Tüm ders boyunca ders hariç her şey ile ilgilenmiştim. Resim çizdim, içimden şarkılar söyledim, teneffüste ne yapacağımı düşündüm...
Teneffüs zili çaldığında oturduğum yerden etrafa bakınıyordum. Herkes arkadaşları ile konuşup eğlenirken Jeon sırasında defterine bir şeyler karalıyordu. Onun ellerine dalmış giderken önümde ki sıraya birinin oturması ile gözlerimi sıraya çevirdim. Sarı saçları, dolgun dudakları ve gülümsemesi ile çok güzel görünüyordu.
"Merhaba! Arkadaş olmak ister misin?" Diye atıldı ortaya. Okullarda yaşadığım en zor anlardandı bu. Arkadaş edinmek. Gülümsemeye çalışarak gözlerimi kaçırdım.
"Olur." Verdiğim cevaba karşılık sevinçle yerinden fırladı.
"Bir dakika bekle, diğer arkadaşlarımı da getireceğim!" İşte, işte şuan tedirginliğin tam sırası. Kendi kendime tedirgin olurken o sarı saçlı çocuğun arkasından gelen topluluğu görmek daha da tedirgin etmişti beni. Sarı saçlı çocuk gülerek yanıma geldiğinde arkadaşları da karşıma dizilmişti. Sarı saçlı çocuk heyecanla arkadaşlarını tanıştırmaya başladı.
"Bu Namjoon, aramızda ki en zeki kişidir." Kulağıma eğildi. "Bazen zekasından şüphe etmiyor değilim."
"Dedikodumu yapma Jimin!" Namjoon bağırdığında sarı saçlı çocuk gülerek dikildi. Yani adı Jimin'di.
"Bu Jin, grubumuzun annesidir kendisi. Yemek yapamaz ama yer." Jin gülümseyerek saçlarını arkaya savurdu. Cidden komik görünüyordu.
"Bu Hoseok, okulda yaşanan her şeyden haberdardır." Kulağıma eğilip fısıldadı. "İtiraf sayfasının sahibi olur kendileri." Yerinde tekrar dikildiğinde başını sona kalan çocuğa çevirdi.
"Bu da Yoongi, devamsızlığı olmasın diye okula gelir. Tüm ders boyunca uyur. Benim manitim olur kendileri." Yoongi yüzünü buruşturarak nefes verdi.
"Jimin manit değiliz."
"Naz yapıyor ya."
"Jimin sus." Jimin bozulsa da belli etmemeye çalışarak bana döndü.
"Yoongi ve Hoseok bizim sınıfta, Yoongi sadece teneffüslerde yaşam belirtisi verdiği için fark etmemişsindir." Nefes alıp devam etti. "Bende Jimin, bunların arasında en tatlı kişiyim." Jin ardından çıkıştı.
"Ben varken mi? Çok gülerim ben buna." Tam Jimin ağzını açmış konuşacakken Namjoon araya girdi.
"Çocuğu ilk günden baymayın varoşlar. Kavgayı bırakın." Yoongi başını sallayarak Namjoon'a katıldığını açıkça belirtmişti. Hoseok gülümseyerek bana baktı.
"Senin adın ne?" Sesimi ne kadar yükseltmeye çalışsam da doğru düzgün yükseltmemiştim.
"Taehyung ben."
"Hı?" Yoongi anlamamış olacak ki tekrar sordu.
"Taehyung."
"Ne?"
"Taehyung."
"Ne-" Jimin, Yoongi'nin omzuna vurup onu susturdu.
"Taehyung adı Yoongi! Utandırıyorsun çocuğu." Jin kollarını göğsünde birleştirip bana gülümsedi.
"Utandırmak için yapıyor takma onu." Hoseok gülerek kolumdan çekiştirmeye başladı.
"Hadi bahçeye çıkalım, okulda ki insanları tanıtacağım ona."
"Hayır hayır tanışmayayım."
"Karşıdan göstereceğim tanışmazsın! Sadece kim olduklarını bil yeter." Beni çekiştirerek sınıftan çıkardığında direkt koluma girdi ve bahçeye inene kadar koridorda önümüze kim çıktıysa annesinin adına kadar söyledi. Diğerleri de arkamızdan geliyorlardı.
"Bak şu çocuk var ya geçen hafta Biyoloji öğretmeni ile yangın merdivenin de öpüşürken gördüm."
"Oha ciddi mi?" Jimin'in arkadan gelen sesi ile durup onlara döndük.
"Biyolojici pedofili mi şimdi?" Jin'in sorusuna Yoongi sıkıntıyla nefes vererek cevap verdi.
"Doğal olarak?"
"Diğil ilirik." Jin'in taklidine herkes gülerken ben sadece sırıtmıştım. Utanıyordum kahkaha atmaya...
Aklıma gelen şey ile Hoseok'un yüzüne baktım."Hoseok?" Sesimi duyar duymaz başını bana çevirdi ve gülümsedi.
"Hm?" Utanarakta olsa kafamı kurcalayan bu soruya bir cevap bulmalıydım.
"Bizim sınıfta ki Jeon, o nasıl biri? Arkadaşı yok mu?"
"Aslında onunla arkadaş olmaya çalışmıştık. Ama istemediğini söyledi. O da fazla utangaç ve insanlarla konuşamıyor. Çok tanımıyorum onu, iki ay önce falan sizin sınıfta ki Soeyon'a çıkma teklifi etmişti. Herkes şaşırmıştı tabii, kimseyle konuşmayan biri nasıl cesaret edipte ona teklif edebildi diye. Kız salak olduğunu düşündüğü için reddetmiş. Şahsen bana etseydi kabul edebilirdim yakışıklı çocuk." Yoongi yüzünü buruşturarak Hoseok'a baktı.
"Pis gayler."
"Yoongi sarhoşken beni öpmeye çalışmıştın hatırlatırım."
"Sarhoştum Hoseok."
"Hoseok'u mu öpmeye çalıştın Yoongi?"
"Hayır, yani evet ama sarhoştum Jimin."
"Anladım ben Yoongi, tamam öyle olsun."
"Jimin!" Yoongi yanımızdan dudaklarını büzüp uzaklaşan Jimin'in arkasından koşarak gitmeye başladığında kaşlarımı çattım.
"Pis gayler dememiş miydi?" Anın etkisi ile söylediğim şeye utanırken herkesin gülmesi ile biraz rahatlamış gibi oldum. Hoseok kolunu tekrar omzuma atıp yürümeye başladı. Arkadan Namjoon da bir kolunu boşta ki omzuma attı.
"Ben arkada kaldım beni de bekleyin yellozlar!" Jin'in cırtlak sesi kulaklarımı tırmalasa da bir şey demedim. Teneffüs bittiğinde neredeyse tüm okulda ki insanların anne adına kadar biliyordum. Şimdiden iyi bir şeydi aslında, ona göre kiminle konuşup konuşmayacağıma karar verebilirdim. Sınıfa girdiğimde sıramda Jeon'un oturduğunu gördüğümde hemen etrafa bakındım. Herkes farklı yerlerde oturuyordu. Utana sıkıla Jeon'un yanına gittim.
"Neden herkes farklı yerde oturuyor ve çantamı nereye koydun?" Gözlerini gözlerime çıkardığında ikimizde gözlerimizi başka yerlere kaçırdık.
"Ders Coğrafya olduğu için herkes farklı yerlerde oturuyor. Çantanı da en arkada ki boş sıraya koydum."
"Neden coğrafya dersinde başka yerlere oturuyorsunuz?"
"Öğretmen kendine göre yer ayarladı o yüzden." Anladığımı belirtmek amacıyla başımı salladım ve en arkada ki sıraya yöneldim. Çantam ters kepçe gelmiş şekilde yerde duruyordu. Eğilip çantamı aldığında Jeon'un bana baktığını gördüm. Ona baktığımda hemen gözlerini kaçırdı ve önüne döndü. Çantamı bilerek mi böyle koymuştu ya da atmıştı? Ondan hesap sormak isterdim ama yapamadım. Ses çıkarmadım, belki de kendi düşmüştür diye düşündüm. Sırama oturup kitaplarımı çıkardıktan sonra sıramın dibinde ki duvara sırtımı dayayıp sınıfı izlemeye başladım. Tam yerinde olduğu için tüm sınıfı rahatça görebiliyordum. Gözlerim Jimin ve Yoongi'yi ararken Yoongi kapıdan yanağında beş parmak izi ile girdiğinde dudaklarım kıvrıldı ve hafifçe sırıttım. Büyük ihtimalle Jimin yapmıştı. Orta sıranın en önünde ki sıraya oturunca başını sıraya koydu. Etrafa bakınırken Soeyon denen kızın Jeon'un yanına giderken gördüm. Önünde ki sıraya oturup Jeon'a dönmüş bir şeyler söylüyordu. Yüz ifadesi ona kötü şeyler söylediğini fazlaca belli ediyordu. Ağzını okumaya çalışsam da hiçbir şey anlamamıştım. Söyledikleri bittikten sonra hızlıca kalkıp sırasına oturdu ve arkadaşına Jeon'u göstererek bir şeyler söyledi. Öğretmenin sınıfa girmesi ile herkes susup yerlerine oturmuştu. Öğretmenin ardından Jimin'in koşarak içeri girmesi ile öğretmene çarpması bir olmuştu.
"Ananı sikeyim çekil önümde-" Jimin önünde ki kişinin öğretmen olduğunu fark edince sustu. Öğretmen hiçbir şey olmamış gibi yerine giderken Jimin kalbini tutarak Yoongi'nin yanında ki boş sıraya oturdu.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shy | Taekook
FanfictionNamjoon: DABULU DABULU DABULU NOKTA BOMBABOMBA Yoongi: BİR GUZEL BEKLER BURDA