1- KAFE

6 2 0
                                    

Bu hikaye benim ilk hikayemdir ve tamamen boş zamanım olduğu için kendimi meşgul etmek için yazılmış bir hikayedir. Eksiklikler bölümler ilerledikçe düzelecektir. (Başlama tarihi 22.06.2022)

1

Elimdeki çerçeveyi masanın üstüne bırakarak oturduğum yerden doğruldum. Fotoğrafta mutlu bir kız ve yanında anne babasıyla gülümsüyordu. Artık o kız benmişim gibi gelmiyordu. Onları ne kadar özlediğimi anlatamazdım.

Annemin bana 'Maral'ım, canım kızım benim!' diyen sesi kulaklarımda çınladı. Daha fazla kendimi kaybetmemek için başımı sallayarak aklımdaki düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştım.

Saat 07.00'a geliyordu. Hemen Hatice ablanın hazırladığı kahvaltıyı yaptım ve üstümü değiştirmeye gittim. Hatice abla evimde çalışan hizmetliydi ama daha çok ablam gibiydi. Bugün oğlunun ateşlediğini görünce erkenden kahvaltıyı hazırlayıp çıkmıştı hastaneye götürmek için.

Kendimi tanıtmam gerekirse ben Maral Parlak. Günlerimin çoğu her ne kadar ailemden büyük bir şirket ve hayatımın sonuna kadar yetecek para kalsa da şirketle ilgilenmeyi abime iteleyip kendimin olan her şeyiyle bir ayrı güzel kafemde geçiriyordum. İçinde kendin olan bir şeyi de övme Maral. Olsun, kendimi çok seviyordum.

Stilettolarımı da giyip kulaklarıma küpeleri doldurduktan sonra hazır olduğuma karar verip evden çıktım.  Aklıma Ömer'in 'kızım bu kadar küpeyi bu minicik kulağın nasıl taşıyor yazık günah #maralınkulağınadokunma' diyişi gelince sırıttım.

Bir an önce gidip kafeye gidip onun yanaklarını ısırmak istiyordum. Her gün görsem de yakışıklıma özlemim hiç bitmiyordu. Kaslı vücudu kumral teniyle çoğu kızın dikkatini çekebilecek türdendi. Onunla üniversitede tanışmıştık birlikte bir kafe açma hayalimiz vardı. Hayalimizi gerçekleştirdiğimiz için çok mutluydum. İsteyip elde ettiğim her şey beni mutlu ediyordu.

Hızlıca lila kaplamalı BMW'me binip kafenin yolunu tuttum. Radyodan Hande Yener - Alt Dudak şarkısını son ses açıp bağıra bağıra söylemeye başladım. Kafe çok uzak değildi. Arabayla 5 dakika bile sürmüyordu. Evimi bilerek huzur yuvama yakın seçmiştim. Şarkı bittiğinde yüzüme yerleşen gülümsemeyle arkama yaslandım ve hayatımı ne kadar sevdiğimi düşündüm.

Arabayı park edip kafeye geçtim. İçeri girdiğimde Tuna yanıma gelip "Maral hanım bu çiçekler size" demişti. Neredeyse her gün sayısız çiçek geldiği için şaşırmadım. Kafemin ve benim hatrı sayılır bir takipçi sayımız vardı. Tuna'ya gülümseyerek teşekkür ettim ve çiçekleri alıp yavaşça masaya bıraktım.

Uzun zamandır instagramıma fotoğraf atmadığım aklıma gelince hemen ön kamerayı açtım ve birkaç fotoğraf çekildim. Göğüs dekoltem fazlasıyla belliydi ama olsundu. Hafif öne eğilerek verdiğim pozla çok güzel çıkmıştım. Önemli olan benim beğenmemdi. Fotoğrafı paylaşıp beklemeye başladım. Anında yüzlerce yorum ve beğeni gelmişti. Yorumlara baktığımda

'Güzelliğine bakın insanda bir tane bile mi kusur olmaz'

'Dm bak'

'Çok güzelsin'

'Hayal ettiğim her şey sende var'

'Bu güzellik için neler vermezdim'

Gibi yorumlar görünce bakmayı bırakıp kafenin arka tarafına geçtim. Kafenin açılmasına çok az bir zaman kalmıştı. Kafenin dışarısında açılmasını bekleyenler bile vardı. Gün içinde çok dolu olduğu için yer bulamayanlar oluyordu. Bunun için böyle bir yönteme başvuranlar oluyordu.

Kapıya doğru yönelip bekleyen hepsinin liseli olduğunu tahmin ettiğim gruba gülümsedim. Onlar ağızları açık bana bakıyorlardı tahminime göre benimle karşılaşmak için buraya gelmişlerdi.

Hemen "Gelinsenize içeri, dışarıda beklemeyin bu sıcakta başınıza güneş geçecek." dedim. Onlar bu lafımla daha çok heyecanlanıp robot gibi bir masaya gidip oturdular. "Ne istersiniz?" diyip göz kırptım. Hala gözlerini ayırmadan bana bakıyorlardı. E ama konuşmazlarsa kendi kendime konuştuğumu düşünecektim artık.

Sonunda içlerinden bir kız konuşmayı akıl etmiş olacak ki utanarak "Ben bir filtre kahve alayım." dedi. Diğerleri de teker teker aynısından isteyince dönüp Naz'a hazırlanmasını rica ettim. Normalde siparişleri ben almıyordum ama bazen siparişlerle memnuniyetle ben de ilgileniyordum. Bazen mi? Çoğu zaman Maral, bu kafe sana büyü falan mı yaptı? Kafemle ilgili en ufak bir şey bile beni mutlu ediyordu.

Arkama baktığımda hala bana bön bön baktıklarını gördüm. Açıkta bir yerim mi vardı? Kafe henüz açılmamıştı. Dışarıda da kimse görünmüyordu. Naz kahveleri tazgaha koyunca alıp onlara götürdüm ve yanlarına oturdum. Onlar bu hareketime şaşırarak baktılar. Ama bakmaktan başka bir tepki veremiyorlar mıydı canım?

Gülümseyerek "Ee anlatın bakalım nasılsınız?" diye sordum. Utananarak iyiyiz diye mırıldandılar. Hepsi bu kez bana gözleri parlayarak bakıyorlardı.

Hemen yanımda oturan, hafif sarışın bir çocuk sonunda cesaretini toplamış olacak ki bir fotoğraf çekinebilir miyiz diye sordu. Mutlulukla kabul edip uzattıkları telefonu alıp toplu bir fotoğrafımızı çektim. Hepsinin heyecanı yüzlerinden belliydi.

Ömer'in kafeye girdiğini görmemle koşarak boynuna atlayıp sarıldım. Ömer gülerek "Kızım bi dur daha dün görüştük askerden gelmişim gibi davranıyosun" demişti. Onu umursamadan başımı göğsüne koyup sarılmaya devam ettim. O da saçlarımı okşuyordu.

Yanaklarını sıkarak "Maral'ının yakışıklısı, benim minik kedim mi gelmiş neden geç kaldın?" diye sordum. O da yalandan bir sinirle "Ya Maral'ım insanlar içinde minik kedim falan ayıp oluyo bak." diyip burnumu ısırdı. Omuz silktim.

Ömer benim her şeyimdi. Aynı yaşta olmamıza rağmen abim gibi davranıyor, beni herkesten sakınıyordu. İkinci abimdi o benim ballı çöreğimdi.

Kafenin arkasındaki bölüme geçtik. Ömer "Akşama bize gelirsin dimi? Ozan bir yemek yapmış parmaklarını yersin." dedi. Şaşırmadım, Ozan Ömer'in ev arkadaşıydı ve aşçılılık okumuştu. Ama o aşçılık okuduysa ben de Maral'dım canım, istesem bin kat daha lezzetlisini yapardım. Hı aynen.

İç sesimi duymamazlıktan gelip Ömere cevap verdim. "Bugün işkolik abim akşam bile şirketten ayrılamadığı için ben onun yanına gideceğim." Ömer başını sallayıp sen bilirsin diyince ben de bir önlük giyip çoktan dolmuş olan kafe tarafına geçip sipariş almaya başladım.

Maral karakterini nasıl buldunuz?
Ömer karakterini nasıl buldunuz?

Ufak bir hatırlatma daha kafa karıştırabilir Ozan ana karakter değildir ana karakterimiz bir sonraki bölümde kendini tanıtacaktır.

Bölümü beğendiyseniz ve yeni bölümün gelmesini istiyorsanız oy vererek ve yorum yaparak bana ve hikayeme destek olabilirsiniz.💙

Hikayenin bir sonraki bölümü hazırdır. Oy sayısı 5 olduğu anda yayınlanacaktır.💙💙

TAKİP EDİLİYORUM ~Güçlü Kadınlar Serisi1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin