Normal şartlarda Yoonmin çifti ile başlardım ama fic'in baş karakterleri onlar olduğu için en son onları yazacağım. Lütfen bana kızmayın bebeklerim. 🙏
O zaman ilk güzel çiftimiz ile başlayalım.
Bu arada ateş bizi çağırıyor. Yanmaya hazır olun. 🔥😂
Keyifli okumalar...
Namseok
Hoseok hala inanamıyordu. Bu noktada olduğuna,Namjoon'un onu sevdiğine, sevgili olduklarına...
İlk günden ümidini kesmişti çünkü. Yaşadığı talihsiz şeylerin onun açısından kötü olacağını düşünmüştü. Aslında birazcık haklıydı da. Yoongi olmasaydı muhtemelen düşündüğünü yaşıyor olurdu.
Kendine kızgındı bi yandan. Arkadaşının arkasından iş çevirmişti, onu üzmüştü. Ona bir şey olsa kendini asla afdedemezdi biliyordu. Fakat şans yüzüne gülmüştü ve her şey yoluna girmişti bi şekilde.
Bu hikayede sanırım herkes Jimin'e büyük bir teşekkür borçluydu. Onun sayesinde aradığı insanı bulmuş ve yine onun sayesinde şu an onun kollarına gidiyordu.
Namjoon onu ilk öptüğünde kalbi çıkacakmış gibi hissetmişti. Başka bir sakarlık yapıp anı mahvetmek istemediği için öylece durmuştu. Kıpırdamamıştı bile. Şimdi ona giderken de neler olacağını biliyordu. Bu kez durmayacaktı, karşısındakinin bedeninde soluklanacaktı ve bundan zerre pişman olmayacaktı.
Adımları daha da hızlanırken içindeki heyecan kat be kat artıyordu. Hayatında bu kadar mutlu hissettiği başka an var mıydı?
Aslında yoktu.
Nihayet Namjoon'un evinin önüne geldiğinde onu aramış ve kapıyı açmasını beklerken de panik halinde sağa sola yürümeye başlamıştı.
Ve işte o an.
Karşısında uzun esmer teniyle,üzerindeki basketçi atleti, altındaki bol şortu, turkuaz saçlarıyla aşık olduğu adam karşısındaydı.
Heyecandan yerinde duramayan bedeni Namjoon'u gördüğünde buz kesmişti adeta. İnanamıyordu. Bu adamın onun olduğuna hala inanmıyordu.
"Sevgilim."
Dökülmüştü dudaklarından bu kelime. Namjoon ona her sevgilim dediğinde onun tarafından sevilmenin tadına varıyordu iliklerine kadar. Tanrı'ya minnettar oluyordu.
"Namu'm"
Bu hitapsa Namjoon'un bitiş anıydı. Karşısındakine bakarken göz bebekleri titriyordu ve zaman yavaşlıyordu sanki.
Nereden bilebilirdi ki hayatta her zaman geri plana attığı hislerini bu adamı gördükten sonra önceliği yapacağını? Bilemezdi.Hiç beklemediği anda hayatının tam orta yerinde beliren bu adamı daha önce göremediği için kızıyordu kendine. Ona kendisi gelmişti, isteyerek...
"Gel kollarıma."
Hoseok bi an bile düşünmeden sarılmıştı sevgilisine. Kokusunu çekmişti ciğerlerindeki her bir noktaya ulaşana dek. Bugün tek bir damla alkol içmese bile bu koku ile bu bedende sarhoş olabilirdi.
Kafasını sevdiği adamın boynundan usulca kaldırdığında gözlerine bakmıştı.
Kayboluyordu. Hiç şüphesiz o gözler bir kara delikse kendisi yörüngeden çıkmaya hazır bir gezegendi.Ve Hoseok o kara deliğin onu içine çekmesine izin vermişti.
Öpmüştü onu. Tereddüt bile etmemişti bunu yaparken. Elleri onun boynuna daha da sıkı sarılırken, Namjoon onu tek hamlede kucağına almış ve içeriye doğru yürümeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑩𝒂𝒔𝒌𝒆𝒕𝒃𝒂𝒍𝒍 𝑪𝒍𝒖𝒃 | 𝒀𝒐𝒐𝒏𝒎𝒊𝒏
FanfictionOkulun basketbol kulübü kaptanı Min Yoongi ve ona aşık olduğu için o kulübe giren Park Jimin. "Bu boy ile bu işi becereceğini pek sanmıyorum." "Bu boy ile yaptıklarıma tanıklık etmiş olsaydın eğer eminim bu işi değil seni becerememi isterdin Yoongi...