chapter three

315 46 11
                                    


Zayn sıkıntıyla bir nefes verdi ve önündeki kitabın diğer sayfasını açtı. Bugün gerçekten sıkılmıştı ve farklı bir şeyler yapmaya ihtiyacı varmış gibi hissediyordu. Uzun süredir yağmur yağmamıştı, zaten kış mevsiminin son zamanlarındalardı ve bu onun için büyük bir sıkıntıydı.

Yağmur neden yağmıyordu? Zayn'i istemiyor muydu? Onu mutlu etmek istemiyor muydu?

Zayn'in yağmura ihtiyacı vardı. Kendini kirli hissediyordu ve yağmurun onu temizlemesine ihtiyacı vardı.

Kendini çok yalnız hissediyordu. Hayatında kimse yoktu. Bir arkadaşı veya ailesi, hayatında kimse yoktu.

Çalıştığı o pis yerdeki insanlarla da muhattap olmuyordu. Aslında Zayn bunu kendisi istiyor gibiydi, o insanların yanında istediği kişi olamıyordu.

Ama yağmurda karşılaştığı çocukla neden hemen konuşmuştu? Onunla çabuk ve fazla yakın olmuşlardı. Aslında bu ikisi için de bir ilkti ve uzun zaman sonra ilk defa bir başkasının yanında istedikleri kişi olmuşlardı.

Zayn onu hatırlayınca yüzüne çok hafif bir gülümseme yayıldı. Eğer bir şansı olsaydı, Zayn gerçekten onunla yakından tanışmak istediğini düşündü.

Ama bu saçmaydı. Zayn neyse Liam oydu, ve Liam neyse Zayn de oydu. Her zaman söylediğim gibi, ikisi birbirini yansıtıyordu.

Zayn uzun süredir yatmakta olan vücudunun iyice uyuştuğunu hissetti. Tanrı aşkına, yatmaktan yorulan ilk insan olabilirdi.

Oh, hayır. Liam da yatmaktan yoruluyordu.


Elindeki kitabı yanına koydu ve gözlerini yumdu. Uyuması gerekiyordu, gece olduğunda bara gitmesi gerekiyordu çünkü bugün çalışma günlerinden biriydi.

Zayn bundan nefret ediyordu ama yapıyordu işte. Belki de bazı şeyleri unutabilmenin tek yolunun bu kirli yol olduğunu düşünüyordu.

İsteseydi, her şeyi düzeltebilirdi. Hayatını, insanlarla olan ilişkilerini.. Ailesinin yanına taşınabilir ve orada yeni bir hayat kurabilirdi. Ama Zayn kendine acı çektirmeyi seviyordu.

Ya da şöyle diyelim; Zayn kendini unutacağından korkuyordu.

Burada yalnızdı ve yalnızken çoğunlukla yaptığı şey kendini, her şeyi, ve hiçbir şeyi düşünmekti. Ve eğer düşünemeyecek kadar meşgul bir hayatı olsaydı kendisini unutacağından korkuyordu.

Zaten her şeyden uzaklaşıp buraya gelmesinin sebebi de kendini keşfetmek istemesiydi.

Ve iyi ki bunu yapmıştı, çünkü yağmurun mükemmelliğini de keşfetmişti.

Aslında hey, o yalnız değildi. Yağmur onun en yakın dostuydu. Ama maalesef son zamanlar dostunun yanına uğramayı unutmuş gibiydi. Belki de Zayn gibi olan tüm diğer dostlarını ziyaret ediyordu.

Zayn uykuya daldığında, gökyüzü yavaş yavaş kararıyordu ve yağmur yola çıkmıştı.

***


Zayn karanlık sokaklarda yürürken hızlıydı çünkü hava soğuktu ve bir an önce yağmur olmayan sokaklardan kurtulmak istiyordu.

Ama hava nenmliydi ve yerler ıslaktı, çünkü Zayn uyurken yağan yağmuru görememişti. Şimdi de karanlık olduğu için bir şey göremiyordu.

Zayn yürürken burnunda hissettiği şeyle durdu. Birisi yukarıdan tükürmüş müydü?

Zayn başını yukarı kaldırmasına rağmen bir şey göremedi ve yoluna devam etti.

rain and mirror ||  ziamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin