on iki

1.1K 119 59
                                    


"ya abi ben biliyodum böyle yapacağını geç kaldı işte yine."

yedam kafasını sallayarak söylemiş, hepimiz koltuklara geçerken huening kai'yi aramıştı

"ver paramı riki"

bu sırada arkamızda oturan taehyun en arkadaki rikiye sesleniyordu. yaptıkları bahsi yenmesiyle ilgili de uzun bir süre dalga geçmişti.

sunghoonla yan yana oturuyorduk. huening kai gelip de otobüs kalkana kadar da konuşmadık. kai gelince herkesle beraber alkış tutmasını ve kısık kıkırdamasını duydum sadece.

çantamdan su ve temiz bir poşet çıkartmış dizime koymuştum. midem bulanırsa bir rezillik çıkartmamam içindi. bu sırada da heeseung'a yazıyordum. o da geziye geliyordu ama kendi sınıfının otobüsündeydi. otobüsten birkaç selfie atmıştı. yanında paket paket ramen getirdiğini, onları otobüsteki arkadaşlarına denettiğini, ne kadar beğendiklerini ve shin ramen'in ne kadar mükemmel bir şey olduğunu anlatan mesajlar atıyordu.

en önde öğretmenle beraber oturan jungwon arkasını dönüp birkaç kez sunghoonla konuştu. en başta da bana selam vermişti ama kafamı geri atıp ölümü bekler gibi yolun bitmesini beklediğimden sohbet etmedik.

jungwon da otobüsteki çoğu öğrenci gibi uyuyunca sunghoon sessiz kaldı. birkaç kez dönüp bana baktığını hissettim ama otobüs sarsıntısından ona dönemiyordum.

o mesaj atana kadar sessizce oturduk.

hoon
herkes uyuyor
sen neden uyumuyorsun

jay
sana eşlik ediyorum

hoon
konuşmuyorsun bile benimle
yan yana oturup mesajlaşıyoruz
nasıl eşlik bu

jay
konuşmak istiyor gibi görünmüyordun çünkü
o yüzden konuşmuyorum

hoon
konuşmak istemesem yazmazdım

jay
yazdın işte
ne güzel
konuşalım

hoon
sen uyumayınca garip hissediyorum
üstelik otobüsteki herkes uyurken
beni umursama da uyu

jay
yok
uykum yok

hoon
yol uzun
ve gözünden uyku akıyor

jay
uyursam rahatsız hissedeceksin

hoon
hissetmeyeceğim

jay
neden hep zıttız
uyumak istediğimde uyan diyorsun
uyumak istemediğimdeyse uyu diyip duruyorsun

hoon
hep uyuma dediğim için uyanıkmışsın gibi oldu çünkü
kendimi kötü insan sanacağım böyle giderse

jay
gözlerinin altı mosmor
uykusuzluktan
jungwonla konuşurken de uyuyamadığını söyledin
sen de uyu

hoon
başka şeylerle uğraşıyor gibi görünüyordun oysa ki
bizi mi dinliyordun

jay
kontrol ettim diyelim

hoon
uyku problemlerim var

jay
biliyorum

hoon
o yüzden sürekli uyuman beni gıcık ediyor

jay
biliyorum

hoon
bilmiyorsun

jay
biliyorum
sunoo beni uyandırıp durduğun ilk hafta söylemişti

hoon
ve artık o kadar uyumuyorsun?

jay
evet
rahatsız olacaksan eve gittiğimde uyumayı da deneyebilirim

hoon
sanırım gerçekten kötü bir insanım

jay
değilsin
ya da öylesin
bilmiyorum
tanışmadığımızı söyledin çünkü

hoon
hala onu takıyorsun değil mi
o anlık bir şeydi boşver işte

jay
uhmmm
hayır?

hoon
hadi uyu
rahatsız değilim

jay
omzuna yatacaksam?

hoon
o kadar yakın mıyız

jay
olamaz mıyız

"çok uyuma ama omzumu ağrıtırsın."

dediğiyle rahatsızca güldüm. uyu demeyi bırakır diye öyle söylemiştim. kabullenmesi şaşırtırken bir anda omzu cazip geldi.

yüzüme güzel bakıyordu ayrıca. omzuna yatmayı geri çevirmek imkansızdı.

tüm gece rikiyle oyun oynamanın verdiği uykusuzlukla kafamı omzuna koydum. gece uyanık kalmamış olsam da uyurdum. hem omzu, hem uyku cazipti.

"kabul ettiğine pişman olana kadar omzundayım."

ikimizde kıkırdadık. sessizliğin içinde fısıltılarımız çok duyulduğundan konuşmuyorduk. ya da ben uyuyayım diye rahatsız etmemeye çalışıyordu.

otobüs problemim yüzünden sancılanan midem biraz daha rahatladı o sırada. uyuyacak gibi oldum.

"umarım sen de uyursun hoon."


=

eeey
duz yazi denedim

stereotype, jayhoon!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin