Telefonu Soyeon'un açtığı günden iki hafta geçmişti ve ben okulda sürekli Jeongguk'tan kaçmıştım. Onunla konuşmak istemiyordum. Ya o geldiğinde hızlıca oradan uzaklaşıyordum ya da bir bahane bulup kaçıyordum. Sürekli benimle konuşmak için çabalıyordu.
İngilizce dersinde projeleri sunduktan sonra öğretmen serbest bırakmıştı. Bizimkilerle dışarı çıkarken kolumdan tutulmasıyla durdum ve arkama baktım. Jeongguk çatık kaşlarla bana bakıyordu. Beni kolumdan sürüklemeye başladığında kolumu çekmeye çalışmama rağmen çekemedim. Çok sıkıyordu ve canımı yakıyordu. Tuvalete soktuğu gibi sırtımı kapıya dayadı.
"Neden sürekli kaçıyorsun?" Bileğimi saran eline bakıp yüzümü buruşturdum.
"Canımı yakıyorsun." Sıktığı bileğimi bırakıp ellerini iki yanımdan kapıya yasladı. Acıyan bileğime baktığımda çoktan elinin izi çıkmıştı.
Kendi kendime "Kolum gitti ya." Diye homurdanırken olduğumuz durumu fark etmem biraz sürmüştü. Yüzümü Jeongguk'un yüzüyle eşitlerken hâlâ kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. Başımı iki yana sallayıp ne olduğunu sordum.
"Neden benden kaçıyorsun Taehyung?" Soruyor musun bir de amk cocu
"Kaçmıyorum?" Dediğimde sinirle sırıttı.
"İnanayım mı buna?" Başımı evet anlamında salladığımda yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Telefon olayı yüzünden mi?" Bildiğin şeyi niye soruyorsun göt lalesi?
"Hayır." Başını iki yana salladı.
"Yalan söylüyorsun."
"Yalan söylüyorum tabii ki! Salak mısın sen? Ay bayılacağım sanırım bu kadar gerizekalı olunmaz ama." Jeongguk dediklerime gülerken bu kez ciddi olan bendim.
"Komik mi?" Zaten yakın olan yüzlerimizi daha da yakınlaştırdı.
"Aşık mısın bana?" Ne
"Ben sana? Ahahah ne komik şaka!" Gözleri dudaklarıma kaydığın da küçük çaplı kalp krizi geçirmiştim.
"Aşıksın bence."
"Değilim."
"Aşıksın." Dudaklarıma doğru yaklaşırken gözlerimi sıkıca kapadım. Nedenini bilmediğim bir heyecan vardı üzerimde. İyice kapıya yapışmış bir şekilde beni öpmesini beklerken kapının aniden açılmasıyla neredeyse düşüyorduk.
"Nerede bu amına kodumun Taehyung'u-" derken bizi fark eden Jimin gözlerini şaşkınlıkla açmıştı. Herkes birden bu tarafa bakınca şuan burada bayılabilirdim. Umarım yanlış anlamazlar diyeceğim de yanlış anlasalar doğruyu anlayacaklar. Namjoon elini kalbine götürürken Yoongi titreyen Hoseok'a bir tokat geçirdi. Hoseok'un kendine gelmesi ile büyük bir kahkaha patlattı.
"Biliyordum!"
***
Kollarımdan sürüklenerek bahçeye çıkarılmıştım. Banklardan birine toplandığımızda gözler üzerimdeydi. Jimin'in gözleri el izi çıkmış bileğime kaydığında hüsranla Hoseok'a döndü.
"Jeongguk seme çıktı..." Hoseok'ta hüsranla başını sallarken Yoongi ve Jin hallerinden memnundu düşündükleri şey doğu çıktığı için. Namjoon çok dikkatli bir şekilde yüzüme bakıyordu.
"Ne yapıyordunuz orada?" Yoongi'nin sorusu ile ona baktım.
"Konuşuyorduk." İçime kaçan sesim kısmen doğru olan söylediğim yalanı ortaya çıkarmaya yetmişti.
"Bir de okulda da yapmazsın diyordu insanlara." Jimin'in söylediğiyle ona döndüm.
"Ben öyle bir şey demedim." Şeytani sırıtışını yüzüne yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shy | Taekook
FanfictionNamjoon: DABULU DABULU DABULU NOKTA BOMBABOMBA Yoongi: BİR GUZEL BEKLER BURDA