyük ihtimalle bana yardım eden çocuk olmalıydı. Açıkçası utangaç birine benzemiyor. Hiç konuşmasam zorba tiplerden olduğunu düşünürdüm.
.
20/04/2023 yazar notu
Bu fici bir yildan daha once yazmistim o zamanlar biraz 🤏 azicik 🤏🤏🤏🤏 cringe olabilirim bu yuzden okudugunuzda mukemmel bir sey beklemeyin
İyi okumalar!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shy | Taekook
FanfictionNamjoon: DABULU DABULU DABULU NOKTA BOMBABOMBA Yoongi: BİR GUZEL BEKLER BURDA