Shy | Taekook

16

Opusme reveal 🥵👅👅🥵🔥👅🔥🥵🔥🥵👅🔥👅💋🥵🥵🔥👅💦💦

Anneme bile cevap vermeden hızlıca telefonumu alıp evden çıktım. Nedenini bilmediğim bir şekilde çok gaza gelmiştim. Beş dakika içinde otelin arkasında ki buğday tarlasına varmıştım. Bir kenarına oturup Jeongguk'u beklemeye başladığımda onu yumruklarımla baymayı düşünüyordum. Arkadan gelen adım ve nefes sesleri ile arkamı dönüp üstten bana bakan Jeongguk'a baktım. Jeongguk alnına yapışmış saçlarını elleri ile geriye iteklerken ayağa kalktım ve yüzünün tam ortasına bir yumruk geçirdim. Bir iki adım geriye sendeleyip ellerini yüzüne götürdü.

"Bir dur amına koduğum!"

"Sen kimin amına koyuyorsun marul!" Ellerini yüzünden çekip yargılarcasına bana baktı.

"Marul mu? Pauahha!"

"Komik mi?"

"Evet."

"Hayır."

"Neyse oturalım konuşalım." Ellerimi belime koyup gözlerimi kıstım.

"Sen değil miydin yumruklarımız konuşsun diyen?" Başını iki yana salladı.

"Ben hatırlamıyorum."

"Ben hatırlıyorum ama?"

"Kanıt var mı?" Cebimde ki telefonu hızlıca çıkardım ve konuşmalarımızı açtım. Telefonu yüzüne yaklaştırdığında gözlerini kıstı.

"Gözlerim ağrıyor okuyamıyorum kusura bakma." Telefonumu kapatıp hızlıca cebime koydum ve arkamı döndüm.

"Kavga etmeyeceksek gidiyorum."

"Kavga etmeyi sevdiğini bilmiyordum."

"Öğrenmiş oldun." Sevmiyorum aslında ama neyse...

"İyi edelim öyleyse." Ona doğru konuşmak için döndüğümde yüzüme gelen yumrukla feleğim şaştı. Sendeleyip kesikten tarlanın içine düşerken tarlanın ekilmemiş olduğuna dua ettim. Yumuşak toprağa düşmeme rağmen sırtım acımıştı. Ben yerimde doğrulurken Jeongguk yavaşça tarlaya atlamıştı. Hızlıca Jeongguk'un üzerine atlarken yere düşeceğini hesaba katmamıştım. Yere düşen Jeongguk'un karnının üzerine oturup durdurmasına izin vermeden yüzünü tokatlıyordum. Tokatımda tokattır maşallah. Yorulup tokatlamayï durdurduğumda yüzüne baktım. Yanakları kızarmıştı ve bana gülerek bakıyordu. Arsız orospu çocuğu. Birden acıyla gözünün birini kapatınca gerildim.

"Ne oldu?"

"Gözüm! Gözüme bir şey oldu."

"Ay ne oldu kız?" Yüzüne doğru eğilip gözünün üzerine koyduğu elini çektim.

"Aç gözünü bakayım."

"Açamıyorum."

"Ya aç işte neyine açamıyorsun?"

"Açılmıyor!"

"Çeyrek altın falan mı istiyorsun amına koduğum? Açsana!" İşaret ve baş parmağımla gözünü açmaya çalışırken yanaklarım avuçlanınca Jeongguk'a baktım.

"Ne yapıyorsun?"

"Dudağın kanıyor."

"Ya bir şey olmaz gözün-" gözüne baktığımda tamamen açmış ne bir kızarıklık ne de bir morarıklık vardı.

"E gözüne bir şey olmamış."

"İyi oldu bir şeyi yok. Gel dudağını sileyim." Yanaklarımı tutan elleri sıklaştığında olabildiğince yüzümü buruşturdum.