Sabah saat 10:48
bir sıcak basmasıyla açmıştım gözlerimi...
bu manzarayla karşılaşacağımı nerden bilebilirdim ki??
karşımda Jungkook vardı. Baş ucuma doğru yere oturmuş ,elini çenesine yaslamış yüzüme bakıyordu. İlk başta ani bir refleks olarak korkmuştum ama hemen ardından bu kişinin jungkook olduğunu anlayınca sakinlemiş ve şaşkın gözlerle ona bakmaya başlamıştım.
Y/N: senin ne işin var burada
JK: seni almaya geldim
Y/N: ben sana demedim mi gerek yok ben kendim gelirim diye
JK: istemedim yorulmanı
Y/N: niye bu kadar beni düşünüyorsun
JK: oof Y/N çok soru soruyorsun ya... ayrıca karnındaki bebeğin babası olarak. Neyse hadi kalk giyin de gidelim
Y/N: iyi be kalktık
demiş ve yataktan kalkmıştım daha sonra dolabıma yönelmiş ve kıyafet seçmeye başlamıştım.
Kot pantolon, üzerine askılı beyaz bir tshirt , onun üzerine de siyah bir gömlek çıkarttım ve yatağımın üzerine bıraktım daha sonra odamdan çıkıp lavaboya doğru yürüdüm. Rutin işlerimi hallettim ve banyodan çıkıp odama geri gittim . Odama girdiğimde Jungkook'un halen aşağıya inmediğini görmüştüm.
Y/N: PAŞAM! aşağıya mı inseniz acaba artık
JK: hee yok ya böyle iyiyim ben gerek yok sen giyin
Y/N: sen git öyle hadi aşağıya
JK: kızım her yerini gördüm hem zaten artık bana aitsin
deyip sırıtıyordu
Y/N: Tanrım! Birde pişkin pişkin sırıtıyor hale bak hah...İnsene lan aşağıya!
JK: aman meraklı değilim bende sana gidiyorum
Y/N: hadii güle gülee
Jungkook yataktan kalkmış ve ayaklarını yere sürte sürte ilerliyordu. Kapının orada ayağı varken bilerek kapıyı ittirmiştim o da can havliyle hemen ayağını çekince kapı sertçe kapanmıştı o da kapıya yumruk atıp
JK: öküz müsün kızım sen yaa? Görmüyor musun!
diye söyleniyordu ben ise onu kızdırdığım için sırıtıyordum
...
Üzerimi giyinmiş saçımı taramıştım daha sonra biraz maskara ve şeftali pembesi olan rengini biraz da olsun veren dudak nemlendiricimden sürmüş ve önüme gelen saç tutamlarını arka tarafta pıtpıtlı tokayla birleştirmiştim. Çorap çekmecemden bir tane çorap alıp yatağa oturup giyinmiş ve telefonumu komidinin üzerinden alıp aşağı kata inmiştim . Annemler kahvaltı ediyor Jungkook'da salonda oturuyordu, ilk önce annemlerin yanına masaya ilerledim.
Y/N: Günaydın Kim ailesi
demiş ve babam ile annemin yanağına birer öpücük kondurmuştum.
Mina: abla ben sana küstüm
Y/N: a-a o niyeymiş prenses
Mina: sen bana öpücük vermiyorsun
Y/N: ablam sana da veririm ben küsme banaa
demiş ve minik koşar adımlarla Mina'nın yanına gitmiş yanağına bir öpücük kondurmuştum. Abimin omuzlarına ellerimi koyup günaydın demiştim
Junghwan ellerini Y/N'nin ellerinin üzerine koyup kendine doğru çekip öpmüş ve
Junghwan: günaydın prensesim
demişti.
Jungkook yerinden kalkıp yanımıza gelmişti
Jk: hadi gidelim artık gelmelerine az kalmıştır
Annem: nereye gidiyorsunuz
JK -Y/N: organizasyon şirketi ile görüşmeye
Annem: hımm anladım
Y/N: anne telefonunu açık tut eğer kararsız kalırsam sana sorarım
Annem: tamam kızım
Babam: Jungkook
demişti babam sert bir tavırla
JK: efendim baba
demişti. Baba demesi babamı biraz yumuşatmış gibiydi
Babam: kızıma iyi bak yoksa seni gebertirim. Duydun mu beni?
JK: merak etmeyin babacım ben varken kimsenin ona zarar vermesine izin vermem
Y/N: aay aay gözüne girecek diye (kısık sesle)
JK: sussana bi yaa (kısık sesle)
JK: neyse biz gidelim
demesinin üzerine kapıya doğru ilerlemiştik. Portmantodan çantamı almış içine telefonumu cüzdanımı koymuştum daha sonra ayakkabılarımın olduğu tarafı açıp beyaz spor ayakkabımı alıp giyinip evden çıkmıştık.
Yol boyunca çok fazla konuşmamıştık ta ki onu görene kadar...